Ümit YALDIZ
Santa Fe modeli siyaset!
24 Temmuz 2012 Salı

Aslında CHP kurultayına dair değerlendirme yazılarına ‘şimdilik’ bir nokta koymayı düşünüyordum. Ama olmadı.
Yazının başlığına bakarak ‘bu da ne ola, hayrola’ diyenleriniz olmuştur.
Bu başlığı CHP İzmir Eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’na borçluyuz.
Uzun siyasi yolculuğunda defalarca hedefinin kıyısından dönen Nalbantoğlu son kurultayda daha önce birkaç kez yaptığı PM üyeliğini kıl payı kaçırdı. Dahası Kılıçdaroğlu’nun ‘resmi’ anahtar listesine girmeyi başaran Nalbantoğlu, salonda ortaya atılan ‘sarı anahtarın’ gazabından kurtulamadı.
Nalbantoğlu’nu dışlayan sarı anahtarın arkasında kim ya da kimler vardı?
Bana göre sarı anahtar bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dahilinde hazırlanmıştı.
Ama Nalbantoğlu ya da onun gibi liste dışı kalanlar belki de topu doğrudan genel başkana atmaktansa ‘sarı listeden’ birkaç il başkanını sorumlu tutuyordu.
Tabi ki bu isimlerin başında da İzmir İl Başkanı Ali Engin geliyordu.
Nalbantoğlu ile aynı kaderi paylaşan Mehmet Ali Susam’ın kurultay salonunda il başkanları toplantısını basıp, ‘Sen Alaattin Yüksel’in il başkanı mısın yoksa İzmir örgütünün başkanı mısın?’ sorusu uzun süre hafızalardan silinmeyecek türden bir çıkıştı.
Susam’ın ardından Nalbantoğlu da saldırıya geçmiş ve Engin’e ‘Sonun Bayır gibi olacak, dikkat et’ diyerek önemli bir uyarıda bulunmuştu. Gerçi ‘Sonun Tacettin Bayır gibi olacak’ sözü için özel açıklama yapmak zorunda kalmışsa da Nalbantoğlu’nun bu çıkışı da en az Susam’ın çıkışı kadar zihinlerde yer etmişti.
PM ve YDK’ya seçilen simalara bakıldığında ‘sarı listenin’ etkisi bariz görülüyordu.
Ve de Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve siyaset arkadaşı Alaattin Yüksel’i de ‘mutlu edecek’ bir liste çıkmıştı sandıktan…
Birgül Ayman Güler, Berrin Dilekçi ve Aytun Çıray’ı saymazsak PM ve YDK’nın İzmirlileri Kocaoğlu-Yüksel yapısının gönlüne göre şekillendi demek yanlış olmazdı. Haliyle Kocaoğlu-Yüksel yapısının il başkanı olarak tanımlanan Ali Engin ortaya çıkan sonuçtan birinci derecede sorumlu tutulacaktı.
Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun ‘kara kutusu’ olarak tanımlanan ve son 3 kurultayın ‘organizatörü/koordinatörü’ olarak öne çıkan Gürsel Erol’un salonda ‘sarı, sarı’ diye bağırması da Kılıçdaroğlu’nu olduğu kadar Engin’i de ‘sarı listeden’ sorumlu tutacaktı.
Çünkü aynı Gürsel Erol, İzmir il kongresi öncesi günlerce Ali Engin için kulis yapmış hatta o süreçte egedesonsoz.com’a verdiği özel röportajda hemşehrisi ve dostu Engin’in seçilmesini arzu ettiğini açıkça söyledi.
Ve kurultaydan bir gün önce salonun tanıtım toplantısında ‘kurultay hazırlık komitesi’ olarak yan yana poz verip birlikte açıklama yapmışlardı.
Anahtar listelerin havada uçuştuğu sırada aynı Gürsel Erol, muhabirimiz Can Özlü’nün ‘hangisi Kılıçdaroğlu’nun listesi’ sorusuna ağız dolusu bağırarak ‘sarı, sarı’ diye yanıt verirken Ali Engin’in ‘sarı listeden haberdar olmadığını’ düşünmek siyaseti biraz bilenler için safdillik sayılırdı ayrıca.
Aslında son yıllarda görülmemiş temiz bir operasyon yapılmıştı. Siyaset jargonunda bunun adına ‘sıfır numara tıraş’ derler. Burada sorun, Kılıçdaroğlu’nun resmi anahtar listesine sarı bir usturayla sinekkaydı tıraş yapanların operasyonlarına sahip çıkmamalarıydı.
Eski ve Yeni CHP arasındaki büyük farklardan biri de buydu aslında…
Eskiden olsa operasyonu yapanlar bunu açıkça söyler, günlerce kutlardı hatta.
Göğüs göğse bir çarpışmanın yaşandığı kurultaylarda zafer kazanan taraf operasyonlarını tüm detaylarıyla paylaşır, kimi nasıl çizdiklerini ballandıra ballandıra anlatırlardı.
Yeni CHP’de durum biraz farklı…
Tasfiyenin, ötekileştirmenin tillahı yapılsa da kimse suçu üzerine almıyor, kabul etmiyor.
Sonuca direkt etki eden ‘Sarı listeyi’ kimin hazırladığı hala belli değil.
Oysaki beklenen en azından benim beklediğim şuydu: ’Evet, biz yaptık! Çünkü siyaset ekip işidir. Ekibimize sahip çıktık ve CHP’nin bu arkadaşlarla başarılı olacağına inanıyoruz’
Doğruyu söylemek neden bu kadar zor ki?
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu ‘sarı listeden rahatsız olsaydı’ birkaç twitt atmakla yetinmez anında kurultay salonuna gelerek kürsüden açıklama yapardı.
Eğer Ali Engin sarı operasyondan habersiz olsaydı Hüseyin Saygılı, Sumru Karaer gibi kendisine çok yakın simalar o listelerde yer bulabilir miydi? Ya da siyaset büyüğü Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven…
 
