Bu hikayede…

Kalbimizi yakıp geçen lepiska saçlı esmer güzeli…

Nasıl da?

100 yıl önce…

Tümden hayran bırakmış…

İzmir gibi bu kadim kentin erkeklerini?

Nasıl da çalıvermiş…

Teker teker kalplerini?

Kimilerinin dediği gibi…

Eşsiz biir 'kalp hırsızı'

Kimilerine göre…

Güzelliğinin hayali bile cihana bedel…

Hatta…

'Eşi, benzeri olmayan İzmirli bir afet-i devran'…

Yani; 'her devrin güzeli…'

Akılları baştan alan…

Bembeyaz bir ten…

Simsiyah lepiska saçlar…

Üzüm buğusu gözler…

Katıksız bir İzmir güzeli

Çıktı mı hançeresinden 'karakız kantosu' deprem var sanırsınız...

Daha gencecik ama ne fırtınalar yaşamış…

İzmir'in havasını / suyunu katık ederek…

Ve…

Takvimler 1919'un Mayıs'ının ilk haftasını işaret ediyor…

Sözüm ona İzmirli (*)'mendebur' dostları…

'Despina'ya laf atıyor:

'Gözün aydın, sizinkiler geliyor…'

Altta kalır mı; İzmir'in karakızı çapıveriyor lafın tersini:

'Ben Yunanlı değilim, Türk de değilim; İzmirli'yim…

Aynı denizin iki kıyısındaki iyi insanları, birbirlerine düşman ilan edenler utansın…'

…Ve, müzik yükseliyor…

İzmir'in kadife gecelerinde

Merhum Timur Selçuk'un baskın sesiyle…

Titreşirken sokak lambalarının ışıkları altında…

Minik minik dalgalar…

Kordonboyu'nu yalarken…

Nasıl da yakışıyordu Despina…

Hem İzmir'e…

Hem de O'nun için yazılan şarkısına:

'Bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına… / Çıktı mı deprem sanırdın kara kız kantosuna… / Titreşir kadehler, camlar kırılır alkışlardan… / Muammer Bey'in gözdesi Karantina'lı Despina…'

***

…Ve, İzmir'e yakışan tatlı bir sürpriz…

Tarihin tozlu yaprakları arasından…

Süzülüp, yine geliyor İzmir'e…

Üstelik…

O günlerin ruhunu canlandırarak…

Kalpleri çalma ustası Despina'nın…

O'na hem hayran hem aşık…

Tüm özellikleriyle öne çıkan…

Eşraftan Muammer Bey'i, nasıl unutabiliriz?

***

Hazırlayın alkışlarınızı…

'Kedi Sahne'nun sunduğu 'Despina'yı…

'10 numara, 5 yıldız' canlandıran…

Canlandırmakla kalmayan…

Adeta ruhunu veren…

Usta yıldız Elhan Tok'un…

'Öl dese ölecek!' İzmirli bir sevdalısı var…

Kimdir?

Despina'ya…

Hem hayran hem de aşık eşraftan Muammer Bey

'İzmir'in Kavakları' ile başlayan aşk ve hasret şarkıları…

Mest edecek her İzmirlı'yi…

Zeybek bile unutulmamış bu oyun için…

***

Bi'dakika…

Bir kadim dostu unutmak mümkün mü?

Kalbi Despina için 'küt / küt' atan Muammer Bey'i…

Kim canlandırıyor dersiniz?

***

42 yıl sonra…

Reşat Nuri Güntekin'in unutulmaz eseri…

'Yaprak Dökümü' ile tiyatroya dönen…

Bir dönemin Devlet Bakanı…

Benim de kadim dostum Prof. Dr. Yüksel Yalova

Katıksız Aydınlı…

Aklına koyduğu her işte tartışmasız 'Aydın Efe'si…

Kaç parmağında kaç marifet var?

Sayması bile zor…

Avukat, spor yöneticisi, akademisyen ve siyasetçi…

Aydın eski Milletvekili, eski TBMM Başkanvekili ve eski Devlet Bakanı…

Oyuncu Melike İpek Yalova'nın babası…

(Boşuna sanatçı ailesi demiyorlar…)

Adını taşıyan okullar ve stadyum var…

***

Bitmedi…

İşgal Kuvvetleri Komutanı Miralay Zafirou'yu izleyeceğiz…

Ve…

'İzmir'in Kavakları'yla başlayan aşk ve hasret şarkıları…

Mest edecek hepimizi…

Sahneye konan eserin her satırını yaşar gibi…

***

Oyunu…

Hakan Altıner ve Kosta Kortidis yazdı…

Altıner…

Ayrıca oyunu sahneye koyan usta…

Müzik Direktörü Semih Erdoğan

Görsel Yönetmen ise, Müjdat Kavas

***

Bitiriyoruz…

'Despina / Bir İzmir Hikayesi'

Kısmetse…

'5 Eylül 2024 Perşembe' akşamı…

İzmir'in incisi Karşıyaka 'Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda…

'Perde…' diyecek…

Sonra?

Ver elini, başta Ege olmak üzere memleketin her köşesi…

Ve…

Bu yazıyı kaleme alırken…

Kenterler'de yetişen Yüksel Yalova

Sahneyi…

Siyaset'ten ayrı tutarak…

Kalbinden geçenleri bakın nasıl anlattı:

'Bakan rolü varsa hepsine talibim, oynarım... İçişleri Bakanı da oynadım; Kültür Bakanı olarak da sahneye çıktım… Tabii, tiyatro kuralları ayrı olan bir dünya… Sahnede varsan varsın… Kendi gücüne, kabiliyetine ve çalışmanı bağlı… (Tiyatro bilimlerin anasıdır) deriz… Dolayısıyla tiyatro ayrı bir dünya, zordur... Bakan olmak için her şart her zaman aranmayabilir fakat tiyatroda sahnesinde varsan varsın; yoksan yoksun... Onun için tiyatro daha mühimdir, önemlidir…'

(*) Mendebur: İğrenç, sünepe, pis, aksi, ters, sümsük, yaramaz…

Sonsöz: 'Tiyatro asla hayatın aynası değildir; hayat olsa olsa tiyatronun kötü bir taklididir… / Haluk Bilginer – İzmirli sanatçı – Büyük usta…'