Nedim ATİLLA
Sosyal medya insanının korkuları
10 Ağustos 2023 Perşembe

Ne güzel demiş Edip Cansever, “Her yere yetişilir. Hiçbir şeye geç kalınmaz ama..”

Gel de bu durumu günümüzün her yere yetişmeye çalışan insanlarına anlat… Son dönem turizm/turist özlemlerimi aktarırken “bir şeyi kaçırırım” korkusu ya da sendromundan söz etmeden geçmek olmaz.  

Post-modern düşünürler uzun süredir işin boş zamana dönüştüğü ve boş zamanın işten ayrılamayacağı süreçlere işaret ediyor. Sürekli artan hareketlilik, “turistin ve turist olmayanın” giderek daha fazla “birbirine benzediği” anlamına geliyor.

Klasik iş-boş zaman ayrımı, örneğin iş toplantılarına veya konferanslara katılmak için sık sık seyahat eden kişiler için özellikle farklı hale geliyor. Malumdur, konferanslar, yalnızca katılımcılar için değil aynı zamanda eşler ve aileler için de daha uzun süreli konaklamalar ve eğlence etkinlikleri sunan ilgi çekici yerlerde yapılır. Ne de iyi olur böyle yerlere ailecek katılmak… Avrupa’nın birçok yerinde gözlemlediğimiz gibi bizim şehirlerimizdeki iş otelleri giderek artan bir şekilde turistik tatil yerlerine benziyor.

Hangi otelde olursa olsun, hangi kurumda bulunursa bulunsun yeni insan tipolojisinde bir saniye bile kopmaksızın sanal olarak dünya ile, arkadaşlarla ve meslektaşlarıyla bağlantı kurma ihtiyacı, “FOMO (kaçırma korkusu) bağımlılığı veya internet bağımlılığı bozukluğu” gibi yeni terimlerin türetilmesiyle psikiyatristlerin de mevzuu oldu… Kendimden biliyorum bazı THY uçaklarında özellikle uzun uçuşlarda internet bağlantısının olmasına ne çok sevinmiştim. Hatta bizimkileri uçaktan whatsapp üzerinden arayıp korkutmuşluğum bile var. Ama benim de içinde olduğum bu bağımlılar iyi bir şey yapmıyorlar. 

Dünyanın en iyi müzesine, en lezzetli lokantasına gidiyorum. İnsanlar resme, heykele, önlerindeki mükemmel tabağa konsantre olacaklarına gözlerini telefonlarından ayıramıyorlar.

Yakın tarihli bir sosyal medya anketi insanların seyahatle ilgili paylaşımlarının diğer tüm paylaşımların önüne geçip yüzde 42’ye ulaştığını ortaya koyuyor. Yani insanların önemli bir bölümü “sadece sosyal medya paylaşımı için dolaşıyorlar” desek yanlış olmaz. Bu nedenle, insanların seyahat ederken, muhtemelen önemli “sosyal statü” puanları kazanırken neden ve ne paylaştığını anlamak değerli.

İşte burada telefonu elinden düşürmeyenlerin “Bir şeyi kaçırma korkusu (FOMO)” önemli bir sorun olarak ortaya çıkıyor. İngilizcesi fear of missing out.

Psikiyatrist arkadaşlarımdan öğrendim, zaten onlardan öğrendiklerimle hayat daha yaşanır kılınıyor. Kişinin hayatını daha iyi hale getirebilecek bilgileri, olayları, deneyimleri veya yaşam kararlarını bilmediği veya kaçırdığı endişesine FOMO deniyor. Ama FOMO aynı zamanda pişmanlık korkusuyla da ilişkili imiş. Ve bu da kişinin sosyal etkileşim, yeni bir deneyim, unutulmaz bir olay veya kârlı bir yatırım fırsatını kaçırabileceği endişesine yol açabiliyormuş. Bu durum başkalarının yaptıklarıyla sürekli bağlantıda kalma arzusu ile karakterize ediliyor ve katılmamaya karar vermenin yanlış bir seçim olduğu korkusu olarak da tanımlanabiliyor.

