Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bu kez...
Ulu Önder ile '1000 gün' evli kalan...
İzmirli eşi Lalife ile...
Yıllar önce kaybettiğimiz usta yazar Nezihe Araz'ın...
Kaleme aldığı...
'Mustafa Kemal ile 1000 Gün'...
Adlı kurgusal eserinden şahane bir bölümü...
Birlikte okuyalım...
Bunu yaparken de...
Böylesi kıymetli anıları bugünlere taşıyanları...
Saygıyla analım…
***
İşte yine yatakta ve ağlıyor...
Mustafa Kemal ise O'nu seyrediyor...
O geceyi unutmak mümkün mü?
Sonra...
Mustafa Kemal yanına oturup, saçlarını, yanaklarını okşamıştı...
Kollarını sıvamış...
Usulca sesleniyor:
'Latife, Latife, kızım neden ağlıyorsun?'
'Bana kızdınız! Çok kızdınız...'
'Neden kızmışım ki, çocuk?'
'Kızdınız, yazı odanızı değiştirdim diye...'
Gülüyor, Mustafa Kemal:
'Aaa, bak bu doğru... Kızmadım da üzüldüm... Bak canım, ben yaşadığım yerin eşyasını kendi ellerimle düzenlemek istiyorum... Aradığım şeyi aradığım yerde bulamamak beni kızdırıyor, daha doğrusu sıkıyor... Sen ise gene, bütün o patırdıyı, bana sormadan yaptın, keşke danışsaydın...'
Latife'nin, bütün anlayış kapıları kapalıydı yine...
Yatağında doğruldu...
Artık ağlamıyordu, hatta kafa tutuyordu Paşa'ya:
'İyi... Demek ki, benden önce kimler neler yaptılarsa bu köşkte, bırakalım senin düzenin öyle kalsın... Bunu mu demek istiyorsun?'
Mustafa Kemal, karısının çenesini sabırla okşadı:
'Latifeee... Yoksa bütün bu gayretler, bu isyanlar senden öncekilerin yaptıklarını yok etmek için mi?'
Bu soru genç kadını fena kıstırmıştı; ne cevap vereceğini bilemedi birden...
'Ne hakla benimle böyle konuşuyorsun Kemal?' diye parladı...
'Bak...' dedi Mustafa Kemal ve arkasını şöyle getirdi:
'Senin bu (Kemal) hitabın da sırf sana ait bir tavır... Senden önce hiçbir kadın, beni (Kemal) diye çağırmadı... Bunu biliyor muydun?'
Latife, devam etti:
'Evet; şimdi anlıyorum ki... Evlilik çok güç bir sanatmış meğer...'
Gazi Paşa, ekledi:
'Çok gençsin... Çok başına buyruk büyümüşsün... Çok şımartılmışsın... Ama şimdi sen bir Cumhurbaşkanı karısısın...'
Ve sözlerine devam etti:
'Hakkaniyetli, yumuşacık bir kadın olduğun zaman... Sana doyum olmuyor Latife...'
İzmirli Latife, noktayı koyuyor:
'Şimdi de bana kur mu yapıyorsun?'
Gazi Paşa gülümsedi:
'Yapamaz mıyım?'
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatında...
İki tarih önemlidir...
Birincisi...
Latife Hanım'dan boşanmasıdır (05 Ağustos 1925)...
Çok üzülmüştü...
İkincisi...
'Şapka Kanunu'nun yürürlüğe girmesidir... (25 Kasım 1925)...
Çok sevinmişti...
***
Bitiriyoruz...
Kurtuluşunda İzmir'e ilk giren Kolordu Komutanı
Fahrettin Altay Paşa'nın anılarının minik bir bölümüyle...
'Latife Hanım'dan ayrılmak Gazi Paşa'yı çok üzdü... Bunu kimseye hissettirmek istemiyordu... Odasında, gramofona 'Bağrı Yanık Bülbül'e Döndüm' türküsünü çaldırarak ağladığını duymuştuk... Bir gün bana ayrıldığı eşinden bahsetti... O ara eski kayınpederi Muammer Bey'e, İzmir'deki borçları için yardım edilmesini emretti... Latife Hanım da ya bir öğretmenlik ya da sefarette bir katiplik için memuriyet rica ediyormuş... Hakaret edilir endişesiyle sokağa çıkamıyormuş... Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bunları sakin ve tarafsız olarak anlatıyor ama bir türlü kararını açıklamıyordu...'
Nokta...
Hamiş: Latife Hanım; Atatürk'ten ayrıldıktan sonra sadece bir kez yabancı basına konuştu ve durumunu, Napolyon'un eşi Josephine'e benzetti: 'Mutluyduk; ta ki yılan çıkıp gelene kadar!'... Ancak yılanın kimliğini söylememişti...'
Sonsöz: 'Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir... Çoluk, çocuk sahibi olmalıdır... Bana bakmayınız... Bu meselede örnek İsmet paşa'dır... Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir... Buna rağmen tecrübesini yaptım... Sonradan anladım ki, bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş... / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – Nisan 1936...)