İlk bakışta bu soru, biraz 'gıdıklıyor' okuyanı…

Ancak…

Sormakta yarar var: 'Eski bir milletvekilinin bir devlet üniversitesine rektör olması' ne ölçüde vicdanlarda 'olumlu' yer bulur?

***

Türkiye'nin ilk devlet üniversitelerinden…

62 yaşındaki Ege Üniversitesi, çalkantılı bir 'süreç' sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası ile 'yeni rektörü'ne kavuştu…

Prof. Dr. Necdet Budak…

Çok sevilen bir bilim adamı…

Rektörü olduğu Ege Üniversitesi'nin temelini oluşturan Ziraat Fakültesi'nin 'Tarla Bitkileri' bölümünden mezun olmuştu…

Parlak bir öğrenciydi; gelecek vaad ediyordu…

Nitekim, aynı fakültede yüksek lisans yaptı…

Ardından ver elini Amerika…

Nebreska Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı…

Okuluna aşıktı; Ege Üniversitesi'ne döndü… Öğretim üyeliği, hatta 'Bölüm Başkan Yardımcılığı' yaptı…

Hevesliydi siyasete…

CHP, O'nu memleketinden (Keşan doğumlu) Edirne'den 2002 yılında birinci sıradan aday gösterdi… Necdet Budak Hoca, artık baba ocağından milletvekili olmuş; siyasi serüveni başlamıştı…

Aradan iki yıl geçti, geçmedi…

Prof. Dr. Necdet Budak, yakasında 'CHP Rozeti' varken, 5 Temmuz 2004'te, 'parti yönetiminin yanlış politikalar yürüttüğünü' iddia ederek 'Altıoklu Parti'den istifa etti; iki hafta sonra AK Parti saflarına katıldı…

Eski Hoca yeni Vekil'in bu kararı, iddialara göre Edirne'de krize neden olmuştu…

Hatta…

Kendi ifadesiyle; akrabaları bile Budak'ın bu kararına tepki göstermişti…

***

Başaralı bir 'siyasi süreç' yaşadı Necdet Budak… Karşılığını da gördü, 2007 seçimlerinde bu kez AK Parti Edirne milletvekili olarak Meclis'e girdi… Gelgelelim, yine iddialara göre 2011 seçimlerindeki adaylığı dönemin Başbakanı Erdoğan'a takıldı… Oysa, Necdet Hoca, temayül yoklamasında Edirne'den birinci çıkmıştı…

***

Siyasete küstü mü, küsmedi mi, bunu kimseler bilmiyor… Ama, O sessiz sedasız akademisyenliğe geri döndü; Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğrendiklerini pırıl pırıl beyinlere aktarmaya başladı…

***

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necdet Budak'ı unutmamıştı… Hoca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda son iki bakanla aktif 'bakan danışmanı' olarak çalıştı…

***

Taa ki, önceki geceye kadar… Cumhurbaşkanı Erdoğan, YÖK'ün önerdiği isimler arasından uzun bir süre çalkantılı günler yaşayan 'yarım asırlık çınar'a rektör olarak Necdet Hoca'yı atamıştı… Bu büyük bir onurdu…

***

Şimdi gelelim, esas mevzuya…

Araştırdım, Cumhuriyet Tarihi'nde 'milletvekilliği yaptıktan sonra' bir üniversiteye rektör olarak atanan isim yok… Ya da ben bulamadım… Bir-iki örnek var ama, onlar da 'haber konusu' olacak boyutlarda değil…

Örneğin…

DSP'de bir dönem Çanakkale Milletvekilliği yapan Prof. Dr. Sadık Kırbaş, siyaseti bırakınca Okan Üniversitesi'ne 'kurucu rektör' olmuş… Ancak Okan Üniversitesi devlet üniversitesi değil, bir vakıf üniversitesi…

Yakın geçmişten bulabildiğim en sağlam örnek, Prof. Dr. Mazhar Bağlı… 25'inci dönemde Ak Parti'den Urfa Milletvekili seçilmiş... Beş ay milletvekilliği yapmış… 1 Kasım seçimlerinde vekil gösterilmeyince O'nu da Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi'ne Rektör atamışlar…

***

Bizim, Prof. Dr. Necdet Budak Hoca'dan yana kaygımız yok… Mezun olduğu üniversitenin rektörü olmak bir şereftir…

Ama, şurası önemli…

Türkiye, Cumhuriyet Tarihi boyunca, 'üniversiteleri siyasallaştırma' kıskacından çok çekti… Dekanların, öğretim üyelerinin, öğretim görevlilerinin 'bireysel siyasi görüşleri'nin olması doğaldır… Ancak, bu ceketlerini üniversitede giyemezler… İdeolojilerini yansıtamazlar…

Özetle…

Üniversitelerin siyasi görüşleri olamaz… Oralar, adı üstünde bilim yuvalarıdır… Bir üniversite; kurumsal yapı ve kimliği ile bir siyasi görüşü benimseyemez ve destekleyemez… Öğrencisini o yönde kanalize edemez… Üniversiteler, önce kendi kurumsal özgürlük, özerklik ve işleyiş şartlarının demokratik normlara uygun olmasını ön plana çıkarmak zorundadır… Üniversite bir görüşün değil, bütün görüşlerin özgürce tartışılıp öğretileceği kurumlar olmalıdır…

***

Yanlış mı, Necdet Budak Hocam?

Ha'di, mezun olduğunuz üniversitenin bir numaralı koltuğuna gelince, 'Eski bir milletvekilinin rektör olması doğru mu?' diyen herkesi şaşırtın… Şaşırtın da, Ege Üniversitesi, eski 'altın yılları'nı yaşamaya devam etsin…

Sonsöz: 'Unutmayın! Cumhuriyet, sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyor…'