Ümit YALDIZ
Kimler ne kazandı, ne kaybetti (2)
1 Mart 2010 Pazartesi

CHP aktörler üzerinden kongre sürecini masaya yatırmaya devam ediyoruz. Siz okurlardan gelen çok değerli katkılarla tabi ki’….’¶
 
YÜKSEL DEMİRSOY:
 
Kimilerine göre Demirsoy, Gaziemir ölçüsünde ’‘despot, anti demokrat’’ bir ilçe başkanı. Birkaç partiliyi disipline sevk etmesi, Demirsoy’’un 60 yıl sonra Gaziemir’’e, Seydiköy’’e CHP iktidarını getiren adam olduğu gerçeğini değiştirmez.
Tabi ki partiden attığı isimler konusunda haklı da çıkarmaz. Son süreçte 8. kez ’‘İl Başkanı’’ yapılan Ekrem Bulgun’’un beş yıl önce Alaattin Yüksel’’in yerine atandığı 6 aylık dönemde partiden attığı isimleri alt alta yazsam sanıyorum bu satırlar yetersiz kalır.
Tam anlamıyla kılıç-kalkan oynanıyordu CHP’’de ve disiplin kurulu fazla mesai yapıyordu.
**
27 Şubat’’a kadar Yüksel Demirsoy, Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol’’la etle tırnak olan, partiyi yarım asır sonra ilçesinde iktidara taşıyan çalışkan bir kasaba siyasetçisiydi. 27 Şubat sonrası ise demokrat insanların şehri İzmir’’e yapılan aday dayatmasına karşı çıkabilen, gözü pek bir demokrasi figürü haline geldi.
En büyük baskıyı birlikte hareket ettiği Genel Sekreter Önder Sav ekibinden ve ’‘hemşehrim’’ diyerek ayrı bir yere koyduğu Aziz Kocaoğlu’’ndan görmüş olsa da’…
Bana göre Demirsoy, bu süreçten sonra kasaba siyasetçisi olmaktan çıkmış, yürekli bir İzmir siyasetçisine dönüşmüştür.
Kongrede konuşturulmaması, adaylığı için gereken 2 imzanın bile çok görülmesi onu ’‘mağdur’’ noktasına taşımış, sandığa ancak 320 oy atabilen delegenin vicdanında gittikçe kabuk bağlayan bir yaraya dönüştürmüştür.  
Birileri tarafından, ’“Giderim ha, ona göre’” denilecek bir pazarlık metası olarak kullanılmışsa da bu durumdan ancak ve ancak kongre sonunda haberdar olabilmiştir.
Aday olamasa da Bulgun listesinin oluşmasında bu anlamda ciddi katkısı olmuştur. Hatta aday olmaya yetecek imzayı bulması halinde ikinci bir Bulgun listesinin de hazır olduğu tevatürü kulaktan kulağa yayılmaktadır.
Kongreden sonra imza atmadığı için ağlayan onlarca CHP’’li ile konuşan biri olarak çok rahat söyleyebilirim ki, Demirsoy bu sürecin orta vadede kazanan tarafında yer almıştır.
Belki de yarışmasına izin verilse seçimi kaybedecek, bu onun ilk ve son çıkışı olacaktı. Ama gelinen noktada rahatlıkla söyleyebiliriz ki belki de hayatı boyunca yaptığı en akıllıca şey, 27 Şubat 2010’’da aday olmaktır.
Çünkü Demirsoy henüz 44 yaşında, CHP’’yi yönetenlerin yaş ortalaması ise 70 ve üzeri. Zaman Demirsoy’’un lehine, onların aleyhine işliyor.
Büyük bir hata yapmazsa, CHP örgütü onu layık olduğu noktaya taşıyacaktır.
 
KEMAL KARATAŞ:
Ekrem Bulgun’’dan sonra İl Başkanlığı rekoru onda. Sanıyorum 5 kez oturdu o koltuğa’…
Yaşı henüz 62 olduğuna göre 78’’ine kadar Bulgun’’un rekorunu kırabilir.
Son il başkanlığı biraz olaylı geçse de hiç pes etmeyen tarzı, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, düştüğünde bir avuç toprakla kalkan yapısı onu İzmir siyasetinin ilginç ve vazgeçilmez figürleri arasına koymaya yetiyor.
İzmir denilince Baykal’’ın aklına iki kişi geliyor. Kemal Karataş ve de Ekrem Bulgun. Ve dönüşümlü olarak bu iki ismi işaret ediyor.
2005’’te Ekrem Bulgun’’u seçtiremeyince 2007’’de Kemal Karataş’’a döndü. Bugün yine Bulgun’’a döndü, sanıyorum yeni dönemde sıra Karataş’’ta’…
Kongre sürecinin de önemli aktörlerinden biriydi en başında. İl Başkanı Nalbantoğlu’’na bayrak açarak ilçeleri dolaşarak başladı.
Görev süresi boyunca neredeyse her fırsatta dalaştığı, Baykal’’ın toplantısına sokmadığı, belki de adaylığında bu nedenle çok önemli bir faktör olduğu Kocaoğlu’’nun hedefiydi Karataş. Ve de son derece savunmasızdı artık.  
Bu da ona yetti zaten’…
Sadece Kocaoğlu’’nun değil, Baykal ekibinin de hedefindeydi. Adeta siyaseten vebalı gibiydi. Herkes kaçtı, o kovaladı süreç boyunca.
Buca’’da, Konak’’ta ve Bornova’’da aktif rol oynadı. Bazı kongrelerin kaybedilmesinden birinci derece sorumlu tutuldu.
Özellikle Buca’’da Hüseyin Yüzer’’in adaylığında ’‘aracılık’’ ederek doğrudan sorumlu olmayı kabul etti.
Ama en büyük darbeyi hiç beklemediği yerden yani Baykalcılardan yedi.
Kayıtlı olduğu Urla’’da büyük ve küçük Baratalı’’nın hışmına uğradı. Doğrudan Baykalcı Kemal Karataş, Bahriyeli unvanlı Baratalı tarafından mahalle delegesi bile yapılmadı.
Önce mahalle, sonra ilçe, il derken kurultay delegesi bile yazılmayarak sürecin en çok kaybeden adamı oldu.  
Son süreçte kaderi Selçuk Ayhan’’ın eline geçti. Ayhan da iki yıl önce ekibini tuzla buz eden Karataş’’ın üzerine bir çizik atarak kurultay delegesi yazmayıverdi.
Bence tüm bunlara rağmen umudunu yine yitirmemiştir Karataş. Azimle çalışıyordur. Ve Parti Meclisi listesine girerse kimse şaşırmamalıdır.
En azından kurultay delegesi yazılması gerektiğini düşünüyorum Kemal Karataş’’ın’…
Son bir yılda ellerinden kayıp giden Konak başkan adaylığından sonra İzmir kongre sürecindeki kayıplar onu ’‘Siyasi mağdur’’ yapmaya yeter de artar bile’…
Baykal’’ın bu mağduriyeti göreceğini düşünüyorum ben’…
 
SAVCI SAYAN:
Ağrılı MYK Üyesi’’nin İzmir kongre süreciyle ne ilgisi var diyeceksiniz? Ben de uzun süre sordum bu soruyu’… Ama kabul etmek gerekir ki MYK Üyesi Sayan, İzmir kongre sürecinin en önemli aktörlerinden biriydi. Özellikle de Buca ve Bornova’’da neredeyse her mahallede çalıştı, her taşın altında çıktı.
’‘İzmir’’den vekil adayı olmak istiyor’’  dendi. Kongrelerde çıkıp üstüne basa basa yalanladı bu iddiayı. Bir anlamda kendini bağladı. Kongre salonlarında CHP’’nin Ağrı’’da yüzde 1,5 oyunu hatırlatıp, ’‘Ne işin var burada?’” diyenlere kürsüden ’‘faşist’’ diyerek İzmir’’deki kredisini yerle bir etti.  Özellikle Bornova’’daki girişimleriyle ’‘Kocaoğlu’’nun olmazları’’ arasında liste başı olmayı başardı. Şu sıralar birilerince yapılan ’‘çok özel’’ anketlerde İzmirlinin vekilliğe layık gördüğü birinci isim olarak öne çıkarılıyorsa da, bu ihtimal, artık çok uzak görünüyor.
 
CEVAT DURAK:
Çok öne çıkmamış olsa da sürecin sonlarına doğru kendini hissettiren önemli bir siyasi figürdü Durak’…
Siyaseten tecrübeli ekibi sayesinde İzmir’’de özellikle Nalbantoğlu’’na yönelik son dakika baskınında aktif rol oynadı. Her ne kadar beş yıl önce yaşlı bulup destek vermediği, bilakis al aşağı ettiği Ekrem Bulgun’’u seçtirmek zorunda kalsa da süreç boyunca Baykal cephesinden kongre kazanan tek metropol ilçe olmanın avantajını iyi kullandı.
Nalbantoğlu ya da Sav ekibine karşı yürütülen psikolojik harekatın merkezindeydi. Pasaport’’ta kiralanan ve tarafımdan ’‘kozmik ofis’’ adı verilen seçim üssü, başta Selçuk Ayhan olmak üzere sürecin önemli aktörlerine günlerce ev sahipliği yaptı. Bulgun’’un listesinin bile bu ofiste hazırlandığı konuşuluyor.
CHP Lideri Deniz Baykal’’ın çok sevdiği ama 2005 faciasından sonra bir süre limoni durduğu Başkan Durak, beş yıl önce düşürdüğü Baykal bayrağının yeni dönemde yeniden dalgalanmasında oynadığı kritik rolle görevini yaptı.
En azından Baykal’’ın verdiği ’‘özel yetkiyi’’ iyi kullandı.
Baykal’’ın güvenini yeniden kazanırken, ekipsel açıdan ’‘mağlup’’ tamamlanan maçı son dakika golüyle en azından berabere taşıdı. Böylelikle 2014 süreci için de önemli bir adım atmış oldu. Tabi ki ekibin siyaseten tecrübeli üyesi Hüseyin Çalışkan’’ın hakkını da vermek gerekiyor. Eski komitacı Çalışkan, kendisini delege bile yazdırmazken, strateji uzmanı olduğunu, hem Karşıyaka sürecinde Ertam Özen kartını masaya sürerek hem de il kongresine giden son düzlükte yaptığı birkaç bilek hareketi, vücut çalımıyla bir kez daha göstermiş oldu.
Geçmiş yıllarda ilçe örgütüyle bile kanlı bıçaklı olan Durak ise, bu süreçte hem Karşıyaka’’daki sorunu tamir edip, ilçeyi kollarının altına aldı. Hem de il başkanlığı sürecinin önemli belirleyicileri arasında yer aldı.
Belki istediği isim aday olamadı ama istemediği hiç olmadı.
Bence Cevat Durak bu süreçte ’‘bir taşla kuş sürüsü’’ avladı.  
 
BUGÜNLÜK DE BU KADAR’…
 
Not: Karşıyaka İlçe Başkanı Ertam Özen, e-postama uzun bir değerlendirme göndermiş. Hazerfan Ertam Çelebi benzetmesine de yanıt vermiş. Önümüzdeki günlerde paylaşacağız.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva