CHP'nin kitlesel ve etkili bir muhalefet örgütleyemezse Özer'in tutukluluğunun beklenenden uzun sürebileceğini belirten Saymaz, şöyle devam etti:

'Çünkü arkasına Erdoğan'ın desteğini alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, ikinci bir Esenyurt dosyası açtı. Özer hakkında, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde bir soruşturma yürütülüyor.

CHP İzmir'den kayıp çocuklar tepkisi! CHP İzmir'den kayıp çocuklar tepkisi!

Hem kayyum hem İçişleri Bakanlığı müfettişleri hem de Savcı Can Tuncay, mali yönden inceleme sürdürüyor.

Özer'in seçildikten sonra verdiği ihaleler gözden geçirilerek, kaynakları örgüte aktarıp aktarmadığı araştırılıyor.

Ayrıca işe alımlarda, 'Değer Ailesi' diye tanımlanan, aile yakınları PKK'da olanlara öncelik verilip verilmediği üzerinde duruluyor.

Esenyurt'un ardı mutlaka gelecek. Geçen günkü yazımda belirttiğim üzere Esenyurt'tan Saraçhane'ye tünel kazıldığını düşünüyorum.

Geçmişte Kürt siyasi hareketi içerisinde bulunan ve bu meseleye kafa yoran Ahmet Özer, İstanbul'daki CHP'li belediye başkanları arasında 'zayıf halka' görüldüğü için Esenyurt, sıçrama tahtası olarak seçildi.

Yoksa asıl hedef, Ekrem İmamoğlu. Adliye kaynakları bu yöndeki sorularıma 'Bir şey söyleyemeyiz' diye cevap vermekle yetiniyor.

Bana kalırsa bu, bir siyasi konjonktür meselesidir. Eğer iktidar İmamoğlu 'riskini' siyaseten bertaraf edemezse 'hukuken' ortadan kaldırmak isteyecektir. İmamoğlu ve CHP'yi PKK ile ilişkilendirerek, lekeleme ve marjinalleştirme yöntemine başvurabilirler.'