Bu satırları okumaya başladığınızda…

İzmir'in sportif gündeminde…

'Mustafa Denizli' adı…

Bir kez daha manşetleri süslemeye başlamıştı…

Neden?

Geleceğiz oraya; az sonra…

***

Bu güzel ülkede…

Meşin yuvarlığın peşinden koşmanın tarihi…

19'uncu yüzyılın son çeyreğine rastlıyor…

Şu işe bakın ki…

Futbolda bile 'ilk'in adı, yine İzmir…

Osmanlı döneminde…

Selanik'te yakılan ateşin kıvılcımı…

Çok geçmeden Bornova çayırlarına kadar yayılıyor!

Futbol…

Şahane bir spor…

Başıyla, sonuyla, ortasıyla…

Hasta eder fanatiklerini…

Mağlubiyet acıları teselliye muhtaç olurken…

Galibiyetler, zafer sarhoşluğunun simgesi haline gelir…

***

Futbolun kalplere taşıdığı lezzeti…

'Takım aşkı' ile 'futbolcu aşkı' tamamlar…

Son 30 yıldır…

Artık teknik direktörler ile hakemler de başrole çıktı…

En az tanınanlar ise…

Neredeyse bir asırdır Futbol Takımlarının Başkanları!

Onlar hep…

Ya paranın 'babası'

Ya da takımın 'babası' olarak bilindi…

***

Eskiden kasaba takımlarının başkanları…

Futbol takımlarını destek verirlerdi…

Onlar ilçenin hali vakti yerinde…

Reklama sırtını dönen…

Atatürk'ün muhteşem öğretisi…

'Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim' sözünü…

Biat edinmiş birbirinden özel isimlerden oluşurdu…

Şimdi öyle mi?

***

Bu memlekete meşin yuvarlak…

İngilizler'in hediyesi olarak geldi…

Son 60 yılda…

Futbol bir endüstri oldu…

Çünkü…

Başkanlar kesenin ağzını açmaya başladılar…

***

Peki, kulüp başkanları…

Ne zaman?

Sahaya sürdükleri futbolcular kadar ünlü oldu?

Bence…

70'lerden sonra…

Spor bilgisiyle gurur duyduğum meslektaşım Muhittin Akbel'e sordum…

Dedi ki…

Büyük kulüplerde yöneticilik yapmak havalı iştir…

O kişiyi belki bi'avuç insan tanır ama…

O kartvizit, her kapıyı açar ama biz göremeyiz!

Futbolu…

Çoğu kez 'zırnık' kadar bilmedikleri için…

Yanlış kararlarla kulübü borç batağına sürüklerler…

İnanamazsınız…

500 bin liralık futbolcuya…

İki milyon lira vermekte hiç tereddüt etmezler…

İnce eleyip sık dokuyan yok mudur?

Var elbette…

İlhan Cavcav'ı… Rıdvan Burteçin'i… Esin Özgener'i… Faruk Süren'i… İbrahim Yazıcı'yı… Süleyman Seba'yı… Aziz Yıldırım'ı unutabilir miyiz?

***

17 yıl aradan sonra…

Süper Lig'e çıktığı yıl 'veda' ederek…

Taraftarını kahreden Altay, onlardan biri…

Borcu dağları aşmış…

400 milyon liradan söz ediliyor!

İzmir'in 108 yaşındaki medar-ı iftiharı…

Süper Lig'e çıktığı sezon…

Nasıl yeniden Birinci Lig'e düştü?

İnanılmaz borç…

Kulüp yönetimine talip olmak isteyenleri dehşete düşürüyor!

Yeni spor yasası…

Bundan böyle…

Kulübü borç batağına sürükleyen başkanın gözünün yaşına bakmayacak!

Hal böyleyken…

Ne yapmak gerekir?

Futbolun içinden gelen güzel insanların…

Önemli görevler alması gerekir…

Mesela…

Başkanlar, futboldan ve futbolcudan anlamalı…

Hesabı kitabı bilmeli.

Kulübünü zarara sokmayacak kadar o renklere sevdalı olmalı…

Geçmişte Süleyman Seba örneği vardı.

Merhum başkan…

Cebinden para verecek bir malvarlığına sahip değildi…

Ancak…

Futbolun içinden gelmiş biri olarak…

Bir kulüp nasıl yönetilir, çok iyi bilirdi…

O özelliğinden dolayı…

Beşiktaş'a 16 yıl kesintisiz başkanlık yaptı…

Kulübü öylesine fevkalade yönetti ki…

Beşiktaş, borç yüzü görmedi zor günlerde bile…

Acaba, diyorum:

Aynı yöntem…

İzmir'in 'Büyük Altay'ı için de geçerli olabilir mi?

Mesela…

Mustafa Denizli…

Kulübün başına getirilse…

O engin bilgisi ve tecrübesiyle…

Kulübün bütçesine, yapısına en uygun futbolculardan bir takım kursa…

Altay kulübünü, bilinçli veya bilinçsizce yapılan her türlü saldırılardan korusa…

Fevkaladenin fevkinde olmaz mı?

***

Bitiriyoruz…

Mustafa Denizli bir spor adamı…

Artık…

Bu güzel ülkenin futbol takımları…

Bu şehirde futbolcu olmuş…

Adını Türkiye'ye yazdırmış…

Futbolda kırılması güç rekorlara imza atmış…

Üst düzey başarıların adamı olmuş…

Teknik direktörlüğünü üstlendiği…

Memleketimin üç büyüklerine teker teker şampiyonluk yaşatmış…

Ama hepsinden önemlisi…

Gözünü Altay'da açmış…

Mustafa Denizli…

Taçlandırır İzmir'in 'Büyük Altay'ını…

Futbola başladığı Altay'da…

18 yıl forma giyerek kulüp tarihine adını altın harflerle yazdıran…

38 yıl sonra…

Teknik adam olarak döndüğü İzmir temsilcisinin…

18 yıllık Süper Lig özlemini sonlandıran…

Ardından yollarını ayıran Mustafa Denizli…

Altay'ın başkanlık koltuğuna…

Herkesten daha fazla yakışır…

Üstelik adıyla, soyadının…

80 yıllık Futbol Mabedi 'Alsancak Stadı'nı süslediği şu sıralarda…

Nokta…

Hamiş: Kariyerinde teknik direktörlüğünü yaptığı A Milli Takım'a 2020 Avrupa Şampiyonası'nda ilk kez çeyrek final oynatan Mustafa Denizli, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı şampiyon yapan tek teknik adam olarak tarihe mal oldu…

Sonsöz: 'Futbol güzel bir kadın gibidir… Seni üzebilir ya da mutlu edebilir ama bunu asla bilemezsin… / Anonim…'