13'üncü Yüzyılda...

Anadolu'da yaşamış ilahiyatçı ve sufi mistik şair Hz. Mevlana'nın...

Şahane bir özlü sözü vardır...

Hayat yolunda...

Kadersizliği ve dahi (kimilerine göre) beceriksizliği çok güzel anlatır:

'Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur...

Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın...

Öldüm der durur, yine de yaşarsın...'

***

CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu...

Kaset skandalıyla...

Atatürk'ün partisine veda eden Deniz Baykal'ın koltuğuna...

22 Mayıs 2010'da oturduğunda...

O, artık CHP'nin 7'nci Genel Başkanı'ydı...

Bugüne kadar...

13 yılda '12 seçim' kaybetti!

Ama...

Her defasında özellikle 'mazaret' ölçeklerine sığdırılan(!)

Sözleri hiç akıllardan çıkmadı...

Mesela...

15 Haziran 2011 günü Bursa Olay TV'de bizzat söyledikleri...

Pek 'unutulacak' gibi değil:

'Genel başkan olduğumda kendime bir hedef koymuştum; (Yüzde 40 olursa bizim için güzel bir hedef) diye... Yakalar veya yakalayamayız o ayrı bir nokta... Sosyal demokrat oyların anlamlı bir biçimde artması lazım... Yüzde 40 olmazsa tek başıma değil, (Biz bu işi götüremedik) diyeceğiz ve beklediğimiz sonucu alamadığımız için (Hadi eyvallah!) deyip bırakacağız...'

***

12 yıl önce dile getirilen bu söz hiç 'hayata geçti mi?' hayır!

***

Sağlam bir örnek daha var...

Kemal Kılıçdaroğlu...

23 Mayıs 2015'te Habertürk TV'ye bir demeç veriyor...

Sözleri...

Kelimesi kelimesine şöyle:

'CHP'nin aldığı oy düşerse bırakırım... Siyaseti hiç bir zaman koltuk için yapmadım... Ben olabildiğince sağlıklı, kendimize göre bir hedef koydum; yüzde 35 hedef koydum... İktidar yüzde 34'le iktidar oldu tek başına(*), biz onun üzerinde bir rakam telaffuz ediyoruz... Kaldı ki, yüzde 36, yüzde 37, yüzde 38 daha da yüksek olabilir... Gün geçtikçe oy oranımızın arttığını ben biliyorum...'

***

Kılıçdaroğlu...

Sekiz yıl önce neden böyle konuşmuştu?

Ömrünün yarısından fazlasını Atatürk'ün partisine adamış...

CHP'de yıllarca siyaset yapmış...

Ancaaaak...

Kemal Bey, partinin başına geçtikten sonra aktif politikayı bırakmış...

Türk Edebiyatı'nın özel ismi...

'Ege'de SonSöz'deki köşe yazılarının tiryakisi olduğunuz...

Değerli büyüğüm Kemal Anadol'a...

Sadece, şunu sordum:

'CHP, neden bunları yaşıyor?'

Yılların Kemal Anadol'u...

Önce dünyadan örnek verdi ve...

Siyasal partiler üzerindeki çalışmalarıyla tanınan...

Dünyaca ünlü kamu hukukçusu Robert Michels'ın...

Kulaklara küpe şu sözlerini aktardı:

'Parti lideri olan kişi, bu konuda yasaklayıcı bir hüküm ya da olağanüstü bir gelişme söz konusu olmadıkça liderliğini yaşamı boyunca devam ettirme eğilimindedir... Belirli bir süre siyasi parti liderliğini sürdüren kişi o görevi kendisine ait bir mülkiyet hakkı olarak görmeye başlar... Zira lider kendisini koruyan düzenlemelerle parti içindeki konumunu sağlamlaştırır...'

***

Ve, Kemal Anadol'dan...

CHP'ye yönelik çarpıcı bir özeleştiri:

'Partinin içinde hesap sorulabilirlik, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur... Sayın Kılıçdaroğlu bunu defalarca tekrarlamıştır... İktidardan istediğimiz bir demokratik talebi partide uygulamamız gerekmez mi? Ne var ki, Urla ve Menemen ilçelerinde başımıza gelenlerin sorumluları bugün parlamentoda...'

***

Bitiriyoruz...

Seçim sonuçlarıyla ilgili sıkıntı...

Millet İttifakı'nda 'huzursuzluk' yarattı...

Aslında...

İttifak 'işe yaramadığı' için 'ister istemez' bölündü...

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile DEVA Lideri Ali Babacan'ndan sonra...

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da...

CHP'yi hedef aldı...

Veee...

Eteğindeki taşı dökerken 'veda sözcükleri' şöyle oldu:

'CHP'nin bu seçimdeki gerçek oyu %25 değil, %17'dir...'

Buna ne dersiniz?

Nokta...

Sonsöz: 'Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez... / Hz. Mevlana...'

(*) AK Parti, 2002 Genel Seçimleri'nde oyların 34.3'ünü alarak kazandığı 363 milletvekili ile tek başına iktidar olmuştu...