İZMİR - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İzmir Swissotel'de Grand Efes'te düzenlenen 'Türk yerel medyası ve AB yolunda' projesinin 8'inci bölgesel bilgilendirme seminerine katıldı. AB Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Haluk Ilıcak, AB'ye giriş sürecinde yerel medyanın önemine dikkat çekerek, "Türkiye'nin AB yolculuğu tam arzuladığımız şekilde devam etmiyor. AB sürecini gerçek sahibi olan halkla birlikte şekillendirmeye çalışıyoruz. Yerel medyayı AB sürecine dahil etmenin bilincindeyiz. Yerel medya etkinliği ulusal medya kadar yüksek, hatta bazı yerlerde daha yüksek. AB sürecine en önemli katkıyı sağlayacak olan yerel medyayı bilinçlendirmek amacındayız. Daha sonra Muğla ve Mersin seminerlerini yapacağız" dedi.
AB'Lİ DOSTLARINIZ SİZDEN VAÇGEÇMİŞ DEĞİL
İngiltere Büyükelçisi David Reddaway, Türkiye'nin AB için önemine değinerek, AB'nin Türkiye'den vazgeçmediğini, Türkiye'nin de bu hedeften vazgeçmediğinin altını çizmesi gerektiğini söyledi. Reddaway, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin AB'ye katılmasını arzulayan birçok dostumuz var. Türkiye'nin AB'ye katımını isteyen sadece İngiltere değil, AB'li 11 bakan Türkiye'nin üyeliğine destek veren son derece güçlü bir bildirinin altına imza attılar. AB'li dostlarınız sizden vazgeçmiş değil. Dolayısıyla Türkiye'nin de bu hedefinden vazgeçmemiş olduğunun altı çizilmedi. Biz İngiltere'de bu sürecin ne kadar zorlu geçeceğini çok iyi biliyoruz. Çünkü biz de iki kere veto edilmiştik. Ama tıpkı Türk halkı gibi İngiltere halkı da son derece kararlı davrandılar. Şu anda biz AB'nin en önemli güçlerinden biriyiz. Biz aynı güce Türkiye'nin de sahip olacağını düşünüyoruz. Yerel basın mensupları AB konusundaki gerçekleri yansıtmalısınız. AB Türkiye'nin katılımından büyük fayda sağlayacak, ancak Türkiye'de de AB'ye katılımdan fayda sağlayacak. Dünyada birçok devleti etkileyen ekonomik sorun sözkonusu, Türkiye'de bunlardan farklı değil. Türkiye'de yapılan doğrudan yabancı yatırımların yüzde 92'si AB'den gelmiş durumda. Türkiye'nin ve AB'nin ekonomik ve politik güçlerini birleştirmesi son derece yararlı olacaktır."
DAR VİZYONLU SİYASETÇİLER
AB Bakanı Bağış, Türkiye'nin AB sürecine engel olmak isteyen AB üyesi ülkeleri sert sözlerle eleştirdi. Bağış, şöyle konuştu:
"Hala Avrupa kadar vizyonlu siyasetçiler Türkiye'yi o günlerin Türkiye'si sanıyor. O nedenle engel üzerine engel çıkarıyorlar. Büyükelçi dedi ki "biz kararlılığını duymak istiyoruz' dedi. Müsterih olun 1959'dan 2004 yılına kadar sadeci müzakere almak için bekleyen bu sabırlı millet, Avrupa'dakilerin o dar vizyonlu yöneticilerin vizyonlarını değiştirecek kadar sabırlı ve kararlıdır. Türkiye'nin müzakere sürecini durdurabilirler ancak reform sürecini durduramazlar. Türkiye'de bireysel özgürlüklerin artması yolunda önemli adımlar atabildiysek, Cumhuriyet tarihinde Atatürk'ten sonra ilk kez cemevine giden bir cumhurbaşkanı görebildiysek, 10 - 15 yıl öncesine kadar insanların "Kürdüm' diyemediği bu ülkede devletin kanalı 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyorsa, Avrupa'nın bazı ülkelerinde kendi Roman vatandaşlarını vagonlara doldurup sınır dışı ettiği dönemde, eş zamanlı olarak Türk başbakanı Romanlarla kucaklaşıyorsa, bunda AB reform sürecinin büyük payı vardır. AB'dekiler şu faslı bu faslı engellemiş, buna takılacak değiliz."
KARAR OYBİRİLĞİ İLE ALINABİLİR
Bağış, çağdaş uygarlık seviyesine çıkarken yargı reformunun önemine vurgu yaparak, "Hepimizin ihtiyaç duyduğu AB standartlarında hukuktur. Yargıyı herkesin güvenebileceği bir liman haline getirmemiz gerekiyor. AB sürecinde her vatandaşın güvenebileceği, bağımsızlığından olduğu kadar tarafsızlığından da şüphe etmeyeceği hale getirmektir. Türkiye çok kilit bir durumda. Türkiye'nin AB'deki dostları, Türkiye'nin müzakere süreci oy birliği ile alınan bir kararla başlamıştır, ancak ve ancak oybirliği ile alınacak bir kararla sona erecektir. Türkiye'nin dostlarının sesini daha çok yükselttiğini görüyorum. AB'nin 11 dışişleri bakanı ortak makale yayınlayarak Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdiler" dedi.
PAPAZA BAKIP ORUÇ BOZACAK DEĞİLİZ
AB Bakanı Bağış, konuşmasını Türkiye'nin üyeliğine destek vermeyen AB üyesi ülkelere yönelik eleştirilerle bitirdi. Bağış şunları söyledi:
"Bize havlu attırmak için uğraşanlar var. AB Genel İşler Konseyi'nde yarın liderlerin önüne konulacak taslakta Türkiye'yi eleştirel hale getirmeye çalışacakları yönünde duyum aldık. Bu taslakta Kıbrıs adasındaki yarım devletin gönlünü hoş tutma çabaları var. Biz bunlara takılmayacağız. Bugün Avrupa'da bir yangın varsa, yangını söndürmeye gönüllüyüz. Yangını çıkaranlarla yangına set çekenler arasında duranlar, akıllarını başlarına alsın. Bir resepsiyonda Kıbrıs Rum kesiminden bir gazeteci bana 'Madem AB'ye sefil diyorsunuz neden bir parçası olmak istiyorsunuz' diye sordu. Ben de kendisine 'sefaletinize son vermek için' dedim. Türkiye'nin katkısı Avrupa'nın en çok ihtiyaç duyduğu katkıdır. Ortalama yaşımız 28. Avrupa'nın 43. Türkiye kendi potansiyelinin farkındadır. Papaza bakıp oruç bozacak değiliz."
İZMİR'İN EXPO SÜRECİNE DESTEK VERECEĞİM
Bakan Bağış, İzmir'in EXPO sürecinde her türlü desteği vermeye nazır olduğunu vurgulayarak, "EXPO sürecinde İzmir'in emrindeyim her türlü katkıya vermeye hazırım. Gittiğim her AB üyesi ülkede İzmir'in haklı adaylığı konusunda sözcülük yapacağım. Sunuş yapılması istendiği taktirde de görevimi yerine getireceğim. İzmir 2015 EXPO'yu almak üzereydi, o iş bağlanmıştı. Özel görüşmelerimizde birçok ülkeden teminat almıştık. Bir sabah kalktık ve bir savcının partinin kapatılması ile ilgili dava açtığını gördük. Birçok şeyi kaybettiğimiz gibi EXPO'yu da kaybettik. EXPO'ya İzmir'in ev sahipliği yapma onurunu da kaybettik" dedi.(DHA)