Ümit YALDIZ
İzmir’in gerçek akillerinden muhalefete mektup var!
6 Haziran 2013 Perşembe

Bir yandan ‘gezi’yi anlamaya ve de anlatmaya çalışırken bir yandan da ‘Peki, şimdi ne olacak?’ sorusuna yanıt arıyoruz.
Görünen o ki ‘Başbakan’ geri adım atmayacak. Görünen o ki Tayyip Erdoğan, inatçı bir ‘Beyoğlu Belediye Başkanı’ rolünü ziyadesiyle sevdi.
Oysaki Türkiye ona ‘One minute’ çıkışından itibaren bölgesinde güçlü bir dünya lideri olma noktasında destek verirken, O ‘Beyoğlu belediye başkanı’ yahut İstanbul Belediye Başkanı rolünde kalmayı yeğliyor. Koskoca Türkiye’yi yöneten bir başbakanın Taskim’deki yayalaştırma projesi gibi tamamen belediye başkanlarının konuşacağı yerel bir mesele üzerinden milletiyle kavga etmesini hala anlayabilmiş değilim.
Anlamam da mümkün değil.
Akıl ve fikir sahibi herkesle bu noktada buluştuğumuzu düşünüyorum.
Kaldı ki ‘birkaç ağaç’ için başlayan o inatlaşma, bir milleti, bir ülkeyi hatta dünyaya ayağa kaldırmışken hem de… 
Sayın Başbakan gerçekten de amansız bir hastalığın pençesine düşmüş görünüyor.
Görmüyor, duymuyor ve de anlamıyor belli ki.
Dahası hissetmiyor da… Öngörüsünü, basiretini çoktan yitirmiş. Ateşi söndürmek yerine altına odun atmayı, yangına körükle gitmeyi seçtiğine göre kaybettiği sadece basireti de değil.   Hatta milletine böylesine bir kriz anında ‘çapulcu, ayyaş, alkolik’ diyebildiğine göre ‘Allah ona şifa versin’ demekten başka söz bulamıyorum.
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Vekili Arınç’ın ortamı yatıştıran adımlarına karşın korkum odur ki Erdoğan’ın yurda dönüşüyle birlikte sönmeye yüz tutan isyan ateşi yeniden alevlensin.
Meseleyi en basit haliyle ‘pabuç bırakmak’ perspektifinden değerlendiren ve mahalle kabadayısı ağzıyla konuşmaya, hakarete/tehdide devam eden Başbakan’ın yaşananlardan bırakın ders almayı, en küçük bir mesaj bile almadığı ortada.
*
Bu isyanla, direnişle ilgili çok şey söylenebilir. Ama kesin olan bir şey varsa o da isyanın AK Parti’den, hükümetten çok Tayyip Erdoğan’a dönük olduğudur.
Ve sokağın talebi gayet net… Tayyip istifa!
‘İstifa mı eder, partisinden sağlam bir uyarı mı alır yoksa dışlanır mı?’ bilemiyorum. 
Milletvekillerinin 'uyarı' taslağı üzerinde çalıştığını duysam da görmeden inanmıyorum.
Ama Erdoğan'ın attığı adımlarla Köşk yolunu kapattığını görüyorum. Başta Pensilvanya olmak üzere muhafazakâr kesimin belirli bir bölümü Erdoğan’ı sokağa teslim etmeye hazır görünüyor. Çünkü Erdoğan, sokağı tahrik eden üslubuyla giderek partisinin taşıyamayacağı bir yüke dönüşüyor.  
Öte yandan sokaktaki direnişin gerçek kahramanları 90'lılar. Siyaset kurumu başta olmak üzere hepimizin gözden kaçırdığı 90’lılar, sokaktaki hâkimiyetiyle ve üsluplarıyla adlarını tarihe yazdıracak bir kuşak olmayı çoktan hak ettiler bence.
68 ve 78’lilerden sonra 90’lılar da Türkiye’nin bir gerçeğidir artık. Kimileri için ‘Tweet atan çocuklar’, kimileri için ‘sanalda yaşayan asosyal tipler’ olarak tanımlansalar da bir ıslıkla (tweetle) anında bin hatta milyon olmayı başararak sosyolojik bir gerçek olduklarını ortaya koydular. 
Erdoğan’ın son bir yılda daha da sertleşen üslubuna, halka rağmen-halk için mantığıyla çıkarılan kanun ve yönetmeliklere, giderek artan yasaklara, cumhuriyet değerlerinin erozyona uğratılmasına karşı sosyal medyada örgütlenen, önce profillerinin başına T.C yazan milyonlar olarak sonra da Gezi Parkı direnişinde biber gazına karşı göğüs geren korkusuz kahramanlar olarak kendilerinden söz ettiren 90’lılar, anlaşılması, çözülmesi ve de dikkate alınması gereken bir sosyolojik gerçektir artık. 
Siyaseten bir yapıya angaje olmayı reddeden, çok renkli, tamamen özgürlükten yana bir sosyal sınıf… Erdoğan’ın ‘Taksim’e camii’ hamlesini ‘Taksim’de kandil kutlayarak’ çürütecek boşa çıkaracak kadar da zekiler ayrıca…
Provokatörlerin yoğun çabasına rağmen ‘gaza gelmeyen’ neyi istediğini de neyi istemediğini de iyi bilen bir sosyal gerçeklik onlar.
Korkum, ezber bozan bu kitlenin eski kalıplarla anlaşılmayacağı yönünde…
Toplumu hala ‘büyük sürüler’ gibi algılayan, 2+2:4 mantığından öte gidemeyen, sandıktan çıkan sonuçla ‘astığım astık, kestiğim kestik’ diyen/diyebilen mantık, taş atan çocukları bile anlamamıştı, tweet atan çocukları nasıl anlasın. Eski ezberleri, eski düşünce kalıpları, sistematikleri buna müsait değil.
Bana söyler misiniz, şu süreçte Taksim’le organik ya da duygusal bağ kurabilen kaç siyasetçi oldu? Fazla yorulmayın. Ben size söyleyeyim. Sadece 2. Biri kepçenin önüne kendini atan Sırrı Süreyya… Öbürü ilk günden itibaren onların lehine tweet atan Ertuğrul Günay…
Gerisi hava-cıva…
*
Böyle uzun ve zaruri bir girizgâhın ardından gelelim bugünün meselesine…
Bugün kaleme alacağım konuyu ‘Gezi isyanından’ önce duymuştum.
Acaba(!) demiş ve kendi namıma bir soru işareti koymuştum. Ama ‘Gezi direnişi’ ile birlikte daha farklı bir anlama büründü konu. Uzun etmeyelim o zaman…
İzmir’in sosyal hayatında önemli bir kurum var. Kısa adı İZGEP olan İzmir Kent Kültürü ve Gelimişi Platformu… İzmir Eczacı Odası Eski Başkanlarından İbrahim Yüncü tarafından kurulmuş şu an dönem başkanlığını İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Puğ’un yaptığı her Çarşamba kentin ve ülkenin meselelerini masaya yatıran, kentin ‘akil’ adamlarının çoğunu bünyesinde toplamış bir platform.
Kimler yok ki aralarında…
Yılmaz Karakoyunlu’dan Ergun Aybars’a, Dr. Ali Naili Kubalı’dan Bülent Şenocak’tan, Ayşe Tatari’ye, Güngör Kaftancı’dan Ertan Ülkü’ye kadar.
Bünyesinden pek çok vekil çıkaran, ülkenin siyasi gidişatına dönük kafa yoran bu grup, ‘Gezi direnişinden’ önce kaleme aldıkları önemli bir mektubu postaya vermiş. Mektubun iki tane alıcısı var. Biri Kemal Kılıçdaroğlu öbürü Devlet Bahçeli…
Mektubun altında yukarıda saydığım isimlerle birlikte 17 imza var. Metnin orijinalini göstermeseler de platform başkanı Ulvi Puğ’la içeriği hakkında sohbet etme şansı buldum.

Ve onun ifadeleriyle devam ediyorum: “Sayın Genel Başkanlara dedik ki… Bu ülkede kan değişikliğine acilen ihtiyaç var. Ve bunun için önümüzdeki yerel seçimlerin önemi çok çok büyük. Ey genel başkanlar… Sizler bundan önce bizlere yani seçmenlerinize hep ‘fix mönü’ yedirdiniz. Bu kez ‘alakart mönü’ istiyoruz. Yani artık, ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla hazırlanmış listelerin yerine seçmenin de tercihinin sorulduğu, alındığı bir siyasal tablo istiyoruz.
Bugünden bakılınca yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul’u kimin kazanacağı belli… Oysaki Ankara ve İstanbul’un da içinde olduğu 3 kent için iki lider kafa kafaya verip, işbirliği yapsanız, (2009 oranları da ortada) durum değişebilir. Yani CHP Ankara’da MHP de İstanbul’da aday çıkarmasa mesela… Ve iki kenti de AKP’nin elinden alsanız. Ülkedeki kan değişikliği için çok önemli bir adım atmış olmaz mısınız?”
Platformun Başkanı Ulvi Puğ, her iki genel başkana hitap eden ve aşağı-yukarı bu mesajları içeren bir teklif mektubunu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na gönderme görevini bir bilim adamının üstlendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu’na yakın olduğu düşünülen sosyoloji doçentinin mektuplarını bizzat ulaştırmaya gönüllü olduğunu, Bahçeli’ye gidecek mektubun da postaya verilmek üzere olduğunu söyledi.
Efendim, ‘gezi isyanı’ nereye varır? Bu direnişin siyasal getirisi/götürüsü kime ne kadar olur izleyip göreceğiz. Bana göre halk, özellikle de gençler yetersiz buldukları muhalefet partilerinden muhalefet görevlerini geri almış, muhalefetin nasıl yapılması gerektiği konusunda onlara da meydan dersi vermiştir.
Ama kuşkusuz iktidar kadar Erdoğan kadar muhalefetin de alması gereken mesajların olduğu bir sürecin içinden geçiyoruz.
Bu süreç kendi kahramanlarını hatta kendi partisini bile yaratabilir. Ama bir şekilde ülkede kan değişikliği isteyen İzmir’in akil adamlarının Gezi’den önce yaptıkları hamle de Taksim Meydanı ile aynı şeyi istiyor. Şiddet, hakaret ve tehdit dolu üslubu ve izlediği tehlikeli rotayla kuşku/korku yaratan Erdoğan’dan kurtulmak…
Şimdi Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin İzmir’in gerçek akil adamları tarafından kaleme alınan, imzalanan ‘2014’te İstanbul-Ankara’da birlikte hareket edin’ mektubuna ne yanıt vereceğini merak etme sırası. Tam da Gezi Direnişi üzerine…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 19 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
AA 8 Haziran 2013 Cumartesi 16:11

Akil diye ortaya çıkanlar önce akıllı olsunlar. MHP'nin AKP ile işbirliğine eleştiri getirsinler. MHP hiç CHP ile işbirliği yaparmı acaba.Ertuğrul Günay twiti bıraksın da erkekse oraya gitsin.

Yorumu oyla      11      8  
ayhan guneş 8 Haziran 2013 Cumartesi 14:32

sn yaldız sağlam kalem sağlam beyinlerde olur insanları aydınlatmandan dolayı kutlarım sayğılarımla selamlar

Yorumu oyla      13      6  
hikmet 8 Haziran 2013 Cumartesi 07:48

Mhp mutlaka bazı işlçeleri alacak aday çıkarmalı.

Yorumu oyla      12      7  
Hasan 7 Haziran 2013 Cuma 21:21

MHP en doğru siyaseti yapan parti. Milletin faydasına olan her konuda sadece kuru muhalefet etmediğini gösterdi.

Yorumu oyla      12      8  
YEREL SEÇİMLERDE AÇok sevilen K PARTİ NE YAPAR... 7 Haziran 2013 Cuma 14:46

BAŞBAKAN ve AK PARTİ Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOGAN, Sevdigi takdir ettiği ve şiirlerini okuduğu Nazım HİKMETİN, sevilen şiirini,şu şekliyle uygular... ( SEÇİMLERDE TEK BİR AGAÇ GİBİ YARIŞMAK,HÜR BİR ORMAN GİBİ ÇOGALMAK KARDEŞÇESİNE ) Deyip DİGER PARTİLERİ ÜÇÜ yetmezse BEŞİNİ NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN DİYE Seçmenin karşısında bırakır...Seçmen tercihini yapar. AK PARTİ İSTİKRAR ve ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİ , GÜÇLÜ TÜRKİYE , GÜÇLÜ EKONOMİ diyor... YA SEÇMEN NE DER...Kimi Seçer.BELLİ DİGİLMİ...

Yorumu oyla      15      11  
Erdi 7 Haziran 2013 Cuma 14:38

Ümit bey havalşanını gördünüz mü kimseye gelmeyin dedikleri halde 120 bin kişi gecenin 3 ünde.Sadece şunu söylüyorum Tayyip Erdoğan seniin gibileri çıldırttığı için daha çoks eviyorum onu.

Yorumu oyla      16      18  
efeizmir 7 Haziran 2013 Cuma 11:50

İZMİR İÇİN SÖYLÜYORUM.MHP HER BÖLGEDE ADAYINI ÇIKARSIN VE HİÇBİRYERE YIKILMADAN KENDİ ADAYINI DESTEKLESİN. CHP İÇİN YETERLİDİR.SIFIRA KARŞI TÜM İLÇE VE BÜYÜKŞEHRİ KAZANACAK GÜCE BİLGİYE VE HİZMET ANLAYIŞINA SAHİPTİR CHP.

Yorumu oyla      15      12  
inat 7 Haziran 2013 Cuma 11:03

%25 desteği kaldığı halde ve Mahkeme kararına rağmen, Topçu Kışlası'nı yapıp içine alışveriş merkezi kondurmakta ısrarlı... Eski Anaplılar ve doğruyolcularla libareller bunları terketti bu kadar insanların yaşamına müdahaleden sonra...

Yorumu oyla      18      10  
izmirli 7 Haziran 2013 Cuma 09:43

sizi aday olarak görmek isteriz ümit bey.

Yorumu oyla      18      16  
birleşme 7 Haziran 2013 Cuma 09:30

unuttuğun partiler var,işçi partisi demokratik sol parti,türkiye kominist partisi,bunlarında desteğini alırsan ancak bu şehirleri kazanma şansı var chp nin.

Yorumu oyla      15      14  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Latife Hanım çam devirince!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (3): 'Dans eden ayılar' ve 'Sokak hayvanları'
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Eskidendi çok eskiden...'
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva