HABERLER>EKONOMİ
19 Ağustos 2014 Salı - 11:01

İhracatçıların Başkanı’ndan çarpıcı mesajlar: Patinaj yapıyoruz!

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanlığı'na 3 ay önce seçilen Sabri Ünlütürk, EİB'de bürokrasiyi azaltıp, özel sektör mantığı ile çalıştırmayı hedefliyor. Türkiye'nin ihracatının 135-150 milyar dolar bandında sıkıştığına dikkat çeken Ünlütürk, yeni ekonomi yönetiminin mutlaka ihracata dayalı büyüme modelini benimsemesini istiyor. Ünlütürk, "İnşaat yaparak, AVM yaparak büyüyemeyeceğimiz ortada" diyor. Birkaç yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da fabrika kurmak için araştırma yapan Sabri Ünlütürk, çalıştıracak insan bulamadıklarını çünkü herkesin yeşil kartının olduğunu belirtiyor. Ünlütürk, "Taşınmakla teşvik olmuyor. Güçlü sektörler bulunduğu yerde desteklenmeli" şeklinde konuşuyor.

İhracatçıların Başkanı’ndan çarpıcı mesajlar: Patinaj yapıyoruz!

Sinan DOĞAN / EGEDESONSÖZ - Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk, 12 ihracatçı birliğinin yer aldığı Ege İhracatçı Birlikleri'nin Koordinatör Başkanlığı'na seçildi 11 yıl aradan sonra EİB'nin kaptan köşküne tekstilciler yeniden geçti. Ünlütürk ile ekonomiyi, yeni sanayi politikasını, İzmir'i konuştuk.

-Ege İhracatçı Birlikleri'ne 11 yıl sonra bir tekstilci yeniden başkan oldu. EİB'de neler yapacaksınız?
 
Yeni dönemde ihracatçı birliklerine farklı bir misyon yüklemeye çalışıyoruz. EİB olarak artık Ekonomi Bakanlığı'na bağlı kuruluş olmaktan çıktık. Ekonomi Bakanlığı'nın ilgili kuruluşu konumundayız. Sivil toplum örgütlerine benzer bir yapımız var. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi ile bir çok işi birlikte yürütmeye devam edeceğiz. Ancak özellikle ihracatçıların ihtiyaçlarına yönelik projelerimizde daha esnek ve atak olacağız.

'PATİNAJ YAPIYORUZ'

-Türkiye'nin ve Ege'nin ihracatının son yıllarda patinaj yaptığı değerlendirmesi doğru mu?
Maalesef öyle. Özellikle 2009 yılından beri baktığımızda uzun süredir ülkemizin ihracatı 135 milyar dolar ile 150 milyar dolar arasında değişim gösteriyor. Sektörlerin arasında göreceli olarak iyi ve kötü performans olmakla birlikte genel olarak patinaj yapıyoruz. 2023 ihracat stratejisi ortaya konduğunda çok net olarak tanımlanmış bir takım yapısal değişiklikler, sanayi üretiminin artmasına yönelik birtakım altyapı düzenlemeleri gibi bir çok konu başlığı vardı. Ama ülkenin gündemi 4 yıldır ekonomiden ziyade siyasi. Gezi, seçimler ve diğer şeyler. Üst üste birkaç seçimin olması maalesef ekonomiyi gündemde ikinci plana attı. Bu da bizim beklentimiz olan yapısal değişikliklerin yapılmasını öteledi.



-Uzun zamandır ihracatçılar olarak döviz kuruna yönelik açıklamanız olmadı. Dövizdeki artış sizi mutlu ediyor mu?
Biz geçmişte kur çok önemli dedik. 15 yıllık döneme baktığımız zaman çok farklı kur fiyatlaması yapılan dönemler yaşadık. Türk Lirası ile doların neredeyse eşitlendiği dönemler ile doların sıçrama yaptığı dönemleri gördük. Biz hep şunu söyledik; Bizim için rekabetçi kur önemli. Yoksa kurun çok öteye gitmesini biz de istemiyoruz. Bundan da ihracatçı ekstra bir para kazanmıyor. Kurda istikrar ve rekabetçi önemli. Bugün artık reel endekse bakarsak kurun olması gereken yer 2.20 lira. Euro da 3 lira olur. Bu da rekabetçi kur seviyesi için doğru olur. Bunun üzerindeki kura ihtiyacımız yok. Daha fazlası enflasyonu etkiler. Ama kur tek başına yeterli değil. Bunun yanında sanayi üretiminin önünün açılabilmesi için gerekli olan yapısal reformların da yapılması lazım. Çünkü üretecek malınız yoksa, insanlar üretimden vazgeçiyorsa, biz ne ihraç edeceğiz?