FOMO, bir sohbeti bilmemekten, bir TV programını kaçırmaktan, bir düğüne veya partiye katılmamaktan veya başkalarının yeni bir restoran keşfettiğini duymaktan kaynaklanabilir. Ah ah ah, o restoranı ben daha önce neden keşfetmedim! Son yıllarda FOMO, bir dizi olumsuz psikolojik ve davranışsal semptomlara da atfedildi.  Ama asıl zirve büyüyememiş ergenlerin kripto para birimleri için yatırım piyasasında yaşadıkları, yaşattıkları günlerde görüldü. Kendilerini bir anda zengin olmuş zanneden kripto paracıların küçük yatırımcıları “aman bir şey kaçırmayayım” derken ellerindeki avuçlarındakilerden bile oldular. Çünkü kripto para piyasasının yüksek oynaklığı kârların yirmi saniye içinde bile hızla değişmesine neden olabiliyor

Sosyal medya FOMO için birçok fırsat yaratıyor. Psikiyatrist dostum diyor ki; “Sosyal medyaya psikolojik bağımlılık FOMO’ya ve hatta patolojik internet kullanımına yol açabilir. FOMO, kötüleşen depresyon ve anksiyete ve düşük yaşam kalitesi ile de ilişkilidir. FOMO ve memnuniyetsizlik arasındaki yakın ilişki ruhsal sağlığı bozar. FOMO yaşayan insanlar, yüksek sosyal statü için daha güçlü bir arzuya sahip olma eğilimindedirler, aynı cinsiyetten diğerleriyle daha rekabetçidirler ve kısa vadeli ilişkilerle daha fazla ilgilenirler”

Glasgow Üniversitesi’nde 2019 yılında yapılan bir araştırma, FOMO’nun ruh halini ve yaşam memnuniyetini olumsuz etkilediğini, benlik saygısını azalttığını ve farkındalığı etkilediğini bulmuş. Araştırmada bir şeyleri kaçırma korkusu, sosyal bağlantıların veya bilgilerin eksikliği hissinden kaynaklandığı ortaya çıkmış.  Bir şeyi kaçırma korkusu sadece olumsuz psikolojik etkilere yol açmıyor, aynı zamanda olumsuz davranış kalıplarını artırdığı da görülüyor.

Bir şeyleri kaçırma korkusu, daha yüksek sosyal medya kullanımı ile pozitif bir korelasyona sahip. Malum, sosyal medya, bireyleri birbirine bağlar ve başkalarının hayatlarını zirvedeyken sergiler. Sosyal medya ile ilgili bu kaçırma korkusu, kaygı, yalnızlık ve diğerlerine göre yetersizlik hissi gibi belirtilere sahipmiş.

En son İspanya’da dikkatimi çekti: Ülkenin en büyük GSM operatörü “Geride kalma” kampanyası başlatmış. “Geride Kalma” kampanyası, arkadaşlarının güncellemelerini kaçırmamak için insanların kendi ağlarına katılmalarını ve yüksek 5G hızlarında mesaj ve e-postalar almalarını sağlamak için bir şeyleri kaçırma korkusunu kullanıyordu.

İnsanları dokunulduğu anda patlayan sabun köpüğü baloncuklarını havada yakalamak için koşuşturan varlıklara döndürmek isteyen bir çağda yaşıyoruz. FOMO mevzuu da birçok sosyal medya meselesinde olduğu gibi “paçayı kurtaranın kendini şanslı sayacağı” bir noktaya geldi. İnanılmaz bir enformasyon bombardımanı artı sürekli körüklenen FOMO duygusu, insanı düşünen özne olmaktan hızla uzaklaştırıyor.

Ne demişti Edip Cansever, “Her yere yetişilir. Hiçbir şeye geç kalınmaz ama…”

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (1)
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İlk '4' madde neden rahatsız ediyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva