Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 9. Milli İrade İftarı'nda konuştu.
Bu sene ilk kez düzenlediğimiz Külliye'de Ramazan programımıza 450 binden fazla insanımız iştirak etti. Yardımlarımızı artırmak suretiyle mağdurların yanında olmaya özen gösterdik. Tüm gücümüzle Gazze halkının yanındayız. 1967 sınırları bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar Filistin devletinin yanında olacağız. Bileği bükülmez savunucusu olmaya devam edeceğiz. Allah ömür verdikçe Filistin davasının yılmaz savunucusu olacağız.
Ülkemizde birileri kendi atalarını tanıyamadıkları için kendi tarihlerinden de habersizler. Kendilerini hapsettikleri ideolojik mahalleden çıkmaları lazım. Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına varacaklar, öğrenecekler. Geçmiş çeyrek asra damga vuran özgürlük, bencillik günden güne kaybediyor. Kaybettiği kanı tekrar pompalayacak kimse yok. Devleti zayıflatan popüler akımlar artık eskisi kadar rağbet görmüyor.
Türkiye olarak bizde yeni dönemin hazırlığı içindeyiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden LGBT gibi sapkınlıklarla mücadele, terörle mücadelede yeni denklemlere kadar bunun alt yapısını oluşturuyoruz. Kendilerini hapsettikleri ideolojik mahallelerden çıksalar Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığının farkına varacaklar.
Batı'ya duydukları platonik aşk gözlerini kör etmiş. Türkiye'nin kazanımlarını hedef alan bu saldırılarda Cumhuriyet tehdit altında, laiklik elden gidiyor, Türkiye Batı'dan uzaklaşıyor dediler. Ahlak dışı laflarla hedeflerini ulaşmaya çalıştılar. Çok ağır bedeller ödedik. Ekonomik ve siyasi bakımdan irtifa kaybettik. Tüm bunların yanı sıra 3. sınıf ekonomiye, dış politikaya mahkum edildik. İstanbul merkezli yolsuzluk soruşturmasını bunlardan bağımsız değerlendiremeyiz. CHP Genel Başkanı'nın açıkladığı boykot listesi sorumsuzluktur.
Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı perdelemek adına her şeyi yaptılar. Gençlerin arkasına saklanmaya her türlü kepazelik sergilendi. Hukukla meşru hak arama çok tehlikeli bir provokasyona giriştiler. Tahrik siyaseti hedefine ulaşamadı. Bunların hiçbirinde başarılı olamayınca Türkiye'yi alenen kötülemeye başladılar. Batı'ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini gördük. CHP Genel Başkanı resmen siyasi mandacılık talep ediyor. Kendimizi terk edilmiş hissettik diyor. Yolsuzluk yapanlara niye destek olmadınız diyor. Bu zat ülkesini yabancılara şikayet ederken utanmıyor, yüzü kızarmıyor. Batı'nın en zencisi deyince de bize kızıyorlar, mandacı deyince bize öfkeleniyorlar. Ülkesini yabancılara şikayet etmek Türkiye'nin ana muhalefet partisinin liderine yakışıyor mu? Böyle bir siyasetçi ülkesini emperyalistelere karşı savunabilir mi? Elbette duramaz, savunamaz. Yolsuzlukları aklaması için kendisini bu kadar yormamasını tavsiye ediyorum. Biz ne yapsınlar yapsın inadına Türkiye diyeceğiz. Öfkenin aklı ve vicdanı esir alan zehirli diline bulaşamayacağız. Bu süreçte kamu düzeninin bozulmasına da göz yummayacağız. Emniyet birimlerimiz gerekli müdahaleler de bulunacaklar. Bizim memleket düşmanlarına kaptıracağımız tek bir gencimiz olamaz. Onları da milletinin safhına katmakla mükellefiz.