Nedim ATİLLA
Polifenolün yeni mucizesi: Alzheimer
8 Kasım 2023 Çarşamba

Özellikle birbirinden güzel yeni zeytinyağlarına Ekim ortasından itibaren kavuştukça “polifenol” ile ilgili yeni bilgilerin peşine düşüyorum. Dikkatli okurlar bilirler polifenol üzerine her yıl bir-iki yazı yazıyorum.

Belki “polifenol” kelimesi sizin için çok az şey ifade ediyor, ancak unutmayın sağlığınız için kesinlikle çok şey ifade ediyor. Polifenoller, zeytinyağında, bitkisel kökenli gıdalarda ve deniz yosununda bulunan ve son 25 yılda sağlık üzerindeki etkileri araştırılan bir kimyasal bileşik ailesi... Son araştırmalar polifenolü yüksek ürünler tüketmenin bu bileşikleri yemenin kalp hastalığına ve Alzheimer'a karşı korunmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.Evet Alzheimer!

Aslında polifenoller, isimlendirilmeden çok önce de teknolojik özellikleri nedeniyle kullanılıyordu. Kullanımları, belirli ağaçların kabuğundaki kimyasalların hayvan derisindeki kolajen ile bağlanarak deri oluşturduğu Eski Mısır'a kadar uzanıyor. Aslında bu süreç, derin bir renk verme yeteneği nedeniyle “tabaklama” olarak bilinmeye başlandı ve ilgili bileşikler (bir polifenol sınıfı) tanımlandığında bunlara “tanenler” adı verildi.

Bazı polifenollerin proteinlere bağlanma yeteneği, çay veya şarap içerken ağzınızın kurumasına neden olan şeyle aynıdır. Burukluk olarak bilinen bu his, ağzınızdaki tanenler ve tükürük proteinleri arasındaki etkileşimden kaynaklanır.

Doğal antioksidanlar: 20. yüzyılda polifenol kullanımlarının yalnızca duyusal veya teknolojik olmanın ötesine geçtiği keşfedildi. Polifenoller doğal antioksidanlardır, yani vücuttaki zararlı serbest radikallere karşı koyabilirler. Bunlar ateroskleroz gibi yaygın fakat zararlı durumlara neden olduğu bilinen parçacıklardır.

Bitkilerde polifenoller kuraklık ve UV radyasyonu gibi çevresel tehlikelere karşı koruma rolü oynar. Hayvanlar bir bitkiyi yediğinde, polifenollerin antioksidan özellikleri hayvanın vücudundaki serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Gıdaların bu antioksidan etkisi insan sağlığı için önemlidir, çünkü birçok hastalık (kardiyovasküler hastalıklar, kanser, tip 2 diyabet vb.) kısmen yüksek oksidatif stres olarak da bilinen serbest radikallerin dengesizliği ile karakterize edilir. Ve şimdi de konunun uzmanı hekimler (ki birisi çok yakın dostumdur) polifenolün alzheimerı önlediğine inandığını söylüyorlar.

Gene değerli hocalarımdan edindiğim bilgiyi aktarayım: Son yirmi yılda polifenol yapbozunun birkaç önemli parçası eklendi. Bu, çeşitli çalışmalarda polifenollerin tüketildikten sonra vücudumuz tarafından, çoğunlukla da bağırsak mikrobiyotamız tarafından dönüştürüldüğünün ortaya çıkmasıyla gerçekleşti. Bu, vücudumuzda dolaşan ve “metabolitler” olarak bilinen, bir kez sindirilip vücudumuz tarafından değiştirilen bileşiklerin, yediğimiz gıdalardaki orijinal polifenollerden oldukça farklı olduğu anlamına gelir. Yenildikten sonra daha düşük konsantrasyonlarda bulunurlar.

Ve 2023’ün en iyi haberi: Polifenollerin antioksidan aktivitelerinin yanı sıra çok daha fazla özelliğe sahip olduğu da keşfedildi. Deriyi bronzlaştıran ve şarabı tatlandıran aynı yetenek, proteinlerle etkileşime girme yeteneği de vücudumuzda mevcuttur. Bu, polifenollerin vücudumuz üzerinde insülin sinyalini teşvik etmek veya iltihabı azaltmak gibi başka olumlu etkileri olduğu anlamına gelir. Bitkilerde 8.000'den fazla farklı polifenolik bileşiğin tanımlanmış olması, bunların neden vücudumuzdaki pek çok farklı proteinle etkileşime girdiğini ve sağlığımız üzerinde pek çok farklı etkiye sahip olduğunu açıklamaya yardımcı oluyor.

Dahası, polifenoller bağırsak mikrobiyotamız tarafından faydalı metabolitler oluşturulacak şekilde dönüştürülür. Bu metabolitler aynı zamanda ilginç bir şekilde birçok faydalı bakteri türü için de besindir, dolayısıyla polifenol tüketmek aynı zamanda daha sağlıklı bir genel bağırsak mikrobiyota profiliyle de ilişkilendirilebilir.

Tüm bu özelliklerin birleşik etkisi, polifenollerin kardiyovasküler hastalıklar ve tip 2 diyabet riskini azaltmaya yardımcı olduğu anlamına gelir. Bu sadece test tüplerinde değil, aynı zamanda farklı popülasyonlarda yapılan birçok klinik çalışmada da gözlemlenmiş.

Diyetteki polifenollerin bize gösterecek daha çok şeyi var gibi görünüyor. Hala çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmasına rağmen, bazı umut verici kanıtlar polifenollerin bilişsel işlevlerimize de yardımcı olabileceğini ve uykumuzu iyileştirebileceğini gösteriyor. Bunun mekanizmasını anlamak kolay değil çünkü beynimizin, birçok maddenin beynimize girmesini önleyen kan-beyin bariyeri tarafından korunduğunu düşünüyoruz.

Ancak bağırsak-beyin ekseni olarak bilinen bir şey var.Daha sonra sindirim sistemimiz tarafından emilen, daha önce bahsedilen bazı polifenol metabolitlerinin kan-beyin bariyerini geçebildiği gösterilmiş.

Polifenoller beyne giriyor:Bu, beyne girebilecekleri ve birçok nörolojik hastalıkla ilişkili olan beyindeki iltihabı azaltmak gibi etkilere sahip olabilecekleri anlamına geliyor.

Ayrıca polifenollerin bağırsağımızda yaşayan bakteriler üzerinde etkileri ruh sağlığımızı da etkileyebiliyor.

Son araştırmalar beynimizin ve bağırsaklarımızın çeşitli sinyaller ve reseptörlerle birbirine bağlı olduğunu gösteriyor. Bu da örneğin depresyonla ilişkili “melankolik mikropları” tanımlayarak bağırsak sağlığını zihinsel sağlıkla ilişkilendirebileceğimiz anlamına geliyor.

Bu nedenle polifenoller, türetilmiş metabolitleri ve bağırsak mikrobiyotamızı nasıl değiştirdikleri nedeniyle beynimizdeki birçok süreci etkileyebilir. Bu yeni araştırma alanı henüz emekleme aşamasındadır ve keşfedilecek çok şey vardır.

Polifenol araştırmalarının geleceği: Geçtiğimiz yüzyılda diyet polifenolleri konusundaki bilgimizde uzun bir yol kat ettik. Hâlâ üzerinde çalışılması gereken pek çok husus var: Neden tüm bireyler polifenollere aynı şekilde tepki vermiyor; makromoleküler polifenollerin az çalışılmış alanı; yüksek kaliteli müdahale çalışmalarının nasıl geliştirileceği ve diğerleri. Umarız önümüzdeki yıllarda bu soruların bir kısmına cevap bulabiliriz.

Bu arada emin olabileceğimiz bir şey var ki, bitkisel kaynaklı herhangi bir gıda yoluyla günlük polifenol alımınızı arttırmanın sağlığınız için faydalı olacağıdır.

Peki neden bugün başlamıyorsunuz?

TANIMLAR:

POLİFENOL NEREDE?: Önemli oranda polifenol içeren bıtkiler arasında zeytin ilk sırada… Kuş üzümü, böğürtlen, ahududu, çilek, baklagiller, yeşil çay, erik, armut, kiraz, nar, üzüm, elma, portakal gibi meyveler ile brokoli, lahana, maydanoz, soğan gibi sebzeler sayılabilir. Arı sütü, bal ve polen de özellikle de meşe balı yüksek polifenol taşıyor.

İNSÜLİN: İnsülin, vücuttaki karbonhidratların düzenlenmesinde glukagon ile birlikte rol alan bir hormon. Kan şekerini düşürücü etki yapar. Pankreasın hormonal salgı birimleri olan Langerhans adacıklarından salgılanan insülinin adı da Latince'de “ada” anlamına gelen “insula” sözcüğünden türetilmiştir. Bu hormonun tam yokluğu, şeker hastalığının 1. tipine (yüksek şeker); görece azlığı ya da insüline karşı direnç ya da her ikisinin birlikte olması ise 2. tip şeker hastalığına (düşük şeker) yol açar.

METOBOLİT:Genellikle bu terim küçük moleküller için kullanılır. Metabolitlerin işlevleri çeşitlidir: Enerji kaynağı, yapı taşı, enzimleri ve inhibe etme, katalizör, savunma ve diğer organizmalarla etkileşim, koku gibi. Ana metabolit normal büyüme, gelişme ve üreme süreçleriyle doğrudan ilgilidir. Etilen ana metabolitlere bir örnek olarak verilebilir. İkincil metabolitler ise bu süreçlerle doğrudan ilişkili olmayan ancak önemli ekolojik işlevleri olan metabolitlerdir. Örneğin antibiyotikler ve pigmentler ikincil metabolitlerdir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
EsinKurt 11 Kasım 2023 Cumartesi 14:29

Zeytinyağ en büyük dostumuz....zeytinyagli yemekler hazinelerimiz Kimyasal katkilari onu daha da önemli kiliyor.Verilen bilgiler çok önemli.. Paylasiyorum, bu bilgileri herkes okumali... TESEKKURLER.....

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (1)
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İlk '4' madde neden rahatsız ediyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva