Nuray ÖTGÜNÇ
Şah idik şahbaz olduk, eciş bücüş sayesinde’…
3 Kasım 2009 Salı

Şu aralar satır aralarına sıkıştırılan, dikkatle okunmadığı için halkın gözünden çok rahat kaçabilen bir ithalat yasası kabul edildi geçtiğimiz günlerde.’¶
Çok ülkeli şirketlerin ve gözlerini toprağın doyurmasını temenni ettiğim girişimcilerin başımıza sardığı bela, genetiği değiştirilmiş ürünler yani’…
 
Kısa adıyla GDO’…
 
Bilimkurgu dünyasında katil, normal hayatta hormonlu olarak karşımıza çıkan uyuşturucu niteliğinde vücudumuza zararı olan gıdalar.

Genetik biliminin öncülüğünde gelişmekle beraber, siyasi stratejik yönleri ağır basan ve temelde hem insan sağlığı hem çevre sağlığı ile yakın ilgisi bulunan bir konu Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)
 
Bilindiği üzere mısır, soya, pamuk ve kolza (kanola yağı ) genleriyle oynanmış bitkiler arasında ilk sıralarda yer alıyor ülkemizde.
 
Ayrıca, bu dört bitkiden üretilen yan ürünlerin kullanıldığı bütün ürünler, GDO’’lu olma riski taşıyor.
 
İşin en acı tarafı ise kare ası olan bu dört üründe de maalesef dışa bağımlıyız.
 
Bunlara milyonlarca dolar ödeyip ithal ediyor ve bu ürünleri yem sanayimize katıp işlenmiş ürün haline dönüştürerek halkımızın sofrasına getiriyoruz.
 
Örneğin buğday, mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu içeren gıdalar’…
 
Bisküviler, pudingler, bitkisel yağlar, şekerlemeler, çikolata ve gofretler’…
 
Buğday, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar’…
 
Kısaca colanın içerisine giren nişasta tabanlı şekerden tutun da hazır mamalara, çorbalardan sıvı yağlara kadar bine yakın işlenmiş ürünler ve daha neler neler.
 
Mesela, kendimce düşünüyorum’…
 
GDO’’u insanlığın yararına sunan o çok muhterem gıda endüstrisi, soğuğa dayanıklı olan bir hayvanın genini alarak, kışın soğuktan etkilenmesin diye domatesin DNA sına ekliyor.
Dolayısıyla bizler kışın yediğimiz domatesin görsel olarak domates olduğunu sanacağız, ancak vücudumuz, o şeye domates muamelesi yapmayacak. Daha doğrusu vücudumuz domates görünümlü maddeyi tanımlayamayacak.
 
Yani domatese eklenen o ne olduğu belirsiz genin sayesinde vücudumuzun diğer savunma sistemleri çökerek, kanser vb. hastalıklara davetiye çıkaracak.
 
Olmaz mı? Olur kanımca’…
 
Şeftali görünümlü ama tadı çilek, ya da kiraz görünümlü ama karpuz tadında eciş bücüş meyveler’…
 
Olmaz mı? Olur’… Hem de bal gibi olur’…
 
Şimdi sıra genetiği değiştirilmiş tohumları ülkemiz topraklarına ekmeye geldi. Hazırlanan taslakla da bu iş için ortada hiçbir engel kalmayacak.
 
Anlayacağınız gibi sevgili okuyucular,
 
GDO içeren ürünler sağlığımızı bozacağı gibi maalesef bozuk olan ekonomimizi de olumsuz etkileyerek, Türkiye’’yi tohum açısından çok uluslu birkaç şirkete mahkum edecek.
 
Haa unutmadan,
 
Bana, isteyen yer istemeyen yemez sana ne oluyor ki diyenler için şöyle bir bilgilendirme yapayım.
 
Gıdaların üzerine GDO içermez yazmak da aynı kanun tarafından kaldırılmış bulunmakta.
 
Yani isteyen koyacak istemeyen koymayacak bu eciş bücüş ürünlerin üzerine GDO içermez ibaresini.
 
Anlayacağınız üzere yediğimiz ürünün ne kadar sağlıklı olacağına karar vermemiz de yasaklanmış oluyor bu durumda.
 
Anlayamıyorum bir türlü.
 
Bırakın İsviçre, Yunanistan, Fransa gibi Avrupa ülkelerini, üçüncü dünya ülkelerinin dahi kendinden uzak tutmaya çalıştığı bu maddelere ki bunlar kesinlikle gıda maddesi değildir, bizim ülkemizde hükümet eliyle nasıl izin verilmekte ve böylesi tarihi bir suç nasıl işlenebilmekte.
 
Beynim idrak etmiyor kafam ise bir türlü basmıyor
 
Bu arada, nerede benim güzide milliyetçilerim?
 
Bu ülkede gıda eliyle katliam yapılmakta haberiniz var mı?

Kesinlikle anlayamıyorum.
 
Bilimsel verileri hesaba katıp ileride yaşlı bir nüfusa sahip olmamamız için "şu kadar çocuk yapın" diyerek neslimizin önemini vurgulayanların, bu nesli genetik yapısı değiştirilmiş tohum ve ürünlerle oluşturabileceklerini düşünmeleri ise ayrı bir düşünce konusu vesselam’…
 
Avazım çıktığı kadar bağırarak, açılımlar, kapanımlar, Alican sınır kapısı, davullu zurnalı karşılama törenleri, ıslak imza derken iki satır yazı çizittirilip, üstü kapatılan bu yasanın kabulünün insan sağlıyla ne kadar ilgili olduğunu ve bu ülkede insan sağlığının ne kadar önemsendiğini üstüne basa basa, sormak istiyorum sağlığımın bakanına?
 
Kimler olduğunu bilmesem de, sadece tahminler üzerinden yola çıkarak tespitler yapmaya çalışıp, genetiği değiştirilmiş bu ürünler üzerinden bazı çevrelerin kirli bir ticaret yapacağını ve çok büyük de rantlar elde edeceğini de tahmin etmemek zor olmasa gerek.
 
Hey gidi güzel ülkem hey’…
 
Biliyormusunun? Yine eskilerin sözüyle, şah idik şahbaz olduk bu eciş bücüş ürünler sayesinde.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 15 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bornovalı 19 Eylül 2016 Pazartesi 11:56

Her şey insanların mutluluğu için felsefesini benimsemiş- bu yolda bugüne kadar çalışan- Büyük Başkan Kocaoğlu'nun, fuarı İzmirlilerin mutluluğu için düzenlemeye devam edeceğine tam manasıyla inanıyoruz-

Yorumu oyla      13      6  
muhalif 17 Eylül 2016 Cumartesi 12:36

sn.ibrahim yüncü, siz konuyu anlamamışsınız, basmane çukuru şu an belediyenin değil, belediyenin yapması için satın alması gerekir. orası "otobüs garajından" önce izmir otogarı idi.ayrıca hemen yanında sizin tütün deponuz vardı onu satmayıp belediyeye bağış yapsaydınız ya....

Yorumu oyla      13      6  
İbrahim Yüncü 12 Eylül 2016 Pazartesi 06:41

Basmane çukuru ile Kültürpark alanının birleştirilmesi projesi Yüksel Çakmur döneminde başladı diye biliyorum... Şu neden ile; Selami Gürgüç bey Fuar müdürü iken tesadüf yolda karşılaşmıştık, üst katta teşhir halindeki maketi göstermek istemiş, geri dönüp maketi incelemiştik. Proje bana estetik olarak da işlev olarak da çok doğru geldi. Bu arazi belediyenin eski otobüs garajı dır. Burası ile ilgili hepimizin yaşanmışlığı var özel bir yer.Birleşmesi beton yoğunluğunu azaltır ancak... Neden B.Şehir kendi yapmaz bu işi Sancak gruba ne ihtiyacı olabilir buna anlam veremiyorum...

Yorumu oyla      13      6  
ercüment şahin 9 Eylül 2016 Cuma 20:05

ilhan tekeli büyük hayal kırıklıgına ugrattı

Yorumu oyla      13      6  
muhalif 8 Eylül 2016 Perşembe 18:41

sn.soyoğul tam yerinden vurmuş..Sn. Tekelinin önceki projesi "kıyı tasarım projesi" ne tasarım diyebilirmiyiz? korkarım ki kültürpark ta aynı duruma uğrayacak. avrupadaki eski parkları "hadi yeniden tasarlıyalım" diyen oluyormu, eski haliyle korunuyor. fransadaki, avurturyadaki, st.petersburgdaki saray bahçelerini bir düşünün, kültürpark ta izmirde saray olmamasına rağmen 1922 yangının getirdiği bir "saray bahçesi" olmuş. dubai ye yeni bir park tasarlayabilirsiniz ama kültürparkı yeni baştan tasarlayamazsınız..

Yorumu oyla      13      6  
m.y. 8 Eylül 2016 Perşembe 11:31

folkart ın basmae çukuru projesinin kültürparkla bütünleşmesinden kasıt; projeni ekolojik ve yeşil olmasıdır. zaten "kukurun" kültürparkla birleşmesi yeşil aan olması istenmiyormuydu? basmane çukuru projeside bu kapsamda olacak denildi. kültürpark sadece "basmane çukurunun" değil, çevresindeki heryerin "arka bahçes" dir. alsancakta oturanların, basmanede otellerde kalanların vs.

Yorumu oyla      13      6  
izmirli 7 Eylül 2016 Çarşamba 19:23

kültürpark sit alanıdır. izmir 1.nolu sit kurulunun bu projeyi bu haliyle onaylayacağını sanmıyorum.üzerinde değişiklikler istenir ve olur. zaten sit kurulundan iznin çıkması 1 yada 1,5 yılı bulur.....

Yorumu oyla      13      6  
7 Eylül 2016 Çarşamba 19:17

sırf bu proje onaylansın yapılsın diyemi kültürpark kaderine terk edildi,,golf restoranın önündeki kafeterya proje oluncamı düzelecek, buradaki palmiyeler proje oluncamı budanacak? ada gazinosuna yapılan "kaçak" demirden köprü proje yapılıncamı yıkılacak, hayvanat bahçesinin sasalıya taşınmasından sonra açıklanan ve bir türlü "becerilemeyen" gül bahçesi bu proje ile mi hayata geçirilecek..yapmayın beyler beceremediğiniz işlere projeler uydurmayın.kültürpark İzmirlilerin, smn. tekeli nin değil...

Yorumu oyla      13      6  
7 Eylül 2016 Çarşamba 15:51

izmiri cennete çeviren Türkiyenin yaşanabilecek tek kenti haline getiren hep moderne hep huzura yatırım yapan zihniyetten çpk umutluyuz ve bu yönetimle yaşamaktan mutluluk duyuyoruz.

Yorumu oyla      13      6  
halil ümit yemenici 7 Eylül 2016 Çarşamba 09:06

izmir'e lambasız kavsak yapamıyan kaldırım ısgallerıne dur dıyemıyen.izmiri sokakları acık otopark pazarına cevıren 60 sene oncekı teknolojısı tramvayı yenılıkmıs ve sankı cozummus gıbı getıren yıllardır 1 cm ılerıye rezısdansları dıkıpte altyapı ve yollarını yapamıyan ızmırı cehenneme cevıren zıhnıyetten pek umudumuz yok..

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
19’undaki genç, dedesi yaşındaki adama nasıl yumruk atar?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva