Engin ÖNEN
Ah Çeşme, güzel Çeşme!
14 Temmuz 2023 Cuma

Yaşadığınız yeri niçin seversiniz ya da sever misiniz? Havası, suyu, denizi, dağı ya da sokakları, binaları veya insanları mı orayı sevimli kılar. Yoksa hepsi mi?

Memleketini neden sever insan? Mecbur olduğu için mi? Yoksa kendini onun bir parçası gördüğü için mi?

Bazen de eskisinden daha çok seversiniz yaşadığınız yeri. Ya yaşınız ilerlediği ve geçmişe özlem duyduğunuz içindir bu ya da memleketinizi güzel ve özel kılan değerleri tehdit altında olduğu için. Bu yüzden daha kıymetli gelmeye başlar insana denizin temizliği, koyların bakirliği, dağların heybeti ve sokakların sakinliği ya da binaların eski hali. Onlar tehdit altındaysa ve her geçen gün bu tehdit daha da artıyorsa daha bir kıymetli gelmeye başlar memleket insana.

Eski fotoğraflardaki arabasız sokaklar ya da meydandaki eşek fotoğrafları, fotoğraf olarak güzel artık. Ya da Kervansarayın önünde küfelerin içinde kavun satan köylüler. Böyle bir Çeşme değil tabii ki hayalimiz.

Bir tütüncü kasabası kalmayacaktı elbet Çeşme. Turizm ister istemez dönüştürür bir yeri. Böyle güzel bir yer tabii ki göç alacak, tabii ki sermaye buraya ilgi duyacak. Diğer benzerlerinde olduğu gibi. Kalkınacak, gelişecek ve hatta kalabalıklaşacak tabii.

Ama bu yapılırken değerlerini ve güzelliklerini korumak da mümkündü. Denizlerini, dağlarını, koylarını ve köylerini bu denli hoyratça mahvetmek zorunda değildik.

Çok kolay kazandıran bir yer gibi gözüktü Çeşme. Hem sakinine hem sermayeye. Onun için dört yandan saldırılara uğradı.

Yaklaşık altı yüz elli, yedi yüz sene önce Türkler’e ev sahipliği yapmaya başlamış. Buraya ilk yerleşen atalarımız korsan saldırılarından korunmak için köylerini denizden 3 km içeride çok da görünmeyen bir yerde kurmuşlar. Eski Çeşme köyü (İsmail Obası) yani. Çok sonra kale inşa edilince daha güvenli bir yer diye sahile, kalenin etrafına inmeye başlamışlar. Bazıları köyde kalmaya devam etmiş. Ta son zamanlara kadar.

O zaman korsanlardan korunmak için böyle bir tedbir yeterliydi belki. Ama gelin görün ki bugünkü korsanlar daha saldırgan, daha güçlü ve daha insafsız. Çeşme’nin havası, denizi, koyu, köyü, dağı ve her yeri onlara para olarak görünüyor. Besili piliç gibi Çeşme. Neresinden bir parça koparmalı? Koylarında ölçüsüz yayılan balık çiftlikleri ile mi? Mera, sit alanı ve yerleşim yeri tanımayan RES işgalleriyle mi? Köylerde, zeytinliklerde ve baraj koruma alanlarında faaliyet gösteren taş ocaklarıyla mı? Yoksa imtiyazlı imar haklarıyla yükselen ve yayılan rezidanslarla mı?

İmar afları vaatleri ile imarsız alanlarda son yıllarda binlerce konut yapılmasına göz yumuldu ve hatta teşvik edildi. Böylece Saray iktidarı da belediye de, sadece sermayeye avantajlar sunmakla kalmıyor, seçmenine avanta sağlıyoruz mesajı iletmiş oluyor.

Ne yazık ki, çok özel yönetilmesi ve üzerine titrenmesi gereken Çeşme, bütün değerleri ile ranta ve yağmaya kurban ediliyor. Kırılgan bir yapısı var kimsenin umurunda değil. Halen 19. Yüzyıl vahşi kapitalizm mantığı ile “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” diyoruz. Başkanlık hükümeti öyle diyor, belediye halı seriyor, sivil toplum zaten yok. Bir elin parmağı kadar aktivist ise birbirinin gözünü oymakla meşgul.

Son dönemde palazlanan, iktidar beslemesi sermaye tabii ki Çeşme’yi güzelleştirmeye gelmiyor. Ya da istihdam yaratmaya. Onun tek derdi var. Kazanmak ve daha çok kazanmak. Mümkünse en kısa sürede kazanmak. Zaten dikkat ederseniz Çeşme’deki yatırımlar hep bu özelliktedir. RES, rezidans, balık çiftliği ve taş ocakları. Bu yüzden bunlar hep iyi yerlere, en az maliyetle ve en kolay kazanacak işlere yönelik yatırımlardır.

Çeşme güzel, Çeşme özel. Bu yüzden Anadolu’daki bir kasaba gibi yönetilemez. Kamu gücü, kamu kontrolü gerekir. Planlama ve denetim gerekir. Saldım çayıra, mevlam kayıra derseniz eski fotoğraflarla avunmak zorunda kalırsınız.

Sanki Çeşme, biz Çeşmeliler’in hak etmediği bir yer olmaya başladı giderek.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
mete gönenç 14 Temmuz 2023 Cuma 16:05

çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık

Yorumu oyla      3      3  
İsmail 14 Temmuz 2023 Cuma 09:40

O RES'ler olmasa o tepeler şimdiye çoktaannnn imara açılmıştı...

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (1)
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İlk '4' madde neden rahatsız ediyor?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva