EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, gündeme dair açıklamalarda bulundu, saha çalışmalarındaki gözlemlerini anlattı.

Saha çalışmalarında 20 yıl önce oldukları noktada olduklarını belirten Kırkpınar, 'AK Parti'nin kuruluşundan beri ben pati içindeyim. Bizim için rutin bir yaz. Hep aynı tempo ile devam ediyoruz. Geçen yılda, ondan önceki yıllarda da 19 yıl önce de biz AK Parti'de siyaset yapanlar olarak bu yaz döneminde ne yaptıysak şu anda birebir aynısını yapıyoruz. Hiçbir değişiklik olmadı. Aynı vatandaşlara ulaşıyoruz, sorunları dinleyip çözümleri sunuyoruz. Vatandaşımız ve halkımız ile bir arada olmaya çalışıyoruz. Her yılın tabii ki farklı sorunları oluyor. Tarım, hayvancılık ve ekonomi ile ilgili konular olabiliyor, ülke durumları ile ilgili sorunlar olabiliyor bunları konuşuyoruz. Biz 20 yıldır sahadayız. Sosyal medyaya baktığınızda zaten bunları görürsünüz. Diğer siyasi partiler gibi seçimden seçime sahaya çıkmıyoruz. Bir köye onlarca defa gitmişizdir. 20 yıl önce bir söylem var, 'Seçimden seçime geliyorsunuz' diye. Şükürler olsun ben o sözü duymuyorum. Bir vatandaş bunu dediğinde yanındaki hemen diyor ki daha geçen hafta buradaydı diye. Bu AK Parti milletvekilleri için geçerli tabii ki' dedi.

CHP ile sahada nadiren karşılaştıklarını söyleyen Kırkpınar 'Bunları sahada görmüş olsak karşılaşırız. Çok nadir karşılaşıyoruz. Karşılaştık mutlaka ama nadir bu. Hatırımızda kalacak kadar bir denk gelme olmadı. Biz Türkiye'nin yarısıyız, diğer yarısı muhalefet. Dolayısıyla biz ne kadar oluyorsak onlarda saha da olmalı ancak onları o kadar göremedik dışarıda' ifadelerini kullandı.

BUNU KABUL ETMEMEK KENDİMİZ İLE ÇELİŞMEK OLUR
Hayal pahalılığının herkesin kabulü olduğunu vurgulayan Kırkpınar, 'Piyasada hayat pahalılığına yönelik, alım gücüne yönelik problem olduğunu herkes kabul ediyor. Bunu kabul etmemek kendimiz ile çelişmek olur. Dünya 2 yıl pandemi yaşadı, sonra Rusya-Ukrayna savaşı… Dünyanın her yerinde enflasyon oldu. Bu sene ben Karadeniz bölgesine de Doğu Anadolu bölgesine de gittim. Ürün açısından çok bol ve bereketli bir dönem geçiriyoruz. Bizim bu bölgemizde domates üreticilerimiz var. Geçen yıl domates 50 kuruştu tarlada. Bu sene 3,5 TL'ye domates gitti. Gönül istiyor ki tarım ve hayvancılık ile uğraşanlar daha yüksek paralara ürünleri satabilsin' diye konuştu.

ÜRETİCİ MEMNUN
'Üretici memnun mu yani?' yönündeki soruya da 'kesinlikle' yanıtını veren Kırkpınar, 'Kesinlikle ben bunu ette, sütte, hayvancılıkta, buğday, domates üreticilerinde… Bu sene meyve de sebze de hem kaliteli hem bol. Çok iyi bir süreç geçiriyor tarım alanı. CHP vekilleri siyasetten uzak bir şekilde bakarsa görür. Üreticilere gittiğimizde memnunlar. Çünkü ürün bol, kaliteli ve pazar bulabiliyoruz. Yaptığı emeğin karşılığını alabiliyor. Hayat pahalılığı ile ilgili ayrı bir durum. Sabit ücretlilerin alım gücü ile ilgili Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi biz hiçbir vatandaşımızı enflasyona ezdirmeden onlar ile ilgili iyileştirmelerimiz yapıyoruz. Asgari ücretle, emekli maaşla ilgili yaptığımız iyileştirme. Asgari ücret tarihinde ilk kez vergiyi kaldırdık. Bunlar hayaldi. Sonra bunlara CHP sahip çıkmaya kalktı. Biz söyledik, siz yaptınız gibi basit bir siyaset izlediler. Diğer taraftan da bizi hiç dinlemiyorsunuz, muhalefeti takmıyorsunuz diye bir çelişkili söylem var. Vatandaşımızın sorunu neyse, problemi neyse, neye ihtiyacı varsa bunu çözmeye çalışıyoruz. Bunu vatandaş ile çözüyoruz. Gidip vatandaş ile oturuyoruz' dedi.

