Memleketin kritikleşen çözüm süreci, Soma'nın acısı, oğullarını arayan annelerin feryatları varken, hanidir elim yerel sorunları yazmaya gidemiyor.
Ancak söz konusu olan haksız uygulamalar olunca biliyorum ki yerel sorunlar da hayli önemli.
Haksızlık nerede olursa olsun pes etmemek gerekir.
Mesela İzmir mücadeleden vazgeçmemeli.
Kapatılan İl Özel İdaresi'nin malvarlığı konusunda haksızlığa uğrayan kent, hakkını aramalı.
Geçen Eylül ayında hangi noktaya varacağı belli olan bu konuda, geç kalınsa da şimdilerde mücadele neyse ki birlikte sürdürülmeye başlandı.
Konuyu takip edenler iyi bilir, bilmeyenler ya da gözünden kaçmış olanlar için kısaca değinmekte yarar var.
6360 Sayılı Yeni Büyükşehirler ve Büyükşehir Kanunun'daki düzenlemeyle, Mart 2014'ten sonra, sayısı 30'a varan İl Özel İdaresi'nin tüzel kişilikleri sona erdi ve sahip oldukları önemli yatırımlar, taşınmazların yerel kuruluşlara devredileceği belirtiliyordu.
Elbette öyle olmadı.
Devir için kurulan komisyonlar kentlerde farklı kararlar verdi.
İzmir'de tümünden farklı.
Tahmin edileceği gibi, personeli daha önce Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen kuruluşlar dahil İzmir'e 'zırnık' kalmadı.
İSTANBUL ÖRNEĞİ
Bu kararların baştan sona arkasında duran, sıkıştığı yerde 'Trabzon'da mal varlığı Belediye'ye devredildi, neden İzmir'de aynı uygulama gerçekleşmedi' diye soran gazetecilere, 'burası Trabzon olsa adımız Trabzon olurdu' ahvalinde dahiyane yanıtlar veren Vali Mustafa Toprak, İzmir'i belli ki benimsememiş.
Sayın Vali'nin bu konuda sinirleri bozuk, kendine yöneltilen sorulara pek kızıyor.
Üzgünüm, benim de sorum var.
Size ve daha çok Ankara'ya.
Diyorum ki, böyle zorlama cevaplar yerine 30 ilde hangi kalemler
belediyelere hangi kalemler Hazine'ye ya da diğer kurumlara devredildi?
İstanbul ve Ankara'da okullar, sağlık ocakları hariç özellikle para kazandıran, kente vizyon sağlayan tesislerin belediyelere devredildiğini duyuyoruz.
Doğru mu?
Tek bir örnek varsa bile bunu nasıl izah edersiniz?
İZMİR BAHANE
Kaldı ki, burada termal tesisler, Jeotermal AŞ, Sümerbank arazileri gibi doğrudan kentle bütünleşmiş tesis ve alanlar var
Bana göre İzmir bahane, sistem şahane.
Yerel yönetimlerin güçlenmesini istemediğiniz kentlerde tesisleri Hazine'ye devredersiniz, Hazine de onları satarak gelir elde eder. İzmirli de bu kuruluşlardan yüksek bedel ödeyerek yararlanmak zorunda kalır ya da zamanla mal varlıkları dağılır gider.
Başkan Aziz Kocaoğlu, resmi tebligatın ardından dava açmaya hazırlanıyor.
Bir yandan gecikerek de olsa ticaret ve sanayi odaları, esnaf birlikleri, meslek odaları, iş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle konuyu paylaşarak yol bulmaya çalışıyor.
Süreç ne olur, sağduyu öne çıkar da karar yenilenir mi?
Ya da emsal kararlar gösterilerek karar iptal edilir mi zaman gösterecek.
Ama belli ki bu oldu bittiye, dayatmaya İzmir'in göz yummaya niyeti yok
Sonra 'Gavur İzmir', her şeye karşı çıkan asi çocuk.
Peki direnmesin de ne yapsın bu kent!!!