'ÇALIŞACAK İNSANLAR YEŞİL KARTLI'

-Hükümetin hedef olarak koyduğu 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat yakalanır mı?
Yapısal reformlar yapılmadan bu hedefleri yakalamamız kolay değil. Mutlaka sanayiciliğin, üretimin gerçek anlamda özendirilmesi lazım.

-Teşvik Yasası üretimi özendirmek için yeterli değil mi?
Ülke olarak iki yıl önce uygulamaya konan teşvik paketinden umduğumuzu bulamadığımızı görüyoruz. 6. bölge ilan edilen yerlerde bile bambaşka problemler var. Şanlıurfa'da hazır giyim sektörü organize sanayi bölgesinde kümeleleniyor. Ama o bölgede çalışan problemi var. Çünkü nüfusun önemli bölümü yeşil kart sahibi.

-Nasıl bir teşvik mekanizması öneriyorsunuz peki?
Bizim katmadeğerli ürün üretmemiz lazım. İhracatı 500 milyar dolar yapmak için ürün miktarını 4 katına çıkarmamız ya da birim fiyatı artırmamız lazım. O nedenle 5. veya 6. bölge teşvik fikri bununla örtüşmüyor. Bilakis çelişiyor. Katmadeğer üretecek bölgeler 1. ve 2. bölgeler. Bizde bir de yanlış bir düşünce var. Katmadeğer denince akla uzay, havacılık geliyor. Oysa gücünü kümelenmeden alan birtakım sektörler var. Bazı bölgelerde doğal kümelenmeler var. Bunların teşvik edilmesi gerekiyor. Denizli ve İzmir'de tekstil ve konfeksiyon, Manisa'da beyaz eşya sektörü kümelenmiş. Bu sektörler desteklenmeli.

'TEKSTİL KATMADEĞER YARATIYOR'

-Bir zamanlar tekstil ve konfeksiyonun geri kalmış ülkelerin sektörleri olduğu, Türkiye'nin bu sektörlerden vazgeçilmesi gerektiği söyleniyordu. Siz ise bu sektörlerin desteklenmesi gerektiğini söylüyorsunuz.
Hazır giyimde sattığımız konfeksiyon ürününün kilogram birim fiyatı 30 dolara geldi. Ülke olarak 1.5 dolara mal sattığımızı düşünürseniz bu rakam çok yüksek. Bizim teknik tekstil dönüşüm projemiz mevcut firmaların katmadeğeri artıracak ürün üretmesini sağlayacak. Belki birim fiyat 50-70 dolara çıkacak. Tıbbi tekstilde belki birkaç 100 dolara yükselecek. Her sektörün kendi içinde ar-ge, inovasyon yapabileceği alanlar var. Teşvik sistemini belirlerken her sektörün özgün durumuna bakılmalı. Bölgeciliği bir kenara bırakmalıyız. Bunu yaparsak 500 milyar dolar ihracat olmasa bile yaklaşabiliriz. Bazı sektörlere bundan önce taşınma desteği verildi. Taşınan oldu mu? Yok. Olmaz da. Çünkü biz gücümüzü kümelenmeden alıyoruz.



