Kurtuluş Savaşı'ndan sonra…
Yunanlılar'dan İtalyanlar'a…
Fransızlar'dan Ermeniler'e…
Ruslar'dan Gürcüler'e…
Hatta İngilizler'e kadar…
Ne kadar düşman çizmesinin bastığı toprağımız varsa…
Atatürk sayesinde hepsini kanla geri aldık…
Her il, her ilçe…
Düşmanı bu kutsal topraklardan kovaladığı günleri…
Birer 'Kurtuluş Günü' olarak tarihine kaydeder…
Bu güzel ülkede…
Bi'tek İzmir, kurtuluşuna 'Bayram' der…
Resmi bayram değildir ama…
Git Artvin'e sor, '9 Eylül nedir?' diye…
İki kelime ile cevap verirler:
'İzmir'in Bayramı'…
Çünkü, bu kadim şehir…
Hem 'Kurtuluş'un hem de 'Kuruluş'un kentidir…
'9 Eylül'…
Dünyada hiçbir kente nasip olmayan…
Diriliş'in ve Varoluş'un simgesi…
İlk ve tek bir 'şehir bayramı' olarak anılır…
Ayrıca, 'bayram demek' hakkımızdır…
***
Kemal, 18 yaşındaydı…
İzmir'de doğmuş, İzmir'de büyümüştü…
Anacığına, babacığına…
Memleketi işgal eden düşmanla savaşacağını söyledi…
O'nu bugünlere getirenler…
Sadece sırtını sıvazladılar; gurur duydular…
Bıyıkları terlemeden asker oldu…
Üç yılda teğmen rütbesine yükseldi…
Geceleri mum ışığında yazdığı mektuplarını hep…
Ailesinden helallik isteyerek noktalardı…
***
O İzmirli gencecik teğmen…
20 gün süren…
Sakarya Meydan Muharebesi'ne giden yolun her noktasında…
Büyük kahramanlıklara imza attı…
Tam burada nefes aldıran bir anı…
Kemal Teğmen, bir gün silah arkadaşlarıyla birlikte…
Süvari tümeni komutanı Fahrettin Altay Paşa'nın yanından geçiyor…
Hem de ne geçiş!
Fahrettin Paşa, dayanamamış…
'Bu yiğit süvari kim; yıldırım gibi maşallah?' diye sormuş…
İzmirli Teğmen Kemal olduğunu öğrenince de…
Yanına çağırmış…
Kemal'i onurlandırmış:
'Diğer Kemaller ile karışmasın… Bundan sonra sen Teğmen Yıldırım Kemal'sin…'
Dünyalar İzmirli Kemal'in olmuş…
Bu mutluluğu mektup yazıp, ailesiyle paylamış…
***
O günlere gidelim…
Büyük Taaruz'dan bir hafta önce…
İzmirli Teğmen Kemal…
Kahramanlık destanları yazıyor…
Yunan'ın cephe gerisine akın yaparken…
Bir kurşun omzunu delip geçiyor…
Konya'daki Askeri Hastane'de yatıyor ama…
Aklı arkadaşlarında, cephede…
Fısıltılar hasta yatağında kulağına geliyor:
'Büyük Taaruz başlıyor…'
Kemal'in askeri Kemal bu, durur mu?
Bir kalın battaniyeye sarınıyor, kaçıyor hastaneden…
Doğru, süvari tümenine…
Müfrezesinin başına…
Gecenin ayazına aldırmadan, aralıyor…
Fahrettin Altay Paşa'nın çadırının kapısını…
Kabına sığmayan İzmirli Teğmen'in…
Hastanede yattığını bilen Fahrettin Altay Paşa…
O'nu karşısında görünce çok şaşırıyor...
Şaşkınlığını üstünden atamadan Yıldırım Kemal…
Kalbinden geçenleri bi'nefeste özetliyor:
'Komutanım… Taarruz haberini alır almaz hastaneden çıktım ve trene atlayıp geldim… Emrinizdeyim…''
***
Paşa anlamıştı durumu, renk vermedi…
İzmirli Teğmen Yıldırım Kemal…
Henüz iyileşmeden…
Hatta doktorlara haber vermeden hastaneden kaçmış…
Ve cepheye gelmişti…
Fahrettin Paşa, tek söz söylemedi…
Teğmenin elini sıktı; kutladı ve…
'Eski vazifenize devam ediniz…'' dedi…
Yıldırım Kemal, çadırdan ayrılmadan…
Kalbinden geçenleri biraz çekinerek de olsa dile getirdi:
'Kumandanım… Kılıcımı sallayarak baba ocağım İzmir'e en önde girmek istiyorum… Beni en ilerideki bir alaya göndermenizi rica ediyorum…''
Paşa, genç teğmeni kırmadı…
O'nu İkinci Süvari Tümeni emrine gönderdi...
Tümen komutanı da kahraman teğmene İkinci Alay'da görev verdi…
O gün, takvimler 27 Ağustos 1922'yi gösteriyordu…
Aradan…
Topu topu dört saat geçmedi ki…
Acı haber geldi…
Teğmen Yıldırım Kemal…
Yunan askerlerinin savunduğu Küçükköy İstasyonu'na…
Elinde kılıç hücum ederken şehit olmuştu…
Kahreden son…
Fahrettin Paşa'ya tez ulaştı…
İzmir Fatihi koca Paşa kendi tutamadı ağlamaya başladı…
***
Bundan sonrası daha bi'yürek kaldırır…
Tam 98 yıl önce bugündü…
Süvari Kolordumuz İzmir'e girdiğinde…
Gerçektir ve öyle acıdır ki…
Yıldırım Kemal'in babası…
Gördüğü her süvariye oğlunu soruyordu…
Fahrettin Altay Paşa…
Uzaktan bu sahnelere tanık oldu…
Çok duygulandı…
İzmirli babayı teselli etmeye çalıştı ama ne çare…
İzmirli Teğmen'in şehit düştüğü tren istasyonuna…
'Yıldırım Kemal' adının verilmesini sağladı…
İstasyonun dibindeki…
Afyonkarahisar'ın Sinanpaşa İlçesi'ne bağlı 'Küçükköy' de…
O tarihten sonra…
'Yıldırımköy' olarak anılarak, bugünlere geldi…
O istasyon binasının yanındaki şehitlikte…
Yıldırım Kemal Teğmen'le birlikte…
Aynı bölgede şehit olan dört subay ve 30 erin kabirleri de yer alıyor…
Yolunuz düşerse…
Dumlupınar'a varmadan Zafertepeçalköy yoluna girdiğinizde…
Karşınıza bir köy çıkar…
İşte o köy, 'Yıldırım Kemal Köyü'dür…
Bu vatan için…
Canını seve seve veren İzmirli Yıldırım Kemal'in ruhuna…
Bir fatihe hediye etmeyi unutmayın, n'olur…
Nokta…
Sonsöz: 'Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal topraktır! / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'