Genel seçime ilişkin faktörsel değerlendirmenin ardından kentimizin potansiyel vekil adaylarına göz atalım. Her siyasi partide yüzlerce potansiyel aday var.’¶

En fazlası haliyle CHP’’de’… Bir dönem İzmir’’de 24 kişilik listeyi doldurmakta zorlanan CHP, aradan geçen sürede kenti kalesi ilan edince, vekil adaylarının da gözbebeği oldu haliyle.

26’’ya çıkan vekil sayısının yarısını CHP’’nin alması kimse için sürpriz olmaz.

Çünkü henüz dumanı tüten yerel seçimde yüzde 56,7’’lik Büyükşehir, yüzde 49,5’’lik il genel meclisi sonucu bize şu anda bunu düşündürtüyor. AKP ise kimi kamuoyu yoklamalarında 2002’’deki başlangıç noktasına gerilemiş görünüyor.

Yüzde 18-20 aralığında görünen destek referandum sürecinin psikolojik etkisiyle yüzde 25’’leri aşabilir.

Kentte yükselen milliyetçilik damarı, 4 milletvekili de İzmir’’de oturmayan MHP’’yi AKP’’nin ve BDP’’nin karşısında bir noktaya oturtuyor, CHP ile paralel bir noktaya getiriyor.

En başarılı İzmir milletvekili araştırmasında Oktay Vural’’ın birinci olmasının başka bir açıklaması olabilir mi? İzmir’’de bile oturmayan Vural’’ın’…

Yükselen milliyetçilik sadece MHP’’yi değil Kürt Partisi BDP’’yi de tırmanışa geçiriyor.

Yüzde 5’’ler seviyesinde bir destekle bağımsız adaylar bu kez zorlayabilir.

Önceki seçimler baz alındığında mezara giren partiler de var.

Demokrat Parti dirense de ANAP, Genç Parti gibi siyasal partilerin tabelası bile kalmadı bugün. Ama önceki seçimlerde aldıkları oylar ortada.

Genç Parti’’nin 2002’’de yüzde 18, 2007’’de yüzde 8’’lik oyu en azından biliniyor.

Şimdi bu oyların nereye gideceğini soruyorsanız, bence adres belli’…

Tüm bu siyasi dengeler içinde İzmir’’in potansiyel vekil adaylarına dönersek;

EKREM DEMİRTAŞ

Tabi ki Demirtaş’’ı liste başı yapmak durumundayız. Kulislerin en müzmin adayı’…

Yasal açıdan İTO’’daki ömrünü tamamlamış olan Demirtaş’’ı zaten son 3-4 seçimdir bir şekilde potansiyel adaylar kervanında görüyordu siyaset kulisleri.

Demirtaş ise sadece 2002’’de Merhum İsmail Cem’’in YTP’’sinden bu şansını denemişti.

İTO’’da yasal açıdan bir daha seçilemeyecek olması Ekrem Demirtaş gibi kent üzerine üretimleri bilinen, hırslı bir ismi vekil adayları arasında değerlendirmemiz için yeterli bir neden ayrıca.

Peki hangi partiden?

Tahminim ve görünen odur ki AK Parti. Çünkü, Demirtaş gibi bir isim İTO’’daki makam gücünü 2-3 metrekarelik milletvekili odasına değişmez. Milletvekili etiketi güzel olabilir ama olanaklar ve makamsal güç açısından baktığımızda vekillik İTO’’nun yanında devede kulak bile değildir.

Ve Kocaoğlu’’nun aylar önce söylediği, ’“Bir günlük Büyükşehir başkanlığını beş yıllık vekilliğe değişmem’” sözü kulaklarımda çınlıyor bu satırları kaleme alırken.

O nedenle bu kadar deneyimin ardından sadece vekillik makamı onu kesmez ve de yetmez. Vekilliği, bakanlığa giden yol olarak gördüğü kanısındayım.

Bakanlık makamına en yakın partinin şu anda AKP olmasının yanı sıra Demirtaş’’ın bu parti ile EXPO sürecinden itibaren başta Abdullah Gül grubu olmak üzere dirsek temasını güçlendirmesi, iktidar partisine yakın durabileceğini düşündürtmeye yetiyor.

Esnaf bakanlığı umuduyla CHP’’den vekil olan Mehmet Ali Susam örneği ortada dururken, İTO Başkanı’’nın ’‘iktidar’’ hedefi yadsınmamalı. Demirtaş’’ın hedefinin de Sanayi Bakanlığı olması muhtemeldir. Ancak kulisler Rakı Fabrikası sahibi Demirtaş’’ın AKP cephesinde zorlandığı, özellikle milli görüş çizgisinde olanlara karşı patinaj yaptığı iddialarıyla dolu.

Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’’ün son İzmir programında toplantı için İTO yerine EBSO’’yu tercih etmesi de bu çerçevede değerlendiriliyor. Demirtaş’’ı az çok tanırım. Onun ve onun gibiler için siyaset araçtır. Önemli olan iktidara giden yoldur. CHP’’den geçerse CHP’’li, AKP’’den geçerse AKP’’li olabilirler. MHP’’den geçse de gençlik yıllarındaki Türk Ocakları gerçeğini belgeleyebilir hatta.  

 

VE İLKNUR DENİZLİ’…

Potansiyel vekil adayları arasında gördüğüm önemli isimlerden biri de O. İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) Başkanı’…

Kent gündeminin son 3 yılda en çok konuştuğu ’‘adamlar’’ derneğinin hanım başkanı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’na koyduğu katkıyı kimse yadsıyamaz. Büyükşehir bürokrasisi başta olmak üzere çeşitli kesimlerin hedefi olmayı göze alarak Kocaoğlu’’nun kentle barışma sürecinde iletişim kanallara yapılan by-pasta cerrah titizliğiyle çalıştığı biliniyor.

Geçmişte Burhan Özfatura’’ya koyduğu benzer katkılar da tabi ki.

Danışman kimliğinden sonra ’‘sivil toplumcu’’ kimliğini de öne çıkaran Denizli, bu süreçte neler yapabileceğini koydu ortaya. Hem de fazlasıyla’…

İZSİAD Başkanı olarak Suriye’’den başlayan girişimlerine İzmir’’i Akdeniz çanağının yıldızı yapma hedefiyle Atina’’ya yaptığı çıkarma, kent adına en umut verici açılımlardan biriydi.

Ve İzmir’’in sorunlarına yönelik atılan önemli adımlarda Denizli’’nin ayak izi, topuk sesi gözle görünür, kulakla işitilir seviyede belirginleşti. 

İzmir-İstanbul Otoyol Projesi’’nin İzmir’’den de başlaması önerisi mesela’…

Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu toplantısında ortaya atıp savunduğu bir fikirdi.

İtiraf etmek gerekirse benim bile inanmadığım projenin hükümete, (İzmir’’den havasını alan Başbakan’’a) kabul ettirilmesinde kamuoyunu doğru yöneten de bizzat kendisiydi.

AKP’’li Ömür Kabak’’ın İl Başkanları toplantısında dile getirip, ’‘Bana muhalefet ağzıyla konuşmayın’’ tepkisiyle püskürtüldüğü öneriyi kamuoyu üzerinden Erdoğan ve kabinesine kabul ettirilmesi ciddi ve de kent için hayati önem taşıyan bir işti.

İstanbul-Bursa ayağından başlaması karara bağlanan otoyolun İzmir’’e 7 yıl sonra ulaşacak olmasının kent için ne anlama geldiğini ancak iş dünyası bilebilirdi çünkü.

Ama kimse bu konuda ağzını bile açmaya cesaret edeme(z)di.  

Buradan saymakla bitiremeyeceğim işlere imza atan Denizli’’nin potansiyel vekil adayları arasında olması bu nedenle beni şaşırtmadı.

Beni şaşırtan AKP kulisleri tarafından da dikkatle izlenmesiydi.

Kocaoğlu’’nun danışmanlığını bırakmış olsa da modern, üretken bir İzmir kadını kimliği ile daha çok CHP’’ye yakıştırılan Denizli’’nin AKP tarafından da dikkatle izlenmesinin nedeni ne olabilirdi?

Üretkenliği mi yoksa bazıları gibi ’‘vitrin’’ ihtiyacı mı?

AKP’’nin Denizli’’ye şimdiden kanca atmasının nedeni her ne olursa olsun, önemli olan İlknur Hanım’’ın kararıdır tabi ki.  Ama kentin sorunlarına çözüm noktasında iktidar olanaklarının Denizli gibi bir hanımın elinde daha verimli kullanılabileceği gerçeği, şaşkınlık dozumu düşürüp, matematikteki ’‘sıfır, bir’’ gibi etkisiz eleman olan mevcut iktidar vekillerinin yerine ’‘çarpanı kuvvetli’’ bir ismin İzmir’’i temsil noktasındaki ağırlığı umudumu attırdı açıkçası. Ne Denizli ne de Demirtaş’…

Siyaset beklentilerini henüz güncelleştirmiş değiller. Ama ikisine de yakıştırılan İzmir milletvekilliği’… İkisine de yakıştırılan kabinede bir koltuk hatta.

Devamı gelecek’…