Tayfun MARO
Hangisine inanalım?
5 Temmuz 2013 Cuma

Taksim Gezi Parkında başlayan ve hızla ülkeye yayılan direniş hareketi, AKP yandaşı medya tarafından, dış kaynaklı bir operasyon olarak algılandı. Eylemleri küresel güçlerin başlattığını ve çok önceden ABD’de planlandığını ileri sürüyorlar.
Asıllarına rücu ediyor olmalılar ki beceriksizliklerini “dış mihraklar”ın Türkiye üzerindeki kötü emellerine bağlamaya başladılar.
İşte ben buna, kaderin cilvesi, derim. Neden mi?
Çünkü Kemalistler de Erdoğan’ı ve AKP’yi, uluslararası sistemin yürüttüğü bir projenin parçası olarak görüyorlar.
Galiba o bildiğimiz tahterevalli yine karşımıza çıktı. Tahterevallinin bir ucunda İttihat ve Terakki geleneği, diğer ucunda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası geleneği… Tahterevallinin tam ortasında küresel güç… Ağırlığı ne tarafa verirse, diğer taraf feryat figan… “Dış mihraklar!..”
İçerideki beceriksizlerin başı sıkıştıkça cankurtaran simidi gibi sarıldıkları bu mihraklarla kastedilenin, dış dinamikler olduğu malum.
Bir de iç dinamikler var. Nedense bu dinamiklerin nasıl işlediğiyle pek ilgilenilmez. Daha doğrusu, iç dinamiklerin sisteme etkisi o tahterevalliyle halledildiğinden, iç dinamikler, dış dinamikler üzerinden konuşulur.
Mesela bir lider ABD’ye gider de icazet alırsa, tahterevallinin diğer tarafındaki siyasal güç havada asılı kalır. Havadaki bağırır; “dış mihraklar!..”
Gün gelip devran dönüğünde “dış mihrak” desteğini çekince, bu defa da yukarı doğru çıkmaya başlayan bağırır; “dış mihraklar!..”
Siyaset sosyolojisinde, iç veya dış, bu dinamiklerin nasıl çalıştığı elbette bilinir; ama nedense bir mihrak muhabbetidir gidiyor.
Dış dinamikler sana çalışırken gıkın çıkmayacak, ama ne zaman dengeler değişip de uluslararası sistem senden vazgeçti, yaygarayı koparacaksın; “Dış mihraklar!..” Tıpkı Erdoğan’ın yapmakta olduğu gibi…
 
Elin iktidarıyla gerdeğe giren siyasetçi, ne zaman muktedir olduğunu düşünmeye başlasa, “dış mihraklar” devreye girer.
Çünkü kapitalizmin metropolleri, iktidara gelmesi için destek verdiği liderin muktedir olmasından hoşlanmaz.
Çünkü dünyanın Efendileri iyi bilirler ki; “iktidar olmak, kendi yoluna gitmektir.”
Türkiye’de “dış mihraklı rutin,” 1960’tan beri doğrudan askeri darbelerle sürdürülmekteydi. 1980’den sonra askeri darbe seçeneği kaldırıldı. Bu defa rutin dışına çıkıldı; askeri vesayet yerine İslamcı vesayet tercih edildi.
Ne ki tahterevalli hep vardı ve işlevi hiç değişmedi; öyle ya da böyle, iki partili sistem hep desteklendi, askeri müdahalelerle gerçekleştirilen kısa süreli ayarlamalar dışında…
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, “kimlerin tahterevalliye binmesine izin verilecek?” problematiğine bağlanmıştır bütün siyasal yaşam.
O tahterevalliye binmek için kimlerin önünde eğilmek ve kaç takla atmak gerektiğini en iyi bilenler her zaman köşeleri tutmuştur.
Dış dinamiklerin siyasal ve ekonomik kararları belirlediği ülkelerde iktidara uzanmanın bedelidir bu.
 
Bu günlerde, Mısır örneğinden hareketle, “Arap Baharı”nın son bulduğu söyleniyor. Bakalım, yeni baharlarda kimler yükselecek!..
Oysa bütün mesele, o tahterevalliden inmektir. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ö.çopur 5 Temmuz 2013 Cuma 11:52

ister inanın-ister inanmayın bu çografyada sümerler dahil her şeyin kökü dışarıdandır.bu coğrafya müsbet bilimler dahil hiç bir şey üretmemiştir -üretemezde.ancak aziz nesinin dedigi gibi adamlar yani batı bizi sisteme dahil etmek için arkamızdan itiyorlar -yakamızdan çekiyorlar ve böylece bu cografyada ama müsbet ama menfi bir şeyler oluyor.çözüm chp nin chp den chf ye[cumhryt halk fırkasına]dönüşmesi ile mümkündür.bu nedenlede chp baykalla-kılıçdaroglu ile abd tarafından kontrol edilmektedir.

Yorumu oyla      12      7  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva