Bugün, O'nun 96'ncı yaşının ilk günü…

17 Ocak 1925'te…

Rodos'ta dünyaya geldi…

İzmir'le büyüdü…

İzmir de, O'nu büyüttü…

Cumhuriyet Tarihimiz'in…

En önemli işadamlarından biri olarak kayıtlara geçti…

İzmir'siz olmadı; yapamadı…

İzmir Sevdası'nı kimselerle paylaşmadı…

İzmir'i ve Türkiye'yi…

İlk'lerin öncüsü yaptı…

Babası Durmuş Yaşar'ın

Kemeraltı'ndaki boya dükkkanından…

Kocamaaan bir 'Yaşar Holding' yarattı…

***

Meslek hayatımda iki kez patronum oldu…

(Ege Ekspres ve Gazete Ege…)

Ancak…

O'nu sadece bir kez; 25 Ekim 1994'te Hürriyet'te yazdım…

O sırada…

69 yaşındaydı…

Bugün…

96 yaşında…

(Ne ilginç; iki rakamın '6 ve 9' yer değiştirdiği bir zaman tüneli virajı!)

Dile kolay; 26 sene geçmiş aradan…

Bi'baktım arşivime…

Vallahi, fena değil bugüne göre…

'Büyük Patron'a…

Yaşgünü sürprizi olarak, o yazıyı bi'kez daha…

Virgülüne dokunmadan aşağıda okuyacaksınız…

***

O'nu yakından tanıyanlar, 'Gerçek bir sabır taşıdır' derler… Tonton görünümü ile ters düşen 'sert' ve 'gülmez' profilinin altında yumuşacık bir yürek vardır… Tanımayanlar, çiftliğindeki ineklerin başında görseler, 'Yahu, bu adamın mı 43 şirketi ve iki vakfı var?' deyip, şaşar kalırlar… Müthiş çevreye uyumludur… Dostları, 'Adı Selçuk Yaşar olmasa, daha sık gülüp, espri yapacak' diyerek, onun bilinmeyen bir yanını ortaya koyarlar… Yine aynı dostları, 'Biraz eli sıkıdır ama, bu da patron olmanın önemli bir özelliği' diye tek olumsuz yanını dile getiriyorlar… Demirel'e aşırı sempatisi vardır ancak bazen küstüğü de olur…

***

69 yaşında olmasına rağmen, yıllardır her sabah Yaşar Holding binasına en erken giren üç kişiden biri Selçuk Yaşar'dır… Bir şeyi 'ilk yapan' olmak, onun için hobiden de öte, tutkudur… Türkiye'nin ilk boya fabrikası DYO'yu kurarak, yine Türkiye'nin ilk matbaa mürekkebini üreten işadamı unvanını şerefle taşıdığı gibi, Türk Milleti'ne 'Tuborg' birasını da ilk tattıran yine Selçuk Yaşar olmuştur… Büyükler için ilk özel birayı üretir de çocukları unutur mu? 'Bir Nesil Pınar'la Büyüdü' sloganına dikkatinizi çekerim… Bu meslekte bugüne değin rastladığım en güzel, en gerçekçi ürün sloganı olan 'Bir Nesil Pınar'la Büyüdü', Selçuk Yaşar'ın vatana ve millete verdiği önemi vurgular… Süt ve süt ürünlerine adını veren 'Pınar', Türkiye'de Selçuk Amca sayesinde simge olmuştur… Nitekim, kendisi resim yapamaz ama, Türkiye'nin özel sektöre ait ilk resim müzesini kuran da yine Selçuk Yaşar'dır…

***

Onlarca şirketinde çalışan hemen tüm elemanıını isimleriyle ezbere bilir, onlara adıyla seslenir… Bununla da yetinmez, o personelin eşi ve çocuklarıyla da ilgilenir… Hangi yöneticisinin hangi çocuğunun, hangi okulda hangi sınıfta okduğunu yakından izler, notlarını öğrenir ve sık sık da ödüllendirir… Aptal insana tahammülü yoktur… Kimilerine göre, tek 'gaddar' yanı da budur… Aşağı yukarı her patron sabahları kahve içer… Selçuk Bey, 07.30'da ıhlamur yudumlayarak güne başlar… Müthiş bir fıkra antolojisine sahiptir; binlerce fıkrayı ezbere bilir… Yeri geldiğinde de, eğer karşısındaki onu çok kızdırmışsa, bir fıkra ile 'şah ve mat', o kişi 'perişan' eder… Bu özelliğine kızanlar olsa da o, ciddiyet ile laubaliliği karıştırmayanlara daima saygılıdır…

***

Selçuk Yaşar, ailesine, iki kızı ile oğluna büyük önem verir.. Sabahları CNN ve BBC'yi izlemeden güne başlamaz… Bakmayın, şimdi 'Yaşlandım' diyerek yapmıyor ama, profesyonel 'yelkenci' ve 'dalgıç'tır… 20 yıl ara vermeden sualtı sporu yaparak bugünlerdeki zindeliğini koruduğunu söyler… Bu nedenle, 'Denizden babam çıksa yerim' diyenlerdendir ve deniz mahsüllerine bayılır…

***

Cebinde… Değilse elinde…. Orada da değilse en az yarım asırlık antika çalışma masasının üstünde daima bir kehribar tesbih vardır… 'Ne alaka, acaba canı sıkıldığı zaman tebih mi çekiyor?' demeyin… Kendi ifadesi ile 'Tesbih insana düşünme payı veriyor…' Bana sorarsanız, Selçuk Yaşar büyüğüm, bu tesbihle oynayarak, 'beyin cimnastiği' yapıyor…

***

Bi'ara 'Mesaj' adını verdiği minik minik kitaplar yazarak, Türk Milleti'ni yönetenlere 'akıl verip, doğru yolu göstererek, yakın çevresine göre inanılmaz bir vatan borcu' ödüyor… Tabii, anlayanlara…

***

26 yıl önceki köşe yazım burada sona eriyor…

***

Bugün'e gelince…

Tam da yaş gününde…

Selçuk Yaşar'ın, İzmir'e katkılarını hatırlama zamanıdır…

Türkiye'nin ilk özel köy tiyatro binasını…

Taa, 50 yıl önce Bademler'de o kurdu…

96 yaşındaki bu anıt adam…

Bu kente sayısız ilkokullar, ortaokullar, liseler kazandırdı…

Kocaman üniversite armağan etti…

İki gazete ile bir derginin doğmasını gerçekleştirdi…

Ege TV'nin, kurucu ortağı olarak bir 'ışıklı pencere' yarattı…

ESİAD'ın, SETBİR'in ve Karşıyaka Kulübü'nün Onursal Başkanı oldu…

Hayatının 70 yılını…

İstisnasız Karşıyaka'ya adadı…

Bunlar kolay olmuyor…

Türkiye bunları bilmeli…

***

Bitiriyoruz…

En önemlisi şudur…

Selçuk Yaşar…

İzmir'de şunu başlatmıştır…

Cumhuriyet'le varolmanın onuruyla…

İş dünyasında…

Cumhuriyet'i yaşatmıştır…

Devlet'in bile girmediği…

(Güvencesiz alanlarda…)

Hayata geçirdiği markalarla (Et, süt mesela…)

Özel teşebbüs için 'Brave Heart / Cesur Yürek' oldu…

Taaa, bi'vakitler doğan…

Issız Türkiye'nin yıldızına…

Bu köşeden selam olsun…

Nokta…

Sonsöz: 'Çalışmaktan, yaptığım işi sevmekten; dürüst ve sabırlı olmaktan ve şükretmekten asla vazgeçmedim… Hayat çok zor ama insan sabırlı olduğunda mutlaka yüzüne gülüyor… / Selçuk Yaşar…'