Sonuçta Ali Engin olanları dahası olanlardaki dahlini kabul etmiyor. Ve üzerine yapışan ‘Alaattin Yüksel’in il başkanı’ yaftasından kurtulmak için ‘İzmir sandığından’ rakamlarla örnekler veriyor bugün. İzmir’in oy kullandığı sandıktan PM üyesi seçilen Alaattin Yüksel’e 23, liste dışı kalan Susam’a 28, Nalbantoğlu’na 26 oy çıkmış.
Yani…
Yani Ali Engin ‘ekipçilik/hizipçilik’ yapmamış!! 
Kocaoğlu’nun ‘bizzat’ kaleme aldığı İzmir’in 52 kişilik kurultay delegesi listesinden Susam’a 28, Yüksel’e 23 oy çıkması başlı başına üzerinde durulması gereken bir konu aslında.
Ama bugünün konusu değil. Günün konusu Engin’in İzmir sandığından verdiği örneklerle kendini savunması…
Zaten bildiğim kadarıyla ne Susam ne Nalbantoğlu ne de bir başkası Engin’i İzmir delegesini etkilemeye çalışmakla suçlamadı. Engin’in suçlandığı konu İstanbul, Ankara, Kocaeli il başkanlarıyla birlikte ‘anahtarın anahtarı’ olarak sunulan ve sandığa doğrudan etki eden ‘sarı listenin’ hazırlanmasına koyduğu katkıydı. Ve anahtarın anahtarı olarak hazırlanan sarı listede ağırlık merkezinin Kocaoğlu-Yüksel-Engin cephesine yakın simalardan oluşmasıydı. Hal böyleyken; mesele İzmir sandığının çok ötesine taşınıyor.
Zaten büyük bölümü ilçe başkanları ve belediye başkanlarından oluşan İzmir delegesi üzerinde Engin’in hatta ağabeylerinin bile etki etme şansı yoktu.
O nedenle de operasyon İzmir’in ötesine taşındı. Engin’in ‘Yüksel’in değil İzmir’in il başkanıyım’ demeye çalıştığı açıklamasını yorumlayan Nalbantoğlu ise biraz esprili bir şekilde kendince tartışmaya noktayı koydu.
Kurultay salonunda Ali Engin’e ‘Sonun Bayır gibi olacak’ uyarısında bulunan Nalbantoğlu, Engin’in yaptığı açıklamanın kendi uyarısını haklı çıkardığını söyleyerek başlıyor söze… Sarı listenin oluşturulmasına katkı koymakla eleştirdiği Engin’in açıkladığı rakamların kendilerini haklı çıkardığını da savunan Nalbantoğlu şöyle devam ediyor:  
Bizim de anlatmaya çalıştığımız buydu aslında. Ali Engin İzmir delegesine sorsa/danışsa ‘sarı listede’ kimlerin olmaması gerektiğini daha net görecekti. Olması gereken model delegeye danışmaktı ama o Santa Fe’ye danıştı. Santa Fe bir araba modeli olarak nasıl bilmiyorum ama siyaset modeli olarak hiç de doğru olmadığını söyleyebilirim”

