FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. İzmir’in iyi yönetilemediğini belirten Bağış, Kıbrıs’ta petrol arama çalışmaları ve şike yasası hakkındaki görüşlerini söyledi. AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ı makamında ziyaret eden Bakan Bağış, “İzmir bizim önemsediğimiz ilimiz. EXPO 2020 için hep birlikte ter döktüğümüz bir ilimiz. İzmir’in kalkınması için hak etiği hizmetlerden fazlasıyla yararlanması için hep beraber çaba sarf etiğimiz bir ilimiz. İzmir, kabinemizin en aktif, en başarılı iki bakanını milletvekili olarak meclise kazandırmış bir şehir. Başbakanımız buraya çok büyük önem veriyor. İzmir’i kimileri bir takım ideolojilerin arka bahçesi olarak lansetmeye çalıştılar ama AK Parti İzmir’i hizmetin merkezi haline getirmek istiyor. AK Parti 35 Proje’ye 35 yararlı yaklaşımla İzmir’i hak ettiği noktaya taşımak istiyor. Bize oy veren vermeyen herkesin hükümetiyiz. Herkesi kucaklamak istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir vatandaşıyla ayrım yapmayan bir anlayışımız var. Bu çerçevede İzmir’e ne kadar önem verdiğini Sayın Başbakanımız kabine de iki bakanlık vererek gösterdi. Sadece İstanbul ve İzmir’in iki bakanı vardır. Diğer hiçbir ilin kabinede iki bakanı yok. İstanbul ve İzmir’in Sayın Başbakanımızın gönlündeki yeri farklıdır. Maalesef İzmir belediyecilik konusunda hak ettiğini alamıyor. Ben her geldiğimde bunu görüp, üzülüyorum. Ama az kaldı İzmir sık dışını, inşallah2014 geliyor. Az kaldı. İzmir’de hak ettiği hizmeti alacak” dedi.
İzmir’in EXPO’yu alması için her Türk vatandaşı gibi çalışacağını belirten Bakan Bağış, “İzmir’de iki bakanıyla, milletvekilleriyle, Büyükşehir belediye başkanı ile valisiyle, ilçe belediye başkanlarıyla, kaymakamlarıyla hep birlikte el ele vereceğiz. Bu işin partisi yok, bu işin ideolojisi yok, farklı kültürü inancı yok, bu hepimizin ortak meselesi. İnşallah İzmir’i 2020’e EXPO kenti olarak bir marka şehir olarak tüm dünyaya tanıtacağız. Gönül isterdi ki bunu 2015’de yapalım. Aslında neredeyse başarmıştık. Sinyalleri almıştık, ama gel gör ki demokrasi düşmanları Türkiye’nin önünü tıkadıkları gibi İzmir’in de önünü tıkadılar. O kapatma davası birçok konuda ülkemize zarar verdiği gibi İzmir’in de EXPO 2015’i almasına mani oldu. Ama artık hamdolsun bu tür yol kazalarına karşı daha bilinçliyiz, daha el ele vereceğiz, iktidarıyla muhalefetiyle demokrasiye sahip çıkacağız. Hep beraber Türkiye’nin kalkınması için ter dökeceğiz. Buna inanmış il başkanı olduğu için İzmir çok şanslı” diye konuştu.
SORUŞTURMAYI MALZEME YAPMASINLAR
Bakan Bağış, 2020 EXPO sürecinde belediyelere yapılan operasyonların etkili olup olmayacağı sorusuna ise açıklama getirdi. Bağış, “Ben buna katılmıyorum çünkü oy veren batılı ülkelerin çoğu şeffaflıktan ve denetlemeden yana yönetim tarzını benimsemiş ülkelerdir. Belediyelerde soruşturmaların yapılması, bu ülkede ilgili mercilerin, ilgili denetleme birimlerinin işini yaptığını gösterir. Ve kimsenin bir çekincesi, kabahati, korkusu endişesi yoksa bundan da rahatsız olmaması gerekir. Bir takım kapamak, gizlemek istedikleri durum varsa bunu da EXPO’ya malzeme yapmasınlar, EXPO’yu bir takım yanlış hareketlerin kılıfı yapmaya kimse kalkmasın. Bu durumu ne TBMM’de İzmir’i temsil eden iktidar, muhalefet partisinin milletvekillerinden biri kabul eder, ne İzmir halkı kabul eder, ne Türkiye’nin kamu vicdanı kabul eder, ne de destek istediğimiz ülkelerin vicdanları temsilcileri kabul eder” ifadelerini kullandı.
BU İŞİN FANTAZİSİ YOK, AKILLARINI BAŞLARINA TOPLASINLAR
Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği dönem başkanlığına gelecek olması nedeniyle yaşanacak sıkıntıları da anlatan Bakan Bağış, “Bu işin fantezisi yok. Türkiye çok açık söyledi. Biz Güney Kıbrıs’ın dönem başkanlığı gibi bir şey görmektense, adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’in birlikte oluşturacakları kalıcı bir birleşik Kıbrıs Devleti’nin dönem başkanlığını üstlenmesini istiyoruz. Çabalarım da bu yönde. Şu anda BM Genel Sekreteri Ban Ki -moon’un çabaları bu yönde. Biz bu çabalara destek veriyoruz. Kıbrıs Dönem Başkanlığı 2012’in Temmuz ayında değişecek. Bu zamana kadar Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözümün oluşması için biz elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Olursa ne ala O zaman oradaki Kıbrıslı kardeşlerimizin birlikte oluşturacağı devletin dönem başkanlığını önemseriz. Onlarla her türlü toplantıyı yaparız. Onlarla belki çok fasıllar açarız. Çok önemli gelişmeler elde ederiz.
Diyelim ki olmadı. Ve Kıbrıs Rum Yönetimi tek başına bir yarım devlet olarak adanın tümünün temsilcisi olma iddiasıyla AB’nin dönem başkanlığını üstlendi, bir kere bu AB’nin kredi fizibilitesine gölge düşürür. AB’in saygınlığına gölge düşürür. Ama bu gölgeye rağmen AB yetkileri Kıbrıs Dönem Başkanlığı’na Rum Yönetimine izin verirlerse, biz komisyonla görüşmelerimizi sürdürürüz, Avrupa Parlamentosu’yla görüşmelerimizi sürdürürüz ama dönem başkanlığıyla aynı masaya oturmayız. Çünkü müzakere eden ülkelerin dönem başkanıyla aynı masaya oturmaları ancak bir faslın açılıp kapanması töreninde ya da ortaklık toplantılarında olur. Böyle bir durumda zaten bir yıldan fazla bir süredir fasıl açmıyoruz. Zaten önemli olan fasıl açmak değil, önemli olan reform yaparak zihinleri açmak, gönülleri kazanmaktır. O nedenle altı ayı da atlatırız. Bu süreç Rahmetli Menderes’in 1959’da başlattığı 52 yıllık bir süreçtir. Bu 52 yıllık süreçte 6 aylık gecikme ne Türkiye’ye bir şey kaybettirir, ne Avrupa’ya bir şey kazandırır. Ne de Rumlara bir şey kazandırır. O yüzden akıllarını başlarına toplasınlar. Şu altı ayı iyi değerlendirsinler. Adada herkesin huzur içinde yasacağı bir ortak devleti oluştursunlar ondan sonrada oradaki Türk kardeşlerimizde, Avrupa kamuoyunda birlikte geleceğimizi inşa edelim.
Bu konuda tek yüreğiz. Çünkü Kıbrıs bizim milli davamızdır. Kıbrıs konusu AK Parti’nin veya CHP’nin meselesi değildir. MHP’nin, BDP’nin meselesi değildir. Türkiye’nin milli davasıdır. Ne Kıbrıs için AB’den vazgeçeriz, ne de AB için Kıbrıs’tan vazgeçeriz. İkisinde de bizim ulusal çıkarlarımız var haklı olduğumuz konular var. Bu millet ne yaptığı bilir. Biz de ne yaptığımızı biliyoruz. Oraya kendi çapında yarım bir devletin ayak oyunlarına boyun eğecek değiliz” dedi.
PETROL GAZOZ DEĞİL
Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi’nin toplantısı ve Akdeniz’de petrol arama çalışmaları ile ilgili fikirlerini de söyleyen Bakan Bağış, “Çok acıdır ki bu Genel İşler Konseyi AB’nin en önemli birimlerinden biri iken en önemli kurumlarından biriyken rutin işler konseyine çevirmeye çalışan bir Rum yönetimi ile karşı karşıyayız. Fuzuli işler konseyi haline getirmeye çalışan bir rum zihniyetiyle karşı karşıyayız. Biz bu Genel İşler Konseyi’nin taslak raporunda Türkiye’ye birtakım çağrılarda bulunurken, bu konuda provokasyonu en üst düzeye çıkarmış Rum Yönetimi’ne bir çağrıda bulunmamasını Avrupa’nın akıl tutulmasının bir başka örneği olarak görüyorum. Öyle değerlendiriyoruz. Bugün Avrupa içinden geçtiği buhranda ekonomik krizlerle, siyasi krizlerle boğuşurken bir yandan da Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa’nın çıkarlarını ipotek altına almasıyla karşı karşıya kalmıştır. Biz Avrupalı dostlarımızla müttefiklerimize ortaklarımıza artık uyanmalarının vakti geldiğini, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin çıkarlarını ipotek altına almaması gerektiğini vurguluyoruz. Burada doğalgaz ve petrol varsa binlerce yıldır var. Buradaki gazoz değil ki gazı kaçsın. BM genel sekteri bu yıl sonuna kadar çözüm bulmaya çalışırken, Akdeniz’in tabanında delik açmak provokasyondan başka bir şey değildir. Avrupalıların da bu tuzağa düşmeyeceğine inanıyorum. Yarın ki konsey kararı da makul ve iki tarafın birleşik bir devletin oluşturma çabalarına destek veren mesajlar olmasını temenni ediyorum. İnşallah aklın yolu bir gelir” dedi.
AK Parti İl Başkanı Ömer Cihat Akay, ziyaretin anısına Bağış’a isminin yazılı olduğu İzmir’in sembolü olan saat kulesi motifli bir vazo verdi. Akay, “Sayın Bakanımız, 20 yıl geçtikten sonrada bir il başkanı vardı adı ne diye unutmasın diye altına da ismimizi yazdık” diye konuştu.