İçeride esnaf perişan ama dışarıda şanımız yürüsün, IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğiz. IMF'den kurtulduğumuza kimsenin itirazı yok ama borç vermeye gelince durup düşünmek gerekir.
IMF ile 11 Mart 1947'de başlayan ilişkimiz, 1961 yılından itibaren 19 tane stand-by anlaşması ile bu güne kadar süre geldi. 14 Mayıs 2013 itibari ile de 19'uncu stand-by çerçevesinde son olarak 281 milyon 54 bin 813 SDR (Special Drawing Rights) ana para ödemesi yaparak borçlarımızı kapatacağız. Yapılacak ödeme 422,1 milyon ABD dolarına karşılık geliyor. Buraya kadar her şey güzel güzel ve yapılanları takdir ediyoruz. Türkiye'nin uluslar arası arenadaki konumu ve gücü elbette hepimizin göğsünü kabartır. Ancak, milletin içerideki perişan hali de hepimizin içini burkar.
Geçmişte tekrar tekrar gelen vergi afları bugün için de yüksek sesle tekrar dile getiriliyor. Çünkü, esnafın hali perişan borçlar birikti. 2011 yılında çıkarılan 'Vergi Barışı' ile borçlarını yapılandıranların birçoğu taksitlerini ödeyemediği için haklarını kaybettiler. Vergi borçları katlayarak artmaya devam ediyor. Yeni eklenenler de cabası.
Merkez Bankası ve Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) verilerine göre, 2013 yılının ilk çeyreğinde, kredi kartı sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 artarak, 55 milyon 744 bin 399'a yükseldi. Aynı dönemde, kredi kartlarıyla yapılan işlem adedi de yüzde 8,4'lük artışla 649 milyon 739 bin 609'a çıktı. Kredi kartlarının işlem tutarındaki artış ise yüzde 21. Verilere göre günde 1 milyar lira kredi kartı ile harcama yapılıyor. Herkes kredi kartlarına yüklendi çünkü kimse de nakit para yok! Olan da harcamaya korkuyor. Önümüzdeki günlerde kredi kartları krizi çıkarsa hiç şaşırmayın.
Gelelim Türkiye'nin IMF'ye vereceği 5 milyar dolar borca. Borç verince ne olacak? Türkiye'nin ülke kotasının IMF kotaları içerisindeki payı yüzde 0,61'den, yüzde 0,98'e ulaşacak, yüzde 1 bile değil! Ayrıca Türkiye, IMF'de en yüksek kota payına sahip üye ülke sıralamasında 32'nci sıradan 20'nci sıraya yükselecek. Grupta İcra Direktörlüğü pozisyonu ve 2014 sonrasında ülkelerin göreli oy güçlerine paralel dönüşüme tabi olacak.
Aynayı kendimize çevirip bakalım. IMF'ye verilecek olan para ile esnafa 30 bin lira düşük faizli ya da hibe kredi verilse yaklaşık 300 bin esnafın yüzü güler ve ekonomiye taze kan gelir. O nedenle benim için 300 bin esnafın yüzünün gülmesi IMF'deki yüzde 1 bile etmeyen payımızdan kat kat daha önemli.
IMF ile 11 Mart 1947'de başlayan ilişkimiz, 1961 yılından itibaren 19 tane stand-by anlaşması ile bu güne kadar süre geldi. 14 Mayıs 2013 itibari ile de 19'uncu stand-by çerçevesinde son olarak 281 milyon 54 bin 813 SDR (Special Drawing Rights) ana para ödemesi yaparak borçlarımızı kapatacağız. Yapılacak ödeme 422,1 milyon ABD dolarına karşılık geliyor. Buraya kadar her şey güzel güzel ve yapılanları takdir ediyoruz. Türkiye'nin uluslar arası arenadaki konumu ve gücü elbette hepimizin göğsünü kabartır. Ancak, milletin içerideki perişan hali de hepimizin içini burkar.
Geçmişte tekrar tekrar gelen vergi afları bugün için de yüksek sesle tekrar dile getiriliyor. Çünkü, esnafın hali perişan borçlar birikti. 2011 yılında çıkarılan 'Vergi Barışı' ile borçlarını yapılandıranların birçoğu taksitlerini ödeyemediği için haklarını kaybettiler. Vergi borçları katlayarak artmaya devam ediyor. Yeni eklenenler de cabası.
Merkez Bankası ve Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) verilerine göre, 2013 yılının ilk çeyreğinde, kredi kartı sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 artarak, 55 milyon 744 bin 399'a yükseldi. Aynı dönemde, kredi kartlarıyla yapılan işlem adedi de yüzde 8,4'lük artışla 649 milyon 739 bin 609'a çıktı. Kredi kartlarının işlem tutarındaki artış ise yüzde 21. Verilere göre günde 1 milyar lira kredi kartı ile harcama yapılıyor. Herkes kredi kartlarına yüklendi çünkü kimse de nakit para yok! Olan da harcamaya korkuyor. Önümüzdeki günlerde kredi kartları krizi çıkarsa hiç şaşırmayın.
Gelelim Türkiye'nin IMF'ye vereceği 5 milyar dolar borca. Borç verince ne olacak? Türkiye'nin ülke kotasının IMF kotaları içerisindeki payı yüzde 0,61'den, yüzde 0,98'e ulaşacak, yüzde 1 bile değil! Ayrıca Türkiye, IMF'de en yüksek kota payına sahip üye ülke sıralamasında 32'nci sıradan 20'nci sıraya yükselecek. Grupta İcra Direktörlüğü pozisyonu ve 2014 sonrasında ülkelerin göreli oy güçlerine paralel dönüşüme tabi olacak.
Aynayı kendimize çevirip bakalım. IMF'ye verilecek olan para ile esnafa 30 bin lira düşük faizli ya da hibe kredi verilse yaklaşık 300 bin esnafın yüzü güler ve ekonomiye taze kan gelir. O nedenle benim için 300 bin esnafın yüzünün gülmesi IMF'deki yüzde 1 bile etmeyen payımızdan kat kat daha önemli.