O fotoğrafa…

Baktım, baktım ve şuna karar verdim:

'Tatil şart!'

Başka?

Kafayı dinlemek hepsinden önemli…

Üstelik…

Tatil deyince; hemen aklınıza…

Mutlaka deniz kenarına koşmak…

Şezlongda şekerleme yapmak…

Kızgın kumlardan serin sulara dalmak gelmesin…

Kulağınızda cırcır böceklerinin senfonisi...

Yemyeşil bir vahanın göbeğinde bile…

Kısa metrajlı bir 'huzur' tatili yapmak da mümkün…

Şimdi daha dikkatli bakın fotoğrafa…

Ege'de… İzmir'de…

Adı 'yazlık' olan her evin en müstesna köşesi balkonlarıdır…

Sandalye, masa ve olmazsa olmaz…

Yıldızları yorgan yapıp uyumak için de bir divan…

Onların balkonunda…

Sadece halı var…

Neden?

Doğayla bütünleşmenin birinci kuralı bu…

Ayrıca…

Çiçek her yerde olacak…

Baktığın yer ufuk çizgisine kadar 'zeytin yeşili' bile olsa…

Divanı olmayan balkonda…

Saksıda çiçek yaşatmanın dayanılmaz hazzı…

İnsanın ömrünü bile uzatır…

***

Başkan Tunç Soyer, 30 yıldır her yaz bu aylarında…

En çok bir hafta tatil yapıyor…

Geçen yıl, seçimden sonra tatil yapmaya fırsat bulamıştı…

Bu nedenle…

Bir fırsat yaratıp dört gün önce tatile çıktı Soyer'ler…

Sakin bir hayatı sevdikleri için…

Soluğu 10 yıl başkan olarak yönettiği…

Seferihisar'ın Ulamış Köyü'nde aldı…

Neden Ulamış?

Çok sessiz olduğu için Ulamış…

Huzurlu olduğu için Ulamış…

Ata Ekmeği'ni icat eden Ulamış…

Sonra…

Sosyal medyada küçücük, minicik bir ilan gördüm…

O zaman hak verdim Tunç Soyer'e…

İlanı veren adamcağız şunu yazmış:

'Evim, Seferihisar'ın Ulamış Köyü'nde eski bir taş yapı… Müşteri değil, misafir ağırlamayı severim... Gürültü, patırtı değil; sessizliği, sakinliği tercih ederim... İzmir'e 40, Seferihisar merkez ve Sığacık'a 8 kilometre uzaktayım... Kafa dinlemek isteyen, farklı bir pratiği yaşama geçirecek dostlara kapılarımı açık tutuyorum…'

Belli ki, parasında pulunda değil…

Ama…

Yaşadığı yeri bir 'yeryüzü cenneti' olarak değerlendirdiği için…

İstemiş ki…

O ilanı görenlerin gözü-gönlü açılsın…

***

Neptün-Tunç Soyer çifti de n'apmış?

Ver elini Ulamış, demiş…

Tatil yaparken, bir dakika bile Büyükşehir'den uzakta değil…

Şunu dedi, telefonda:

'Adı tatil ama gerekli… Dinleniyorum ve her şeye daha konsantre oluyorum… Ayrıca İzmir için hazırladığımız projelere derinleşmek için de Ulamış'ta tatil yapmak güzel bir fırsat…'

Aslında, derinleştiği projelerden biri…

Hiç kuşkusuz 'kademeli mesai' konusu…

Çünkü…

Pandemi nedeniyle…

İzmir'de toplu ulaşım kullanımı azalmıştı…

Trafik yükü giderek artıyordu…

Çözüm şarttı…

İlk akla gelen de 'kademeli mesai' oluyordu…

Bu proje…

İzmir trafiğini rahatlatma adına çok faydalı olacaktı…

Fikrini tatile çıkmadan Vali Yavuz Selim Köşger'e açtı…

Farklı mesai saatleri ile…

'Bu dertten kurtuluruz…' dedi…

Ayrıca vatandaş da özel aracını kullanmaktan vazgeçecekti…

Tatilde bunu sordum, Büyük Başkan'a…

'Takdir sayın valimizin, kararını bekliyoruz!' dedi…

***

Tatile çıkmış bir başkana…

Yeryüzü cennetlerinden birinin göbeğinde ahret sorusu sorulur mu?

Sorulur…

Veda etmeden önce…

'Oradan… Tatilin göbeğinden Türkiye nasıl görünüyor?' deyiverdik…

İşte Soyer'in cevabı:

'Gündem çok hızlı değişiyor… Şaşırmamak elde değil… Yine de şahsen ben umutluyum… Türkiye'nin geleceğinin çok aydınlık olacağını bugünden görebiliyorum…'

Ve…

Tunç Soyer'den final cümlesi ve tavsiyesi:

'Kesinlikle enseyi karartmayacağım… Siz de öyle yapın!'

Yani…

Umutsuzluğa…

Karamsarlığa kapılarak…

Canınızın sıkıldığını…

Kimselere belli etmeyin…

Nokta…

Sonsöz: 'Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar; ne güneş vaktinden erken doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…'