16 SEÇİM KAZANMIŞ AK PARTİ SÖZ KONUSU
CHP'nin 'AK Parti İzmir'in köylerine gitmiyor' yönündeki eleştirilerine yanıt veren Kırkpınar, 'Bizim gittiğimiz yerde Avrupa'nın, Amerika'nın köyleri değil. Gittiğimizi yerlerde İzmir'in köyleri… Biz bunlara günler önce ayrım yaparak, seçim yaparak mı gidiyoruz? Bunlar nasıl bir söylem. Ben 20 yıldır AK Parti'de siyaset yapıyorum ve hiçbir değişim olmadı vatandaşımız ile iletişimimizde. Onları da davet ediyoruz bu çalışmalara. Biz sırtımızı vatandaşa dayamışız. Bugün 16 seçim kazanmış AK parti söz konusu. Bu halktan aldığımız destekten kaynaklı. Bu da vatandaş destek verdiği halka dokunduğumuz için. Vatandaşın o kadar güzel ve hassas terazisi var ki, vatandaş bam teline basmayı iyi biliyor' ifadelerini kullandı.

MAALESEF FIRSATÇILAR VAR
Pazar alışverişine kendi çıktığını vurgulayan Kırkpınar, 'Çıkıyorum. Biz üretici kısmını konuştuk. Üretim anlamında herhangi bir sıkıntı yok. Bunun pazara sokulmasında tüketici konusunda sıkıntılar var. Epeyce bir ürünce ciddi bir indirim söz konusu. Maalesef fırsatçılar var. Özellikle işletmelerin sahipleri 'Alırken ucuz, satarken pahalı' psikolojisi oturtmuşlar. Domatesi üreticiden 3,5'dan alıp 15'e satıyor. Böyle bir anlayış var. Bunun önüne geçmek için çok ciddi manada cezalar yazılıyor ancak bunlar bu işi alışkanlık haline getirmiş' dedi.

TÜRKİYE ŞU AN DIŞA AÇIK BİR ÜLKE
Zincir marketlere de sitemde bulunarak çağrı yapan Kırkpınar, 'Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi var. Dünya pandemide yattı. Ancak biz üretime devam ettik. Gıdaya olan ihtiyacı biliyoruz. Dünyadaki ülkeler siz ne kadar ürün üretirseniz üretin talipler. Türkiye şu an dışa açık bir ülke. Ürettiği bir çok ürünü ithal ediyor. Ürünlerin Türkiye pazarından dışarıya gitmesinden kaynaklı da enflasyon söz konusu... Bu fiyatları makul seviyede tutmak için bizim Tarım Kredi Kooperatifi Ofisleri kar amacı gütmeyen marketler. Bu anlamda görüşmeler yapıldı. 40'a yakın temel üründe piyasa değerlerine yakın satışlar yapılacak. Bunun dışında kalan büyük marketlerde karlarından fedakarlık ederek vatandaşın alım gücüne katkı yapsınlar. Vatandaşlardan aldıkları imkanlarla bu büyük marketler oluştu. Madem bu ülkenin kaynakların kullanarak ciddi rakamlar ulaştınız, bu ülkenin vatandaşı için karlarınızdan biraz feragat ederek vatandaşın alım gücüne katkı koyun diyoruz' diye konuştu.

ANKETLERE İTİBAR EDEN BİRİ DEĞİLİM
Açıklanan anket oranlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Kırkpınar, 'Ben çok farklılık görmedim. Bir anket yapmış ya da anket firmalarının anketlerini incelmiş değiliz. Anketlere itibar eden biri değilim. Biz sahada yüzde 49,5 aldığımızdaki, yüzde 55 aldığımızdaki enerjiyi aynı şekilde hissediyorum. Muhalefet çıksın sahaya. Genel başkanlarının sahada 6'lı masa ile ilgili nasıl eleştirilerin olduğunu görüyoruz. Vatandaş diyor ki 6'lı masanın altında HDP, üstünde FETÖ var diyor. Vatandaşın muhalefet milletvekillerine yönelttiği eleştiriler bunlar. HDP diyor ki bizim Millet İttifakı'nın adayı Meral Akşener ya da Mansur Yavaş olmamalı diyor. Gizli ittifak var. Bizim her şeyimiz ortada. HDP'de soruyor bazen ittifak içinde miyiz, değil miyiz diye. Onların 6'lı masa içinde olduğunu herkes biliyor. HDP'nin oyu olmadan bir şey yapamayacaklarını da biliyorlar. 6'lı masanın hani adayları? Adayları yıpranacak diye açıklamıyorlarmış. Adayınız nasıl aday ki yıpranıyor. Vatandaşın aklında 2000 öncesindeki koalisyon dönemi var' dedi.

BİZ BUGÜN KÖRFEZ KOKUYOR DİYORUZ
Körfezde yaşanan koku problemi içinde konuşan Kırkpınar, İzmir'in köylerinde insanların asbestli su içtiğin belirtirken, 'Biz dolaşırken, vatandaş biz hükümet olduğumuz için yerel yönetimlerin ve hükümetin sıkıntılarını bize aktarıyor. Biz İzmir'in 25 yıldan beri CHP tarafından yönetildiğini ve onlarca sorunu olduğunu hep ifade ettik. İzmir'de nereye gidersek gidelim üretim yolları ile ilgili sıkıntılar var. Büyükşehir yasası ile birlikte üretim oylarlı, ova yolları ve yolarlın büyük bir kısmı Büyükşehir'in uhdesine girdi ve yolları yapmak zorunda. Bu üretim yolları ile ilgili ciddi sorunlar var. Bir diğeri de su ile ilgili. 2022 yılında insanlar hala tankerlerle su içiyor. Altyapılar ile ilgili büyük sorunlar var. Biz bugün körfez kokuyor diyoruz. Sayın Soyer ben körfezde yüzeceğim diyordu ancak bunların hepsi hikaye oldu. Zaten kendisi de ifade etti siz bunun 2-3 yılda çözülecek bir sorun olduğunu mu düşünüyorsunuz dedi. 2000 yıllık sorun olduğunu daha yeni anladı eğer öyle bir süreçte. Çeyrek asırdan beri İzmir'i CHP yönetiyor. En ufak bir sel baskınında kanal, yer altı suları ile yağmur suları ile kanalizasyon denize karışıyor ve İzmir'i koku kaplıyor. Bunu söyleye söyleye hepimize gına geldi. Biz bunu şehir merkezinde ifade etmeye çalışıyoruz. İzmir'in beldelerine çıksınlar. Beldelerde bile altyapı hala vahşi yöntemler ile çözülmeye çalışıyor. Oradaki çocuklar kuyuların etrafında oyun oynuyorlar. Altyapı derelere açıktan deşarj ediliyor. İzmir'de altyapı çökmüş. Hala asbestli borulardan insanlar su içiyor.2022 yıllındayız. Bergama'nın, Foça'nın Torbalı'nın köylerini dolaştığında insanlar asbestli borulardan su içiyor. Altyapı dediğinizde sadece merkezden oluşmuyor. Büyükşehir İzmir'in 30 ilçesine bakmak zorunda. Bütün altyapı ile ilgili çok ciddi bir sıkıntı var. Vatandaş da umudunu kesmiş artık. 'Biz bunlardan beklemiyoruz' diyor vatandaş. Biz kanunen böyle yetkimiz olmamasına rağmen, 'Siz devletsiniz ne olur siz yapın, kurtarın bizi bunlardan' diyor. Bizde seçimde bize oy verin diyoruz onlar da 'Veriyoruz ama yetmiyor' diyor' ifadelerini kullandı.

HAYATINDA BUĞDAY TARLASINA GİRMEMİŞ AMA FOTOĞRAF ATIYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin algı operasyonunu belirten Kırkpınar, 'İBB algıyı, reklamı çok iyi yapıyor. Bu anlamda çok başarılı buluyorum. Tunç Bey hayatında buğday tarlasına girmemiş ancak oradan resim atıyor. İBB Başkanı İzmir'in bütün içlerini gezmek zorunda ancak oralarda gezmesi lütuf gibi gösteriliyor. Hükümetin yapmış olduğu tarıma destek konusunda Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesinin yüzde 1'inin üstünde destek veriyoruz. İBB ne yapıyor? Bir köyde birkaç kişiyi toplayıp kooperatif adı altında 3-5 tane koyun, keçi veriyor ve bütün tarıma yayılmış algısı oluşturuyorlar. Biz bunu bütün vatandaşlara ulaşmasını arzu ediyoruz. İBB bizim belediyemiz. Devletin belediyesi. Tabii ki tarıma destek vermesi lazım. Biz bundan mutluluk duyarız. Eğer su, altyapı, trafik, yollar ilgili problem yok diyorlarsa bize ulaşsınlar bize onlarca, yüzlerce talep var. Biz de kendilerine ulaştıralım bunu' dedi.