‘2030'da 27 milyon kişi kanser olacak’

ANKARA - Türkiye Devlet Hastaneleri ve Hastalara Yardım Vakfınca (HASVAK) İTÜ Evi'nde ''Ulusal Kanser Haftası-Kadın Yılı'' etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinlikte, çoğu kanser tedavisi görmüş ya da halen gören kişiler bir araya geldi.

 

Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkan Yardımcısı Özgül, kanserin önlenebilir ve alınacak tedbirlerle mücadele edilebilir bir hastalık olduğunu belirtti.

 

Özgül, vücutta herhangi bir dokuda hücrenin hızla çoğalmasının kanser olarak tanımlandığını anlatarak, kanserin kalp hastalıklarından sonra ölüme en çok yol açan ikinci hastalık olduğunu bildirdi.

 

Özgül, ''Şu anda dünyada 11 milyon yeni vaka var, eğer gerekenler yapılmazsa 2030'da 27 milyona ulaşacak. Ayrıca şu anda 25 milyon kanser hastası var. Gereken yapılmadığında bu sayı 75 milyona ulaşacak'' diye konuştu.

 

Kanserle mücadelede sigara ve tütünden uzak durulmasının önem taşıdığını vurgulayan Özgül, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, alkol kullanımından kaçınılması gibi unsurlara özen gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.

 

Kanserde doğru tanı için biyopsi ve patolojik incelemenin yapılması gerektiğine işaret eden Özgül, vücudun herhangi bir yerinde şişlik, sertlik, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, anormal kanama, akıntı, sebepsiz kilo kaybı ya da ateş ve iyileşmeyen yara gibi bulguların görülmesi halinde vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi.

 

Psikolog Alden Ketenci de kanser tanısı almış olan bir kişide ilk olarak şok, ardından tepki, direnme ve uyum aşamalarının görüldüğünü söyledi.

 

HASVAK ve Kansere Karşı El Ele Federasyonu Başkanı Engin Öztürk yaptığı konuşmada, vakıf olarak her ay bu tür etkinliklerde eğitim toplantıları yaptıklarını söyledi.

 

Kısa bir süre önce vakıflarının, kanseri önleme konusundaki çalışmalarından dolayı Sağlık Bakanlığınca plaketle onurlandırıldığını belirten Öztürk, çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti. Kanser tedavisi gören kişiye verilecek aile desteğinin önemine işaret eden Ketenci, yakınlarının hastanın kaygısını ve endişesini paylaşması, ancak olumlu mesajlar vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.