Kemal ANADOL
Türkçem benim
5 Mayıs 2024 Pazar

Bilinen bir gerçeği bir kez daha yinelemekte yarar var. Dil, bir toplumu ulus yapan unsurların başında gelir. Dil, yaşayan bireyleri biri biriyle kaynaştırır. Geçmiş kuşaklarla günümüzü, günümüzle gelecek kuşakları birleştiren zincirdir. Öğrenimin, bilgi aktarmanın tek yolu dildir. Bir toplumun nitelik ölçüsünün başında dili gelir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslaşma sürecini gerçekleştirme yolundaki en önemli çaba Atatürk devrimleridir. Atatürk devrimlerinin en önemli duraklarından biri harf ikincisi de dil devrimidir. Cumhuriyetten beş yıl sonra yapılan harf devrimi, seksen iki yıl önce 26 Eylül 1932’de toplanan Dil Kurultayı ve burada karar altına alınan dil devrimiyle tamamlanmıştır. Büyük ozanımız Dağlarca ne güzel tanımlamış dilimizi: Türkçem benim ses bayrağım.

Yakın tarihimizi “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen fesli Kadir’den öğrenenlerin dil devrimine karşı çıkmalarını doğal karşılamak gerekir. Onlar harf ve dil devrimini toplumu bir gecede cahil ve belleksiz bırakmakla suçluyorlar. “Atalarımızın mezar taşlarını okuyamıyoruz” diye yakınıyorlar. Oysa resmi verilere göre Osmanlı’daki okuma yazma oranı yüzde ondu. Ancak gerçek bu rakamın çok altındaydı. Kırk bin köyün otuz beş bininde okul yoktu! Bugün okuma yazma oranı yüzde doksanları aşmıştır.

Gelelim atalarımızın mezar taşlarını okuyamama sorununa… “Halep ordaysa arşın burda” deyiminden yola çıkalım. Divan edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri Fuzuli’dir değil mi? 1556’doğan ünlü şairin ünlü kasidesinin son iki dizesini birlikte okuyalım:

Fuzuli rind-i şeydadur hemişe halka rüsvadur

Sorun kim bu ne sevdadur bu sevdadan usanmaz mı

TBMM üyelerinden başta AKP olmak üzere partilerin merkez yöneticilerinden, divan edebiyatı uzmanları dışında tüm yurttaşlardan kaç kişi bu dizelerin anlamını bize anlatabilir? Günümüz Türkçesiyle bulmacayı çözelim: “Fuzuli halka daima rezil olmuş bir rinttir / Bunun nasıl bir sevda olduğunu kendisine sorun bu sevdadan utanmaz mı?”

Şimdi de 1238 doğumlu yani Fuzuli’den 338 yıl önce yaşamış Yunus Emre’den bir dörtlük okuyalım: “Bir kez gönül yıktınsa / Bu kıldığın namaz değil / Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil.” Buradaki yumaz sözcüğü, yunmak fiilinden gelen yıkanmak anlamına geliyor. Demek ki Yunus’tan 786 yıl sonra yaşayan bizler onun şiirinin en az yüzde doksanını anlıyoruz.

Neden? Nedeni çok basit. Yunus Türkçe yazıyor. Fuzuli ve diğer divan şairleriyse Arapça-Farsça-Türkçe karışımı uydurma bir saray dilinde yani Osmanlıca yazıyorlar! “Mezar taşlarını okuyamıyoruz” yakınması ise tam bir takiyye! İflah olmaz ve platonik bir Arap hayranlığı! Onların derdi, bulmacaya benzer Arap harfleri yerine dünyaya uyum sağlayan yeni alfabeyi seçmemiz; o kadar!

31 Mart seçimlerinden başarıyla çıkan bazı CHP’li belediyelerin sade Arapça değil tüm yabancı dildeki tabelalara karşı verdikleri çabayı çok hem de çok olumlu karşılıyorum. Son yıllarda Türkçe kültür emperyalizminin saldırısı karşısında! Yanlış anlaşılmasın; ben dil ırkçılığı yapmıyorum. Telefon, televizyon, Jandarma, tren gibi uluslararası sözcüklere elbette karşı değilim. Ama dilimize Arapçadan girmiş mensucat yerine dokuma sözcüğünü bulmuşken bu kez onun yerini İngilizce tekstilin almasına üzülüyorum. Kanallardaki haber spikerleri Türkçeyi her gün paspas ediyorlar. Yahu azami derken birinci a uzun ikinci a da kısa olacak! Bunu beceremiyorsanız neden en çok, en yüksek demeyi düşünmüyorsunuz? Dilimize giren yabancı sözcüklerden biri de avantaj… Türk Dil Kurumu sözlüğünde bile yeri var. Şimdi onu reklamlarda ed vın tıj olarak dinliyoruz. Fransızca kökenli sözcüğün İngilizceye dönüşümü! Hele lansman! Reklamların ve siyasetin moda sözcüğü! Yahu dilimizdeki cânım tanıtım sözcüğü sizi neden rahatsız ediyor?

Son sözüm de benim de üyesi olduğum CHP yöneticilerine. Atatürk’ün partisi dil devrimi konusunda en çok (Âzami) çaba harcayan, özen gösteren ve örnek dil kullanan bir kuruluş olmalıdır. Bülent Ecevit’i anımsayalım. Türk politikasına ithalat yerine dışalım, ihracat yerine dışsatım, kampüs yerine yerleşke, koordinasyon yerine eşgüdümü o armağan etmiştir. Lansman gibi sözcükler onların ağzına hiç yakışmıyor!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mustafa Öztin 11 Mayıs 2024 Cumartesi 13:18

Sayın Anadol, tüm eleştirilerinize içtenlikle katılıyorum. Yazılı ve sözlü basın ve yayın bu sorunun başlıca sorumlusudur. Hürriyet gazetesi yıllardır EN ÇOK SATAN diye yayınlanmaktadır. Oysaki gazete ÖZNE DEĞİL NESNEDİR. ETKEN EDİLGENDİR. SATAMAZ, SATILIR !!! DİLİMİZ KONUSUNDA ÇOK DUYARLI OLMAK ZORUNDAYIZ. (KARAMANOĞLU MEHMET BEY KADAR) TPB İzmir şubemiz bu konuda bir oturum düzenlerse duyarlık konusunda atılım başlangkcı

Yorumu oyla      0      0  
Şenol Şahin 8 Mayıs 2024 Çarşamba 09:29

Osmanlı çöküş dönemine girerken, Karamanoğlu Devleti Türkçenin resmi dil olmasına karar vermiş ancak bilinen sebeplerle tarihten silinerek sürdürememiştir. Anadolu farklı din ve inanışlar olmasına rağmen Türkçe ve kültürü ile hep varolmuştur. TDK konunun uzmanları anadilimizin korunması ve gelişmesi için kurulduğu ilk gün gibi çalışmalarına devam etmelidir.

Yorumu oyla      0      0  
Murat Yakar 6 Mayıs 2024 Pazartesi 17:23

Elma armut üzüm.. Hepsi birbirine karışmış İki gözüm...son 22 yılda tam 9 eğitim bakanı boşuna mı değişti..?! Daha kötü günler gelmedi..AKP nin okullarından ve eğitim sisteminden geçen zavallı çocuklardan bi hayır beklemek..abesle istigaldir... Yaradan bile nereye gittiğimizi gördüğü için.. doğmadan önce bebeklere bilgiler yüklemeye başladı..Allah tan çocuklar hazır gelmekte...Dünyanın en güzel yerinde olmasak Yaradan bile terk edecek bizi...büyük bir seferberlik başlatılmalı ve gelecek planlarını CHP şimdiden hazırlamalı..ya da hep yaptığımız gibi oturalım.. nasılsa dünyaya parmak atan meşhur güçler bizim senaryomuzu yazsınlar..yazarlar da şaka yapmıyorum...örnek bakınız 1950 den sonra ki geçmişimize...?!

Yorumu oyla      0      0  
Hasan Yazıcı 5 Mayıs 2024 Pazar 20:11

Tümüyle katılıyorum!

Yorumu oyla      1      0  
Nazim arat 5 Mayıs 2024 Pazar 12:21

Söylediklerine katılmamak mümkün değil. Küçük bir ayrıntı tekstil içinde örme ve dokuma farklı isler

Yorumu oyla      1      0  
Şerafettinzeyrek 5 Mayıs 2024 Pazar 11:07

Resmi sayı yüzde yedidir. Yav son yıllarda bu toplum Yöre ile bölgeyi ayıramıyor. Nerede hoşca kal nerede güle güle diyeceğini bilmiyor. Hele ileti attıklarında ne demek istediklerini anlıyamıyoruz. Yazım kurallarına uyan yok. Televizyon dizilerinde Türkçe sözcükler azınlıkta kalmış. TDK seyrediyor. İşimiz çok güç.

Yorumu oyla      1      0  
Ceyhun Balcı 5 Mayıs 2024 Pazar 09:49

Noktasına, virgülüne dek katılıyorum size. Kaleminize sağlık.

Yorumu oyla      1      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva