Müslümanların tüketim toplumuyla buluşması ve küresel sisteme entegrasyonu, Ak Parti misyonunun getirdiklerindendir.

Müslümanlar, ikibinli yıllarda, kapitalist sistemin nimetleriyle buluştu. 4x4 Jeep, Audi, Mercedes ile direksiyonunda türbanlı sürücü bir arada görünür oldu.İslami Dolce Vita, Ak Parti ile gerçek oldu.

İslamcıların küresel emperyalizm ile hemhal inşa ettikleri neo liberal düzen bir vakıa. 2013 yılından sonra işlerin rengi bir miktar değişse de mütedeyyinlerin dünya nimetleriyle buluşmasının sonuçları oldu; Tüketim toplumuyla buluşarak sisteme dahil olan mütedeyyinleri artık mahalle imamlarıyla kontrol etmek mümkün değil.

Bu nedenle, Ak Parti cenahından gelen küresel emperyalizm soslu eleştirilericiddiyetten uzak buluyorum.

Kürt milliyetçileri hakeza kapitalist sistemin batılı efendileriyle kucak kucağa solculuk yapıyorlar. Sistemden iyi besleniyorlar, Biden aşkı tarifsiz… Ama “emperyalizm” naralarıyla muhalefetten de geri durmuyorlar. “Yaman çelişki” dedikleri, işte…

Sonucunda, küresel kapitalizmin neo liberal döneminde, Türkiye gibi periferi ülkelerinde kimlik siyasetiyle amaçlanan; etnisite ve din gruplarının tüketim toplumuyla buluşmasıydı. Ve bunu büyük ölçüde başardılar. Kürtler, Sünniler, Alevilergerek siyasal alanda gerek kamusal yaşamda belirleyici roller yüklendiler. Yani, amaçlanan dönüşüm gerçekleşti. Onlar artık tüketim toplumunun özneleri…

Demem o ki, kapitalist üretim ilişkileriyle hemhaliktidar zümrelerinin uluslararası sistemle uyum içinde yürüdüğü koşullarda, emperyalizm hikayeleri,yürüyen küresel gerçekliği perdeliyor. Hepsi bu!

Kimlik siyaseti, din ve etnisite gruplarının küresel emperyalizmmaskesini kullanmasına öyle güzel zemin hazırladı kikimsenin solculuğuna veya dindarlığına halel gelmiyor.

Vasatlaşan Türkiye’de siyaset gerçekten sıkıntılı. Söz israfı çok fazla. Din ve etnisite gruplarının ne söylediğine değil ne yaptığına bakmak gerek; gerçeğin bilgisi orada.