Fatih Yapar/Egedesonsöz - Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, seçimlerden sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın EXPO alanı olarak belirlenen İnciraltı ile ilgi yaptığı açıklamaları değerlendirdi. İnciraltı’nda bulunan işletmelere gönderilen diğer bir sorun olan kaçak yerlerin yıkılması konusuna da değinen Çalkaya çarpıcı açıklamalar yaptı.
Ortada, olaya hakim olamama sorunu olduğunu belirten Başkan Çalkaya, bölgenin planlamasından yana olduklarını ifade etti. Çalkaya, “Burası SIT alanı. Turizm alanı olarak 1989 da planları yapılmış. Bakanlıktan da geçmiş. O dönem buradaki koruma amaçlı planlar yapılmadığı için bölge elimizin altında bir bomba gibi duruyor. Denize sıfır, 5 milyon metrekarelik bir alan. 3.5 milyon insanın yaşadığı kentin göbeğinde kalan bir yer. Ben ilk belediye başkanı olduğumda Turizm Bakanlığı Çeşme ve Ildır’da planlama çalışmaları yaptı. Benim de seçim vaatlerim arasında yer alan bölgenin planlamasını yapmak istiyordum. Buranın jeotermalini, turizm olanaklarını ortaya koyup Balçovayı rahatlatmak istiyordum. Bakanlığın 1989’ da turizm alanı ilan ettiği ama koruma amaçlı planları yapmadığı, kimine göre tarım arazisi kimine göre oksijen deposu denilen aslında kullanılmayan verimliliğin altına düşmüş, çürümüş paslı sera demirlerinin yoğunlukta olduğu bölge. Ne yazık ki 7 yıl geçmesine rağmen burayı planlayamadık. Biz de Büyükşehir Belediyesi de buranın planlanmasından yana” diye konuştu.
PRESLEME YAPIYORLAR
Bölgenin çevreyolu bağlantısının olduğunu ulaşımla ilgili bir sıkıntısının olmadığını ifade eden Çalkaya, EXPO heyetinin İzmir’e gelmesi halinde yine Balçova’yı seçeceğini söyledi. Çalkaya, “Kentte düşüncelerinin alınması gereken meslek odaları, ve sivil toplum örgütlerinde bir tedirginlik var. Ben o tedirginliklerin plan taslağında giderildiğini düşünüyorum. Çünkü emsal çok düşük. 22 yıl turizm sektöründe çalıştım. Bir otel müşterisi balkonun çıkıp derinlik görmek ister. 10 katlı bina yaptırırsanız sekizinci katta olan sonsuz bir derinlik görür. Körfez önünde. Emsal 0.80 kaldığı müddetçe yoğunluk aynı olduğu müddetçe gökdelen olması fark etmez. Ben 7,5 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Benim belediye başkanı olduğumda burada 60’ ın üzerinde restoran, balık restoranı, günü birlik yerler vardı. Biz şöyle bir anlaşma yaptık. Burayı plan bitene kadar elimizde tutalım. Yıkmaya kalksanız 2 bin turist var. Kepçelerle gireceksiniz, hoş olmayan görüntüler olacaktı. Plan bitene kadar bunlar kalsın istedik. Bunu isterken de yenilerinin yapılmaması için gayret gösterdik. Plan bitince bunlar otomatikman gidecek. Neden gidecek? Vatandaş arazisini satmak istiyorsa üzerini temizler öyle satar. Bunların hepsi zaten demonte malzeme ile yapılmış. Beton yok. Tabi seçim öncesi belediyeye yönelik preslemeler başladı. “Yık” yazısı geliyor. Bakan ise ‘yıktırmayacağım’ diyor ama bakanın bir alt birimi kültür ve müzeler müdürlüğü her 15 günde bir ‘yık, yıkmazsan soruşturma açacağım’ diyor. Elimde en az bakanlığa bağlı Kültür ve Müzeler Müdürlüğü’nden gelmiş 60’ ın üzerinde evrak var. Sayın bakan da seçim döneminde ‘yıktırmam’ dedi fakat gelen yazılar tam tersi. Çeşmenin Ovacık bölgesinde mutlak korunması gereken tarım arazisindeki konut bölgesini yıkan belediye başkanına ‘hata yaptın, insan haklarını ihlal ettin’ dersen ben de buradakini yıkmakta tereddüt ederim Şu ortamda oraları yıkmanın doğru olduğuna inanmıyorum” ifadelerini kullandı.
BAKAN KONUYU ÇÖZMEDİ
Konuyu seçim öncesinde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a anlattıklarını ifade eden Çalkaya, bir sonuç alamadıklarını söyledi. Çalkaya, “Bakan seçim öncesi burada otelde kaldı. Denk geldik ve hemen söyledim. Bana buraları yıkmam konusunda yazıların geldiğini ifade ettim. O da konuyu çözeceğini söyledi. Biz de anlaştık. Bir yanda yıkım işlemi bir yanda da yıkmayan belediyenin müfettiş ile karşı karşıya kalması. Ben de siyaset yapıyorum. Hem mantık olarak yıkmamanın doğru olduğuna inanmıyorum hem de kendimi korumak zorundayım. Beni insanlar seçtiler. Yıkım kararlarını yıkmak için almadım. Ama üzerime yapılan baskıyı, presi öteleyebilmek için aldım. Ben yıkım taraftarı değilim. Burada insanlar ekmek yiyor. Bu sıcakta kentin beton yığınından insanlar kaçıp buraya geliyor, insanlar burada evleniyor, buralarda vaktini geçiriyor. Kentin sıkışık yapısında İzmir insanının nefes alacağı yer olarak görüyorum” dedi. Çalkaya, EXPO’nun yerinin İzmir’de neresi olursa olsun insanların Balçova’da konaklayacağını ve buraya gelir getireceğini söyledi.
KOCAOĞLU İLE SORUNUM YOK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilçe belediye başkanları arasında yaşanan kamplaşma ve ayrı toplantılar düzenleme konusuna da değinen Çalkaya, “Benim, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile hiçbir sorunum yok. Ben belediye başkanımla uyum içinde çalışıyorum. İzmir’de Büyükşehir belediye başkanı kentin her yerine dengeli yaklaşıyor. Eksikleri olabilir. Benim de var. Eleştiren arkadaşın da eksiği var. Eleştiriler önce kendinden başlayacak. Sonra başkalarında aramaya başlayacak. Eleştiri ve özeleştiri çok ciddi bir mekanizmadır. Ben önce kendimi eleştiririm. Benim hatalarım var mı?.O zaman kendim sıfır hata ile çalışmadığıma göre başkalarına da o toleransı göstermek zorundayım” diye konuştu. Çalkaya, ilçeler ve Büyükşehir arasındaki tartışmaya girmeyeceğini de ifade ederken, “Ben bir bütçeyle geldim. Benim bütçem var, kendi işlerimi yapıyorum. Sıkıştığım dönemlerde tabi ki yardım isteyeceğim. Herkes istiyor. Herkes de o yardımları alıyor” dedi.