İZMİR-Gayrimenkulleriyle birlikte geride bıraktığı servetinin 350 milyon lira civarında olduğu belirtilen İzmir'in en büyük hayırseveri merhum Salih İşgören'in kardeşi Sezai İşgören, 6 Ocak 2011'de vefat eden ağabeyinin geçtiğimiz günlerde mahkeme tarafından açıklanan vasiyetinin iptali için dava açtı. Sezai İşgören, ağabeyinin tüm servetini ölmeden önce kurduğu Nevvar-Salih İşgören Vakfı'na bıraktığını belirttiği vasiyetinin iptal edilerek, servetinin yasal mirasçılara teslim edilmesini istedi. Dava dilekçesinde İşgören'in ölmeden önce yakalandığı kolon kanseri hastalığının organlarına da sıçradığı, 2 adet beyin tümörü de tespit edilmesi nedeniyle vasiyetin sağlıklı bir ruh halinde yazılmadığı belirtildi. Vasiyetin, akıl sağlığı yerinde olmadığı yazıldığı, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiği iddia edildi. Sezai İşgören'in Avukatı Kadir Soner Kılınç, "Müvekkilimin talebi üzerine dava açtık. Mahkeme hakkaniyete ve kanuna uygun karar verecektir. Nevvar-Salih İşgören Vakfı'nın da en iyi yöneticisinin, Merhum Salih Bey'in kardeşi Sezai Bey olacağına inanıyoruz" dedi.
HUKUKİ SAVAŞ
Ölümü üzerinden 3 ay geçen ve İzmir'e eğitim, sağlık gibi çeşitli alanlarda yaklaşık 175 milyon lira bağışta bulunarak çok sayıda eser kazandıran hayırsever işadamı Salih İşgören'in yaklaşık 350 milyon liralık serveti ile ilgili hukuki savaş başladı. Ölümünden 6 ay önce kolon kanserine yakalanan İşgören, tedavi gördüğü DEÜ Hastanesi'nde yaşama veda etti. Son hayır işini, vefat ettiği DEÜ'nün bahçesine çocuk hastanesi yaptırarak gerçekleştiren İşgören'in vasiyeti ise, geçtiğimiz günlerde mahkeme tarafından açıklandı. İşgören 27. Noter kanalıyla 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilen vasiyeti kapsamında tüm malvarlığını ölmeden önce kurduğu Nevvar-Salih İşgören Vakfı'na bıraktı. Duruşmaya katılan avukat Kılınç, vasiyete itiraz ettiklerini, dava açıp açmayacaklarına ise müvekkilinin karar vereceğini söylemişti.
'GEÇERSİZ OLSUN'
Sezai İşgören, vasiyetin iptali için Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Salih İşgören'in 28 Kasım 2008, 23 Şubat 2009 ve sonuncusu olarak 23 Kasım 2010 tarihli 3 vasiyeti bulunduğunun belirtildiği dilekçede, tüm vasiyetlerde malvarlığının 2010'da kurulan Nevvar Salih İşgören Vakfı'na bırakıldığı kaydedildi. Dilekçede, Burhan Moğolkoç, Ömer Şener ve Ömer Lütfi Çırak'tan oluşan vakfa karşı dava açma hakkının da saklı tutulduğu belirtildi. 3 vasiyetin de geçersiz sayılması istenirken, "Öncelikle muris ilk vasiyetnameyi yaptığı zaman 82, son vasiyetnameyi yaptığında ise 85 yaşında olup yaşa bağlı olarak zaman zaman akıl sağlığı açısından git-geller yaşamakta, insanları tanımakta zorlanmakta ve içinde bulunduğu zamanı karıştırmakta, geçmiş zamana gitmekte, önceden yaşadığı zamanı sanki yeni yaşamış gibi anlatmaktaydı" denildi.
AKIL SAĞLIĞI
İşgören'in, eşi Nevvar İşgören'i 2008'de kaybetmesinden sonra, alt-üst olduğu belirtilerek şöyle devam edildi: "Eşini kaybetmesi, yaşlılık ve beyin tümörleri ne yazık ki murisin akli dengesini alt-üst etmiş, akıl melekelerini zayıflatmış ve kendi başına ayırt edebilme yeteneğini ortadan kaldırmıştır. Özellikle 85 yaşında kanser, şeker hastalığı ve diğer hastalıklarla uğraşan, yoğun ışın ve ilaç terapisi altında olan bir kişinin akli melekelerinin yerinde olduğunu iddia etmek, hayatın olağan akışına uymamaktadır. Vasiyet, muris ölmeden 37 gün evvel yapılmıştır. O günlerde kanser illeti tüm vücudunu sarmaya başlamış, kendi başına hareket edemez ve yemek yiyemez olmuştur."
Kandırıldığı iddia edildi
Dava dilekçesinde, Salih İşgören'in, vasiyetinde yasal mirasçısının olmadığını belirttiği, bu sırada kardeşini bile hatırlamadığı iddia edildi. Ayrıca İşgören'e vasiyeti yaptıranlar olduğu ve bu kişilerin, "Senin hiçbir mirasçın yok. Gel bu mallarını vakfa bağışla" diyerek haşırsever işadamırı kandırdığı ileri sürüldü. Bunun da vasiyetin iptali için yeterli sebep olduğu kaydedildi.
Gayrimenkullerin satışını yasakladı
Mahkeme huzurunda okunan ve 23 Kasım 2010 tarihinde imzalanan vasiyete göre, Salih İşgören her şeyini vakfa bıraktı. Gayrimenkullerinin satışını yasaklayan ve hayır işlerinin ise faiz gelirleriyle yapılmasını zorunlu kılan İşgören, vasiyetinde şöyle dedi: "Vefatımdan sonra üzerime kayıtlı tapular, tüm gayri menkuller ve tüm mal varlığımı kurulacak olan vakfa terk ve vasiyet ediyorum. Bankalar veya başkaca kuruluşlarda bulunan TL, dolar, euro ya da her türlü döviz hesaplarım, hisse senetlerim, hazine bonolarımı da ölümüme müteakip kurulacak olan vakıfa vasiyet ediyorum. Vakıf, bu hesaplardaki paraların aslına dokunmayacak. Parayı, en yüksek faiz veren bir veya birkaç bankada yönetim kurulu tarafından değerlendirilip aylık dönem halinde faiz geliriyle vakfın amacı doğrultusunda sonsuza dek hayır işlerinin yapımında kullanılmak üzere Nevvar Salih İşgören Vakfı adına terk ve vasiyet ediyorum. Tüm gayrimenkuller ile taşınmazların satılması tarafımca yasaklanmıştır. Bunların işletilmesi ya da kiralanmasından elde edilecek meblağın tamamı her ay ana paraya eklenerek faizlendirilir. Vakfın yegane varlığı olan ana paranın yıllık gelirinin beşte biri ana paraya eklenir. Beşte dördü ise, vakfın yönetim kurulunca diğer kamu kuruluşu ve vakıflara vakfın amacı doğrultusunda dağıtılacak olan paradır."
Mahkemenin kararı beklenecek
Salih İşgören'in vasiyetinin iptaline ilişkin açılan dava nedeniyle mahkeme sonuçlananıncaya kadar servetine kesinlikle dokunulamayacak. Dava Sezai İşgören'in aleyhine sonuçlanırsa ise, Salih İşgören'in sadece faiz gelirlerinin hayır işlerinde kullanılmasına yönelik şartlı vasiyeti uygulanacak. Öte yandan açılan dava, Nevvar Salih İşgören Vakfı Mütevelli Heyeti üzerinde şok etkisi yarattı. Konuyla ilgili önceki gün bir araya gelen vakfın yönetim kurulu üyeleri, davanın resmi olarak kendilerine iletilmediğini belirterek şimdilik açıklama yapmaktan kaçındı.(İlker Çoban/Yeniasır)