Dünyada diplomatik dengelerin değiştiğini vurgulayan Türeli, Bakanlığın bu değişim karşısındaki politikalarını sorguladı. Türeli; “Uluslararası sistem nereye gidiyor? Çok kutuplu bir dünya dengesi mi oluştu, bölgesel çatışmalar bu dönüşümün unsurları mı sorularını bir vizyon temelinde sunuşunuzda tartışmıyorsunuz? "Belirsizlikler çağı" diyerek belirsizliklerin olduğunu, bunların da çok öngörülemediğini ifade ediyorsunuz. Uluslararası örgütlerin etkinliği de bu süreç içinde tartışılıyor. Cumhurbaşkanının bir sözü var, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesine atıfla sık sık tekrarladı bunu, "Dünya 5'ten büyüktür diyordu". Bu konuda bir önerimiz var mı, birlikte hareket ettiğimiz ülkeler var mı? İki kutuplu dünya düzeninde Batı Bloku ve Doğu Bloku ülkeleri vardı, onun dışında bir de bağlantısız ülkeler vardı. Yani şimdi burada her konuşmada "Dünya, 5'ten büyüktür." deniyor. Anlaşıldığı kadarıyla sadece bir söylem düzeyi bu.” değerlendirmelerinde bulundu.

"AB'ye ilişkin perspektifimiz ne?"
 Avrupa Birliği Komisyonunun Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin devam ettiğini belirten Türeli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını ifade etti. Türeli; ”Sunuşunuzda "Temaslarımızda AB'den beklentimizin ilişkilerimizde geleceğe yönelik kapsayıcı ve vizyoner bir tutum benimsemesi olduğunu vurguluyoruz." dediniz. AB Komisyonunun 2024 Türkiye Raporu var, burada yine Türkiye’ye uzun zamandır yapılan eleştiriler tekrarlanmış. Türkiye, demokrasi, hukuk devleti, yargı, temel hak ve özgürlükler konusunda ciddi biçimde eleştiriliyor. Sadece Avrupa Komisyonunun değil, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosunun da bu konuda ciddi eleştirileri var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor. AB konusunda kısa, orta ve uzun vadede ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz? Örneğin, Gümrük Birliği konusu var burada, Gümrük Birliği bir dönem tartışmaya açıldı. Türkiye, bu sürecin içinde. Bu konudaki düşüncelerinizi net bilmek isterim.” dedi.

"F-16 talebimiz ne oldu? S-400 sistemleri konusu ne oldu?"
Türkiye’nin uluslararası silah ve savunma sistemi anlaşmalarının detaylarını soran Türeli; “Sunuşunuzda "F-16 tedarik talebimizi sözleşmeyle sonuçlandırdık." dediniz, bu sözleşmenin kapsamı ve şartları neler? Türkiye 40 adet F-16 uçağı ve F-16'ların 79 adet modernizasyon kiti talep ediyordu. Ne oldu bu konuda, bunların hepsi bu kapsamda mı yoksa başka bir bağlam içinde mi? S-400 sistemleri konusu ne oldu? Bunların hepsi bağlantılı. F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılmıştık, o konuda bir gelişme var mı? 1,4 milyarlık bir ödememiz vardı, bunu geri alıyor muyuz?” dedi.

Kritik mineraller neler? Buna sahip ülkeler kimler? Bu alanda nasıl bir rekabet var?"
Türeli sözlerinin devamında; "Kritik mineraller ve ham maddelere sahip ülkeler farklı güçlerin rekabet alanına dönüşmektedir." diyorsunuz. Bu kritik mineraller neler? Bunlar petrol,

Tuncay Özkan'ın dokunulmazlığı kaldırılıyor mu? Tuncay Özkan'ın dokunulmazlığı kaldırılıyor mu?

doğal gaz, fosil yakıt değil herhâlde. Bunlar ne? Bu ülkeler hangi ülkeler, nasıl bir rekabet var? Biz bu rekabetin içinde miyiz, kendi başımıza ya da bazı başka ülkelerle birlikte bir yerde yer alıyor muyuz? Afrika mıdır, başka bir yer midir, nedir? Bu konular çok kapalı ifadelerle, birer ikişer cümleyle geçilmiş. Bunların açıklanmasının önemli olduğunu düşünüyorum. “ değerlendirmelerini yaptı.

"Diplomatik temsilcilikte ilk 3 arasındayız ama kişi başına millî gelir sıralamasında dünyada 72'nci sıradayız, ilk 3'te değiliz"
Türkiye’nin geniş bir diplomatik temsil ağına sahip olmasının ekonomik ve sosyal gelişmişlikle desteklenmesi gerektiğini belirten Türeli; “Diplomatik misyon konusunda dünyada toplam 261 misyonla en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk 3 ülke arasında olduğumuzu ifade ettiniz.  Geniş bir diplomasi ağına sahip olmak, elbette güzel bir şey, buna bir itirazımız yok. Türkiye, diplomasi alanında ne kadar başarılı olursa, etkili olursa bundan bizler de o kadar mutlu oluruz ama bu diplomasinin Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişmişliğiyle desteklenmesi gerekiyor.

Bakın, diplomatik temsilcilikte ilk 3 arasındayız ama kişi başına milli gelir sıralamasında dünyada 72'nci sıradayız,ilk 3'te değiliz. Gelirin yanı sıra eğitim ve sağlığa ilişkin göstergelerin Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksinde 45'inci sıradayız. Sonuç itibarıyla, nicelik açısından "Biz şunu artırdık, bunu yaptık, her yere gidiyoruz." değil, bunun güçlü bir ekonomiyle desteklenmesi lazım ama ne yazık ki Türkiye ekonomi açısından bu durum da değil, ciddi bir ekonomik kriz içinde. Türkiye ekonomisi her sene açık veriyor. Yurt içi tasarruflarımız yatırımları karşılamadığı için dış tasarruf alıyoruz ve dış borcumuz artıyor. Bu aynı zamanda dış politika alanındaki manevra yeteneğimizin de daralması anlamına geliyor. Ekonominin, siyasetin, diplomasinin birlikte tartışılmasına ihtiyaç var.” İfadelerini kullandı.

Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfının faaliyet alanının çok geniş olduğunu belirten Türeli, Vakfın Sayıştay denetiminin dışında olduğunu ve vakfın bütçesinin adeta paralel bir Dışişleri Bakanlığı bütçesi olduğunu söyledi. Türeli; “Önemli bir konu da Plan ve Bütçe Komisyonunda görüştüğümüz Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfının kurulması konusu. Bu konuda çok ciddi itirazlarımız olmasına rağmen yasalaştı. Bu kanun teklifinin amacı, Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesi, personelin temsil kabiliyetli ve donanımlı yetiştirilmesi olarak belirtiliyordu. Bunlar Dışişleri Bakanlığının görevi, bunlar bir vakıf eliyle yapılabilecek işler değil. O yüzden dedik ki: "Bu kurduğunuz yapıyla âdeta paralel bir Dışişleri bütçesi oluşturuyorsunuz." Kaynağa ihtiyaç varsa, bütçe ödenekleri artırılabilir, Türkiye bunu yapabilecek güçte. Burada, kurulacak vakfın o kadar geniş bir faaliyet alanı var ki yurt içi ve yurt dışında her türlü taşınır ve taşınmaz malı alabilecek, satabilecek, araba kiralayıp Bakanlığa tahsis edebilecek, Bakanlık ihtiyaç duymadığı taşınmazları bu vakfın kullanımına bırakacak, Vakıf bu taşınmazları kiralama ya da başka yöntemle değerlendirecek. Vakfa yükseköğretim kurumları kurma konusunda yetki veriliyor,  vize aracılık hizmet gelirinin bir kısmını da bu Vakfa bırakılması söz konusuydu. Temel İtirazımız bu paralel bütçe ve bunun Sayıştay denetiminin dışında olmasıydı. Ben bu konudaki gelişmeleri öğrenmek istiyorum. Bu konuda ne oldu şu ana kadar? Bu Vakıf kuruldu.  Şu ana kadarki faaliyetleri nelerdir? Bu vize hizmetleriyle ilgili kaynakların da bu Vakıfça kullanılması söz konusuydu. Buradaki durum nedir? Ayrıntılı bir açıklama yaparsanız memnun olurum.” İfadelerini kullandı

"BRICS'e üye miyiz, değil miyiz, nasıl bir statü var?"
Türeli konuşmasının devamında; “Bu BRICS konusu nedir? Bu, tam açık değil, biz ne yaptık? BRICS'e üye miyiz, değil miyiz, nasıl bir statü var? Bunların hepsi Türkiye'nin, Türkiye kamuoyunun çok merak ettiği konular. Bunlar ne kadar açıklık ve şeffaflık içinde ortaya konulursa kamuoyu da bundan o kadar tatmin olur. Sorularıma cevap bekliyorum” ifadelerini kullandı.