Aylardır iktisat konuşuyoruz. Sonunda, bana ilham geldi (veya geldiler) ve iktisat ilmine katkı yaptım.

Amon Ra ile Pa-Ra arasındaki ilişkiyi 4 bin yıl sonra gün yüzüne çıkarmak, çok şükür, bana nasip oldu...

Amon’dan 1700 yıl kadar sonra, bence, Lidyalılar Anadolu’da yeni bir tanrı arayışına girdiler… Kalıbın içine yerleştirdikleri metali çekiçle darp ederek yapılan metalik puta “Pa-Ra” dediler.

Pa-Ra, 2300 yıldır baş tanrımız.

Tapınaklarımızın en tepesinde Darphane bulunuyor. Bankalar ve paramatikler anlık ibadet ihtiyacını karşılayan ibadethanelerimizdir.

Çinlilerin bulduğu Kağıt Pa-Ra, tanrının kağıt versiyonu olup sarı ırkın inanç dünyasına hükmeder.

Pa Ra’ya tapanların evreninde bütün değerler ifadesini Pa-Ra’da bulur. İnsan, taptığı Tanrı Pa-Ra’nın kendisine sundukları kadar değerlidir.

Karakteri, ahlakı taptığı Pa-Ra’nın inayetiyle oluşan insanın Nirvana’ya yükselmesi için servet biriktirmesi gerekir. Nirvana yolculuğu, küçük yaşlardan itibaren, kumbara ile başlar.

En büyük günah, insanın kendisini Pa-Ra’dan değerli görmesidir. Bu günaha girenleri Hazine Dairesinde ıslah programına alıyorlar. Bono, tahvil gibi kutsal kağıtlar alarak günah çıkartması sağlanıyor.

Borsa’dan değerli kâğıt alarak günahlarından arınmak ve cennette yerini garantilemek, müminlerin kutsal Nirvana yolculuğuna dahildir.

İnsan dediğin Pa-Ra’ya kulluk eder. “Pa-Ra ile saadet olmaz” diyen münafıkların iki yakası daha da bir araya gelmez. Büyük günah.

Bana kalırsa, insanlık, binlerce sayfa yazarak kapitalizmi anlatan Marks’ı değil ama “parayı yazıp duracağına kazanmaya çalışsaydın” diyen annesini dinledi.

Ve Tanrı Pa-Ra’dan sonra uygar dünyanın nihayet yeni tanrısı; Yapay Zekâ zuhur etmiş bulunuyor.

Para ve mülkiyet yeniden tanımlanacak. Galiba, o bildiğimiz uygarlığın sonu geldi.

Belki de yeryüzünde yaşamı insandan korumanın yolu buradan geçiyor.