-Sizin uzun süredir Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da yatırım yapmak için dolaştığınızı duyuyoruz. Bir karar verdiniz mi?
Her yeri dolaştık. Ama nitelikli çalışan bulmak zor. Çalışan bulmak da zor. Diğer problem kümelenme. Urfa bölgesinde bir kümelenme oluşturmaya çalışılıyordu. Ama çok olumsuz örnek var. Bırakın Urfa'yı, Afyon'da bir çok arkadaşımız yatırım yaptı. O yatırımlardan herkes para kaybederek çıktı. Bu tür örnekler olunca gidip sanayici olarak orada bina yapmak istemiyorsunuz. Binanın çok ekonomik değeri de yok. Buna yönelik çözümler araştırıldı. TOKİ ile fabrika yapma konusu konuşuldu. Şimdi uzun vadeye dayalı kiralama ve satın alma modeline yönelik çalışıyorlar. Biz hala araştırmaya devam ediyoruz. Ancak bu sebepler nedeniyle henüz karar veremedik. Sektör gücünü kümelenmeden alıyorsa, bulunduğu yerde katmadeğer üretecek şekilde desteklenmeli.

-İzmir'i kalkındırmak için kimi zaman 'sihirli değnek'ler öneriliyor. Örneğin 'İzmir serbest şehir olsun' deniyor. Bu çözüm mü?
İzmir keşke serbest şehir olsa ama bunlar çok uzun vadeli şeyler. İzmir zenginliğini farklılıklardan alıyor. Burada tekstil-konfkesiyon, tarım, demir-çelik, otomotiv, petrokimya var. Hangi sektörlerin dönüşüm yapma kabiliyeti varsa, onları destekleyecek mekanizma kurmak lazım. Hedefleri yakalamak için birkaç yılda sonuç alacağımız projeleri hayata geçirmemiz lazım.

'RUSYA VE İRAN'A GİDECEĞİZ'

-Türkiye'nin yakın coğrafyası savaş altında. Bu durum ihracatı da vuruyor. Geleceğe dair öngörüleriniz neler?
Savaş ortamında ihracat azalıyor, yatırımlar erteleniyor. O zaman kısa vadeli ticarete bakıyorsunuz. İsrail ile dönem dönem siyasi konulardan dolayı gerginlik artıyor ama ben yumuşama olacağını düşünüyorum. Suriye'deki savaş uzun vadede çözülecek bir konu. Irak'ta çözüme gidildiğine inanıyorum. Irak ile ticaret eski seviyeye gelecek ve geçecek diye umuyorum. Ukrayna ile yaşanan sorunlara rağmen Rusya bizim için önemli bir pazar olmaya devam ediyor. Rusya bazı ürünleri Avrupa'daan almayacağını açıkladı. Bu gıda sektörü için bulunmaz bir fırsat. Ben bütün arkadaşlarımızın bu fırsattan yararlanacağına inanıyorum. Rusya büyük ve gıda tüketicisi ülke. İki ülke arasında vizelerin kalkmış olması önemli. İran da önemli pazar haline geldi. İhracatçı birlikleri olarak ortaklaşa birkaç İran programı vardı. Rusya'ya yönelik gıda sektörlerinin planı var.

-Başbakan Erdoğan'ın köşke çıkmasının ardından kurulacak yeni kabine merakla bekleniyor. En çok merak edilen konu da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın yeni hükümette yer alıp almayacağı. Sizin düşünceniz nedir?
Sayın Babacan'dan iş dünyası memnun. Oldukça iyi çalışmalarda bulundu. Tabi Başbakanın takdiridir ama yeni kabine kim olursa olsun Türkiye'nin ihracata dayalı büyüme politikalarını benimsenmiş olması önemli. Tüm teşvik ve destek mekanizmaları, ihracata dayalı büyüme ana fikrinden yola çıkarak kurgulanmalı. Mademki siyasi bir dönemi geride bırakıp işimize, ekonomiye bakacağız, önceliğimiz de bu olmalı. Yeni ekonomi yönetimi  ihracatla büyümeyi hedef alacak politikayı hayata geçirmeli. Son yıllarda hızlı büyümeler inşaat ve iç piyasaya yönelik oldu. Ama inşaat yaparak, AVM yaparak büyüyemeyeceğimiz ortada. Büyüme gerçek üretimden geçiyor. Ülkeyi kalıcı büyüyecek safhaya geçirmek için üretimi ve ihracatı artırmamız gerekiyor.

'BİZSİZ DE İŞLER YÜRÜYOR'

-Ağabeyiniz Şükrü Ünlütürk, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi. Siz EİB'nin başındasınız. İşlerinizi nasıl yürütüyorsunuz?
Sosyal görevleri üstlenmenin altında yatan şey şirkette kurumsal yapı oluşturmak. Biz çok emek harcadık. Sonunda şirkette kurumsal, şeffaf, bizden sonra da işleyecek bir yapı oluşturduk. Geldiğimiz noktada çok iyi profesyonal arkadaşlarımız, çok iyi kurumsal yapımız ve iyi bir işletim sistemimiz var. Amatör ruhla çalışan profesyonellerimiz, kendi işleri gibi işini seven çalışanlarımız var. Teknoloji de bize destek veriyor. Seyahatteyken çok şeyi kontrol edebiliyoruz.

-İkinci kuşak iş başına geçiyor mu?
Ağabeyimin çocukları üniversiteyi bitirdi ama aile anayasımız nedeniyle dışarıda çalışıyorlar. Bu süreyi bitirince ne zaman isterlerse şirkete gelebilecekler.

-Sun Holding'in yeni büyüme hedefi ne? Yeni sektörlere girecek misiniz?
Biz teknik tekstil alanında büyümeyi planlıyoruz. Hollandalı bir firma ile serbest bölgede yatırım yapmıştık. Bu yeni işler getiriyor. Bu sefer Belçikalılar ile işbirliği immkanı oldu. Teknik tekstil ve otomotiv tekstili alanında büyüyoruz. Kısmet oldu, büyük bir bina aldık. Hedefimiz teknik tekstil, koruyucu tekstil alanında yatırım yapmak.

- Ailecek yelken yapmayı sevdiğinizi biliyoruz...
Yelkene devam. Bu hafta yurtdışındayım. Fırsat bulunca gidiyoruz.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İZMİR'Lİ 20 Ağustos 2014 Çarşamba 09:32

Hülya kardeş,Sadece Ş.Urfa'nın % 75 inde yeşil kart bulunduğunu biliyormusun.(İhtiyaç sahibi olanları ayırarak)bu kadar insan sence açmı,sefilmi.Bölgeyi bilen biri olarak ben yanıt vereyim.Kesinlikle aslaaaa.Peki sebebi nedir!!!Hadi hepimizin bildiği cevabı sen ver bakalım!!!

Yorumu oyla      11      5  
hülya 19 Ağustos 2014 Salı 16:18

ben insanların yeliş kart nedeniyle çalışmadığını düşünmek istemiyorum bence bilimsel bir araştırma yapılmalı. yeşil kart hastalık için verilen birşey insanlar ne tyiyip ne içecekler hadi o da verildi şimdi ki gençlik giyecek ve elektronik ister yani çalışmadan olmaz bana göre bu yazıda yapılan yorum pek mantıklı gelmedi

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Çandarlı Limanı yeniden ihaleye çıkıyor
AK Parti Bergama İlçe Başkanı Ürper, eylül ayı içerisinde yeniden ihaleye çıkılacağını bildirdi.
MÜSİAD İzmir sektörleri topladı
MÜSİAD İzmir Şubesi, sektör kurullarını bir araya getirerek, düzenlediği ...
Egeliler HES’i satıyor: Kim alacak?
Egelilerin çok ortaklı enerji şirketi Enda Enerji Holding, Mersin’deki ...
 
İzmir Fuarı’nda taraftarlara da yer var!
Bu yıl 83'üncü kez düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında ...
İzmir’de gümrük pazarı: Kelebek kanadında tablo bile var!
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ege’deki bazı depolarda bulunan kaçak ve ...
Standard&Poor's’tan Türkiye açıklaması
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P), Türkiye ...
 
İş dünyasında ‘torba’ şoku!
Vergi ile sosyal güvenlik borçlarının yeniden yapılandırılmasını da içeren ...
BMC’nin parası ödendi, sıra işçilerde!
İzmir’de kamyon, otobüs ve yedek parçanın yanı sıra savunma sanayine 'Kirpi' ...
Altın dibe vurdu!
Ramazan ayı ve seçim nedeniyle dibe vuran altın satışları, düğün mevsiminin ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çocuk yaşında assolist oldu!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gazeteci titizliğinden çıkan bir roman
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva