Çok hızlı düşünüp, çok hızlı yaşadığımız için olsa gerek…
Hayvanseverlerin yoğun(!) baskısı sonucu…
Tedavülden kaldırılan…
İzmir'in faytonlarını unutuverdik…
***
Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaktır…
'Fayton Tartışması'nın alevlendiği günlerde…
İzmir'in faytonlarının…
Bir 'tarihi gelenek'ten geldiğini…
İlle de tarihin tozlu raflarına kaldırmaya kararlı isek…
En azından kentin özel olarak işaretlenmiş kulvarlarında…
Birkaç tane muhafaza edelim…
O da olmadı bir 'referandum' yapalım…
'Bakalım bu kent, faytonlarına kıyacak mı?' diyecek oldum…
Vay başıma gelenler!
Son 40 yılda…
Evin içinde dört köpek besleyen…
Her birini 20 yaşına kadar yaşatan benim gibi birine…
Demediğini bırakmadı bazı hayvanseverler…
O arkadaşları 'tarihe havale' ediyorum nazikçe…
***
Ancaaaak…
Sözde İzmirliler adına…
Faytonları tarihe gömen düşünceye…
Son bi'çağrım var…
Gelin…
En azından…
Bir kaç adet faytonu…
Kültürpark içinde değerlendirelim…
İsteyen koşusunu yapsın…
İsteyen köpeğini, filini ya da aslanını tasmayla gezdirsin…
İsteyen de…
Çiçek kokuları ve bol temiz hava arasında…
Uygun bi'fiyatla…
Faytona kurularak Kültürpark içinde tur atsın…
Bu kadarcık bi'işi de yapamaz mıyız?
***
Bunları neden yazıyorum?
Şundan yazıyorum…
Ha'di diyelim…
Büyükşehir'in kadrolu…
Atları Avusturya'dan ithal faytonlarını tarihe gömdünüz…
O garibanları da Sasalı'da çayıra saldınız…
İş bitmiyor…
Bi'de…
Ağırlıklı Karşıyaka'da 'seyr-ü sefer' yapan faytonlar vardı…
Herhalde 20 kadar kalmışlardı…
'Oh, kurtuldum…' diyemiyorsunuz…
Faytonları kaldırıyorsunuz, atlar ve fayton başına…
O fayton sahibine…
Bi'bedel (para) ödüyorsunuz büyükşehir olarak…
Bunu duyan…
Ertesi gün…
İki sütçü beygiri bulup, derme çatma faytona bağlıyor…
Aaaaa!
Sabah bi'bakıyorsunuz…
Yeni yeni faytonlar türemiş güzel İzmir'de…
Onlar da, Büyükşehir'den para istiyor…
Para yetmiyor…
'Madem kaldırıyorsunuz, o zaman beni işe alın…' diyor…
Kendisi olmadı…
O zaman, 'Oğlumu, kızımı işe alın…' diye gönül koymaya başlıyor…
Bitmedi!
Hani, hayvansever arkadaşlar…
'Elektrikli faytonlar'dan söz ediyor ya…
Peki, bi'soralım bakalım…
Onların trafiğe çıkma izni olabilecek mi?
Bence yok…
'Faytonu tarihe gömeyim, akülü fayton o zevki verir…'
Filan diyorsanız…
O da pek mümkün değil…
Belki bi'formül bulunur ama zayıf ihtimal…
***
Bakın…
Hala İzmir'in caddelerinde…
Lastik tekerlekli nakliye arabalarını çeken atlar var!
Onlar n'olacak?
***
Bitiriyoruz…
Neden, 'Birkaç faytonu Kültürpark'ta koruyalım?' diye…
Gönlümden geçiyorum, biliyor musunuz?
Çünkü, o Kütürpark'ın 'atlarla sarmaş dolaş' bir tarihi var…
Çok kimse bilmez…
Kadim dostum 'İzmir Baba / Sancar Maruflu' hatırlattı…
Ben de size aktarayım…
9 Eylül 1922'de İzmir düşmandan temizlendi…
Ardından 'Büyük İzmir Yangını' çıktı…
Dört gün sürdü; alevler kentin büyük bölümünü yuttu…
Ege'nin incisi 10 yılda kendine gelemedi…
Atatürk, İzmir'in 'yangından çıkmış' halinden çok mutsuzdu…
Bugün Cumhuriyet Meydanı'ndaki…
At üstündeki heykelinin açılışına katılmak bile içinden gelmiyordu…
Nitekim gelmedi ancak…
Dönemin İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz'a…
'Bu kenti baştan yarat…' diye talimat verdi…
1932'de…
İzmir'de büyük bir seferberlik başladı…
Binlerce palmiye dikildi…
Kültürpark fikri doğunca da…
Enkazdan çıkan duvar yapmaya elverişli taşlar…
Biriktirmeye başlandı…
O zamanlar iş makinesi filan ne gezer…
At arabaları var sadece…
Geceli-gündüzlü çalışıyor zavallıcıklar…
Bir gün…
Belediye Başkanı Behçet Uz çalışmaları izlemeye gidiyor…
Sekiz atın öldüğünü öğreniyor, çok üzülüyor…
Enkaz kaldırma çalışmaları noktalandığında…
Kaybedilen atların sayısı 168'e ulaşıyor…
Başkan Uz, ölen atların arısına heykel yapılmasını istiyor…
Sadi Çalık, 'Ben yaparım' diyor…
Çalık, o sırada Sanay-i Nefise Mekteb-i (Güzel Sanatlar Akademisi)'nde…
Henüz öğrenci…
Ağızlarından su akan at başı heykelleri böyle ortaya çıkıyor…
O anıt…
88 yıldır hala Kültürpark'ta…
Çok önemli bir özelliği var aslında…
'Dünyanın ilk hayvan dostu anıtı'…
Şimdi heykelin önünden geçenler…
Acaba bu özelliğin farkında mı?
İşte, o minnet duyguları eşliğinde…
Bir-iki fayton Kültürpark'ın içinde istihdam edilse…
Gelin-damat taşısa…
Vatandaşa tur attırsa, fena mı olur?
Unutmayalım, unutturmayalım ve koruyalım…
Ammaaa…
Bu'na da 'n'ayır, n'olamaz…' denilirse…
Yapacak bi'şi yok…
İzmir'in 8 bin 500 yıllık tarihi adına…
'Faytonlara sonsuza kadar veda…'
Artık…
Yolunuz düşerse bir İzmirli olarak…
New York'a, Viyana'ya ya da Prag'a…
Fayton hasretinizi giderirsiniz…
O da olmadı…
İzmirli sanatçı Ali Kocatepe'nin…
'Kordonboyu Faytonlar' şarkısını mırıldanırsınız…
Sözleri de pek güzeldir…
İthaf ederim kıvançla bazı arkadaşlara…
'Kordon boyu faytonlar…
Biri gidip biri gelecek…
Körfez vapurlarıyla…
Sanki dans edecek…'
Nokta!
Sonsöz: 'Çaresizlik nedir bilir misin? Kalbin kanatlanıp gittiği yere bedenin gidememesidir… / Hz. Mevlana…'