Not: Kafamı karıştıran bu açıklamadan sonra araştırdım. Santa Fe Hyundai marka bir lüks otomobil modeliymiş. Çek Cumhuriyeti’ndeki fabrikada Avpuralılar için üretiliyormuş. Ve başındaki ‘santa’  ibaresi Latince ‘Saint’ kökünden türeyen ‘Aziz’ anlamına geliyormuş.
Hyundai’nin İzmir siyasetinde ne anlama geldiğini söylememe sanırım gerek yoktur.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Boşveremiyoruz.... 27 Temmuz 2012 Cuma 10:50

Başkan resmen çöktünüz örgüte. Gandi zaten bitik durumda. Gelecek seçimlerde CHP İzmir'de tarihinin en büyük hezimetini yaşayacak. Bitirdiniz be partiyi.

Yorumu oyla      12      9  
cem ceyhan 26 Temmuz 2012 Perşembe 12:26

sayın yazar YDK da da murat haluk öncel sarı listede olmamasına rağmen en yüksek oyu izmir delegesinden almış. neden onu yazmadığınızıda bilemiyorum tabii kii

Yorumu oyla      12      6  
adsız 25 Temmuz 2012 Çarşamba 23:23

Santa Fe'nin Kaba Türkçe anlamı: Azizi'in DemiriKılıcı demek.

Yorumu oyla      12      6  
simge 25 Temmuz 2012 Çarşamba 11:46

Bir il başkanı bu kadar kısa sürede nasıl erir, işte çok güzel bir örneği. İleride il başkanı olacaklar bundan ders çıkartsın!

Yorumu oyla      22      11  
O.T 25 Temmuz 2012 Çarşamba 11:16

Dürdüp durma! Biz de biliyoz. Santa Fe Alaattin Yüksel'in satışını yaptığı Hyundai'nin bir markası. Ve yazar Santa Fe siyaseti derken Alaattin Yüksel'in siyaset aracına bir benzetme, bir de siyaset amacına gönderme yapmış. Anladık... Siyaset aynı anda iki üç dili konuşabilen zeki insanların eline geçtiğinde tadından yenmiyor. Ne o, üç kelime ile lafı dolandıran gasbetlerden çektiğimiz. Yıllardır siyasetten soğuttular, algılama yetimizi çürüttüler, kendilerine benzettiler bizi. Siyasetçinin eli değil, dili zenginleştikçe siyaset gelişir, di mi ya?

Yorumu oyla      22      9  
süleyman demir 24 Temmuz 2012 Salı 21:42

il başkanı cumartesi günü yapılacak parti meclisi öncesi alaadin beyin izmirde aldığı oyu açıklayarak gaf yapmıştır,siyasi tecrübesizliğini göstermiştir.

Yorumu oyla      34      9  
24 Temmuz 2012 Salı 21:04

Bu yalnış yapılan siyasetle chp nekadar güçlenir bilinmez ama bilinen tek gerçek ALİ ENGİN oldukça yıpranması ve siyasete zarar görmesi taraf olmaklan en büyük hatayı yapıyor yüksel ve kocaoğlunun başkanı değil izmir il başkanı hani parti içi demokrasi.bu yapıylan önseçim istemek vede parti içi demokrasiden bas etmek siyasete ihanetir kimse kendi özgür iradesiyle ne delege seçti nede ilbaşkanı para gücü ve ekipçilik olduğu müdetçe kimse demokrasiden basedemez siyasibirikime bakılmıyor

Yorumu oyla      20      10  
O.T 24 Temmuz 2012 Salı 17:58

Santa'nın Aziz anlamına geldiğini öğrendik. Fe nin anlamını eksik bırakmışsınız. Fe kimyada demirin simgesi. Susam kimyager olduğu için Fe nin anlamını bilecekti. Santa Fe siyasetinin önüne geçmeye kalkmayacaktı.

Yorumu oyla      20      14  
24 Temmuz 2012 Salı 17:36

sayın yazarı korkutan ne burada acaba? değişim şart bu parti için abicim , sen üzülme ,takma kafana bu kadar. diğer başkanları nasıl günler bekliyor senide görüoz zaten.neden taktın bu kadar bu adamları anlayamadım desem yalan olur.ŞİMDİ CHP ZAMANI ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI.

Yorumu oyla      27      19  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Gönlüm hep seni arıyor neredesin?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli giderek kendini daha kötü hissediyor
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Tire pazarında…
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
İsrailli çocuklara mektuplar (2) Barış sizin elinizde çocuklar!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Yaşamak...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva