'SGK, Bağ-Kur’lu çiftçi kadınları mağdur ediyor!'

Güler, Meclis’e verdiği yazılı soru önergesi ile ilgili yaptığı açıklamada, çoğunluğu kadınların oluşturduğu on binlerce çiftçi Bağ-Kur’lunun büyük bir sıkıntı içinde olduğunu, konunun çitçilerden gelen şikayetlerle gündeme geldiğini belirtti.

Kamuoyunda ‘torba yasa’ olarak bilinen geçmişe dönük borç yapılandırması düzenlemesinde, çiftçi Bağ-Kur’lulara Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) tarafından çıkarılan engelin hukuki olmadığını belirten Güler şöyle dedi: “Geçen yasama yılında çıkarılan ‘torba yasa’ ile SGK, Bağ-Kur, vergi, trafik, elektrik gibi birçok alanda borçlulara geçmişe dönük yapılandırma olanağı sağlandı. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu çiftçi Bağ-Kur’lular maalesef bu haktan yararlanamamakta. Nedeni SGK’nın adil olmayan uygulaması. Çiftçilerin ürün satışından Bağ-Kur tevkifatı uygulaması 1994 yılında başladı.  01.04.1994 tarihinde başlayan tarımsal ürünlerden Bağ-Kur tevkifatı uygulamasında evli durumda olan kadınlardan aile reisi olmamasına rağmen Bağ-Kur tevkifatı yapıldı. Aynı tarihlerde ziraat odası kayıtları her aileden bir kişi üzerine, aile reisinin üzerine yapılıyordu. Ancak özellikle tütün, şeker pancarı vb. gibi kotalı ürünlerde tarladan çıkacak ürün kota nedeniyle iki ya da daha fazla koçan düzenleniyordu. Bu nedenle de evin kadını ya da diğer bireyleri üzerinden gösterilerek ürün satışından tevkifat kesilerek koçan sahibi Bağ-Kur’lu yapıldı.  Yani sigortalılık başlangıcı gerçekleşti.”

PARAYI KESERKEN TAPU KAYDI, KİRA SÖZLEŞMESİ, ODA KAYDI SORDUN MU?
Son ‘torba kanun’da getirilen düzenleme ile tüm Bağ-Kur borçluları yapılandırma hakkından yararlanırken çiftçilere çıkarılan engellemelerin adil olmadığını dile getiren Güler; “Torba kanun ile getirilen düzenlemeden yararlanma bu durumdaki yurttaşlarımız için de haktır. SGK bu durumda olan çiftçilerimizden geçmişe dönük ziraat odası kaydı istiyor. Olmadı tapu kaydı ya da kira sözleşmesi istiyor. O dönemde oda kayıtları her aileden biri kişi için o da,  2001 öncesi aile reisi koca olduğu için onun adına düzenlenirdi. Haliyle tevkifat kesintisi yapılan kadın çiftçinin böyle bir olanağı zaten olamazdı. Devlet, o tarihte tevkifat keserek Bağ-Kur’lu yaptığı vatandaşına bugün geçmişe dönük oda kaydı, kira sözleşmesi ve tapu getir gibi gerekçelerle sırtını dönemez. Çiftçiden tevkifat parası keserken tapu kaydı, kira sözleşmesi ya da oda kaydı sordun mu? SGK ipe un seriyor, on binlerce yurttaşımıza eziyet ediyor. Onların emeklilik hakkından yararlanmalarına mani oluyor” dedi.

TEVKİFAT KESİNTİSİ TEMEL ALINMALI!
Güler açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Tevkifat kesintisi yapılan, sigortalılık iradesi gösteren; çoğunluğu kadın yurttaşlarımızdan oluşan hak sahipleri, borç yapılandırılmasından yararlandırılmalıdır. Tevkifat kesintisi temel alınmalı, bugün ziraat odalarının düzenlediği belgeler kabul edilmelidir. Bu koşullara sahip çiftçinin yeniden yapılandırma ve emekli olma talebi karşılanmalıdır. Bugün bile kadastro çalışmaları devam ederken vatandaştan 20 sene öncesinin tapu kaydını istemek akılla açıklanabilecek bir şey değildir. Ayrıca köylerde tapu kayıtları kimin üstüne? Yine köylerde yapılan tarla kiralamaları bugün bile geleneksel yöntemlerle yapılmakta. SGK’nın 15-20 yıl önceki kira sözleşmesini istemesi biz nerede yaşıyoruz sorusunu akıllara getiriyor. Sahte belge düzenlemek için insanları zorla hileye teşvik ediyorlar. Konu kamu vicdanı ve eşitlik ilkesi temelinde çözüme kavuşturulmalıdır.”
 
 
Güler’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e yönelttiği sorular şöyle:
 

1. Uygulamaya başlandığından bugüne tevkifat kesintisi ile Bağ-Kur’lu olan, sigortalılıklarına başlangıç saydıran kaç kişi ya da çiftçi vardır?
2. Tevkifat kesintisi yapılan yurttaşlardan ne kadarı emeklilik başvurusu yapmıştır? Bunlardan ne kadarı emekliliğe hak kazanmıştır?
3. Tevkifat kesintisi ile Bağ-Kur’lu yapılan çiftçilerden kesinti ödentisi yerine, SGK tarafından tapu kaydı ve kira sözleşmesi istenmesinin nedeni nedir? Ülkemizde kadastro çalışmaları tamamlanmış mıdır?
4. Halihazırda Anadolu’nun çoğu köylerinde tarla kiralamaları geleneksel yöntemlerle yapılırken, SGK’nın borçlandırma – yapılandırma isteklerini çiftçiden geçmişe dönük kira senedi ya da sözleşme belgesi istemesinin pratikte geçerliliği var mıdır? Bu durum gerçek hak sahiplerini, sahte belgeler hazırlamak suretiyle hileye teşvik etmez mi?
5. SGK, Bağ-Kur kesintisi yapılan emeklilik başvuruları kabul edilmeyen kaç kişi tarafından mahkemeye verilmiştir? Davaların sonucu ne durumdadır?
6. Bakanlığınızca, konunun – sorunun çözümü ile ilgili yürütülen bir çalışma var mıdır? Yapmayı planlıyor musunuz?