Ne kadar zengin bir kadronuz varmış. Harcaya, harcaya bir türlü bitiremediniz.
Emin Çölaşan'la başlattığınız kıyam Bekir Coşkun, Özdemir İnce, Cüneyt Ülsever, Tufan Türenç, Uğur Dündar ile devam etti. En son Ayşenur Aslan'ı, susturdunuz.
Milliyet ve Vatan gibi iki güzel gazeteyi de 'Toplu satış' yöntemiyle, Demirören'lere sattınız. Onlar da baba-oğul el ele koşarak 'huzura' gidip, 'Efendim, bu gazeteler bizim değil, sizin emrinizde. Siz ne derseniz o olur' diye gazeteleri iktidara pas ettiler.
Daha fazlasını da yapabilirsiniz. Örneğin, Yılmaz Özdil'i işten çıkartıp yerine Hilmi Özkök'ü alabilirsiniz. İki Özkök bir arada, çok da yakışır.
Ya da Ahmet Hakan'ı atıp, yerine Taha Akyol'un oğlunu transfer edebilirsiniz. Eksilen kadronuzu, Fehmi Koru-Hüseyin Üzmez- Abdürrahim Dilipak ile takviye edebilirsiniz. Hatta, Başbakan Erdoğan'ın damadını, Çalık Grubundan alıp, medya grubunuzun başına getirebilirsiniz. Kaldırdığınız 'Medya Mahallesi' programını Merve Kavakçı'yı Amerika'dan getirtip, ona yaptırabilirsiniz. Nagehan Alçı-Nazlı Ilıcak ikilisine 'İleri Demokraside Çok Seslilik' adlı program hazırlatıp, aralarına Rasim Ozan Kütahyalı ve Ergun Babahan'ı oturtabilirsiniz.
Tüm bunları yapabilirsiniz. Fakat bunları yapsanız bile, başınıza geleceklerden kendinizi ve ailenizi kurtaramazsınız…
Emin Çölaşan'la başlattığınız kıyam Bekir Coşkun, Özdemir İnce, Cüneyt Ülsever, Tufan Türenç, Uğur Dündar ile devam etti. En son Ayşenur Aslan'ı, susturdunuz.
Milliyet ve Vatan gibi iki güzel gazeteyi de 'Toplu satış' yöntemiyle, Demirören'lere sattınız. Onlar da baba-oğul el ele koşarak 'huzura' gidip, 'Efendim, bu gazeteler bizim değil, sizin emrinizde. Siz ne derseniz o olur' diye gazeteleri iktidara pas ettiler.
Daha fazlasını da yapabilirsiniz. Örneğin, Yılmaz Özdil'i işten çıkartıp yerine Hilmi Özkök'ü alabilirsiniz. İki Özkök bir arada, çok da yakışır.
Ya da Ahmet Hakan'ı atıp, yerine Taha Akyol'un oğlunu transfer edebilirsiniz. Eksilen kadronuzu, Fehmi Koru-Hüseyin Üzmez- Abdürrahim Dilipak ile takviye edebilirsiniz. Hatta, Başbakan Erdoğan'ın damadını, Çalık Grubundan alıp, medya grubunuzun başına getirebilirsiniz. Kaldırdığınız 'Medya Mahallesi' programını Merve Kavakçı'yı Amerika'dan getirtip, ona yaptırabilirsiniz. Nagehan Alçı-Nazlı Ilıcak ikilisine 'İleri Demokraside Çok Seslilik' adlı program hazırlatıp, aralarına Rasim Ozan Kütahyalı ve Ergun Babahan'ı oturtabilirsiniz.
Tüm bunları yapabilirsiniz. Fakat bunları yapsanız bile, başınıza geleceklerden kendinizi ve ailenizi kurtaramazsınız…
Siz istediğiniz kadar, kadronuzu iktidarın istek ve emirlerine göre tanzim edin, iktidara yağ çekmekte ve Laik Cumhuriyetin ipini çekmekte Ferit Şahenk ve NTV ile istediğiniz kadar yarışın, onlar asla sizi kendilerinden saymayacaklardır.
Siz, onlar için daimi bir tehlikesiniz.
Siz, onlar için daimi bir tehlikesiniz.
Eğer, Türkiye'yi İran benzeri bir İslam Cumhuriyetine dönüştürmek isteyenler başarılı olurlarsa, kellesini ilk alacakları, fetva ile mallarına el koyacakları ilk kişi sizsiniz. Aynen İran'da olduğu gibi. Bu konuda ellerinde o kadar çok doküman var ki..
Erdoğan'ın Eşbaşkanı olduğu BOP amacına ulaşır ve Türkiye bölücülerin eline geçerse, size yapılabilecekleri, ben dahil hiç kimse tahmin edemez.
Türkiye, Demokratik Parlamenter Rejimde ve bütün olarak kalmayı başarırsa, bundan böyle gelen her iktidar, tıpkı bugünkü gibi sizi kullanmak isteyecektir.
'AKP'ye var da, bize yok mu', anlayışıyla size yaklaşacak iktidarlar, üç polis-dört maliyeci- iki savcı ile sizi önlerinde diz çöktüreceklerdir.
'AKP'ye var da, bize yok mu', anlayışıyla size yaklaşacak iktidarlar, üç polis-dört maliyeci- iki savcı ile sizi önlerinde diz çöktüreceklerdir.
Aydın Bey, siz sadece dününüzü ve bugününüzü değil, sizin ve çocuklarınızın geleceğini de kararttınız. Bu ülke çok gazete patronu gördü. İktidarlara boyun eğenler, varlık sebepleri olan Türk Milletini aldatanların hepsi unutuldu gitti. Bugün bunlardan bir tanesini bile hatırlayan yok.
Ama gazeteci ve yürekli bir vatansever olan Hasan Tahsin hiç unutulmadı, unutulmayacak. Çünkü o Padişahın ve düşmanın dahi karşısında boyun eğmemişti…
Değdi mi Aydın Bey?
Aferin size, üstelik de bravo, siz bu ömrü boşa yaşamışsınız…
Aferin size, üstelik de bravo, siz bu ömrü boşa yaşamışsınız…