Tam 40 yıl 16 gün önceydi…

Bizim evdeki Saatli Marif Takvimi'nin son yaprağı…

31 Aralık 1980 Çarşamba'yı gösterirken…

Türkiye…

1981 yılını karşılamaya hazırlanıyordu…

O günkü nüfusumuzu oluşturan 44 milyon…

Nefesini tutmuş…

Televizyonu olmayan, olanın evine misafir gelmiş…

Gözler ekrana kilitlenmişti…

Memleket o şoke eden haberle çalkalanıyordu:

'Yaşasın, televizyona dansöz çıkacak…'

Tek kanallı televizyonumuz o gece yarısı tabuları yıkacak…

Bir oryantal tam '5 dakika' göbek atacaktı…

Türkiye'nin önemli bölümü…

İşi gücü bıraktı, 'Yılbaşı Dansöz'ünü tartışmaya başladı…

Kim olacaktı?

Nasıl gerdan kıracak, nasıl göbek titretecekti?

Kimileri, 'Harika…' derken…

Bazıları da 'Ahlak elden gidiyor!' diye feryadı bastı…

TRT yönetimi, hırçın eleştirileri göğüslerken…

Dansöz arayışına başladı…

Sonunda 'ekran adabı'na uygun isim bulundu…

Pavyonlarda hiç çalışmamıştı…

Henüz 28-29 yaşındaydı…

Hem güzel hem alımlı hem de müthiş profesyoneldi…

Adında minicik bir leke bile yoktu…

Hayat mücadelesinde bir kez olsun skandala bulaşmamıştı…

TRT teklif etti; o minyon 'serçe gibi ürkek kız' kabul etti…

Her zamanki dekolte ağırlıklı kıyafet yerine…

Hanım hanımcık kostüm hazırlandı o dansöz için…

Fotoğraflar çekildi; genel müdürün onayı alındı…

Ayrıca…

Bazı omzu kalabalıkların verdiği 'okey' ile proje tamamlandı…

Artık, geriye sadece…

1981'in ilk dakikalarındaki geriye doğru sayım kalkmıştı…

'On… Dokuz… Sekiz…' derken…

TRT'nin kamerası…

Yılan gibi kıvrılan dansöze odaklandı…

Arap nağmeleriyle titreyen göbeğin görüntüleriyle…

Türkiye, 1981'i kucaklıyordu…

Ve, o görüntüler…

40 yıldır olduğu gibi asla unutulmayacaktı…

***

Döneceğiz o heyecan veren '3 dakika'ya…

***

1951'in kışıydı…

Büyüdüğünde…

Ege'nin bilumum sımsıcak özelliklerini üzerinde taşıyan…

Bir kız çocuğu olarak…

Manisa'nın Akhisar İlçesi'nde gözlerini açtı dünyaya…

Ailesi tiyatrocuydu…

Şahane dans eden annesi…

Oynak bir Arap müziği duydu mu, yerinde duramaz…

Yemek pişirirken…

Hatta bir odadan diğerine yürürken bile dans ederdi…

O kız annesine çekti…

Kapı gıcırdasa oynamaya başlıyordu…

Nitekim…

Evin cimcimesi Nesrin'i…

Beş yaşında bale kursuna yazdırdılar…

Yetmedi…

Dansöz kıyafeti diktirip; bir yıl sonra Adana'da sahneye çıkardılar…

Her tarafa…

'Harika Çocuk Nesrin' afişleri astılar…

Belediye 15 gün sonra gazinoya mühür vurdu…

***

Babasını kaybettiği için okulu bıraktı…

Nerede iş bulduysa çalıştı…

Hayatta kalabilmek için amansız bir savaş veriyordu…

Pavyona düşmemek için herkesten kaçar olmuştu…

Sekreterlik yaptı, büro temizledi, tiyatro gişelerinde bilet sattı…

Gelin görün ki…

Erkekler O'nu hiç rahat bırakmıyordu…

***

Türkiye'ye veda etti; 70'li yıllara girerken Londra'ya gitti…

Bir gece kulübünde 'dansöz' olarak ekmeğini kazanmaya başladı…

Altı yıl para biriktirdi…

İstanbul Maksim'e demir attı…

O dönemin İran Şahı Rıza Pehlevi'nin önünde dans etti…

Çok ünlü oldu…

Diğerlerinden öylesine farklıydı ki…

Göbek atarken Hintçe şarkı bile söyleyebiliyordu…

Ayrıca…

Sahne kuralları vardı…

Dans ederken, müşteriyle göz göze gelmez…

Hediye kabul etmez…

Masa üstüne çıkıp kalça sallamaz…

Veee…

Asla üzerine para yapıştırılmasına izin vermezdi…

***

Dönelim, 40 yıl önceki o Yılbaşı gecesine…

***

Sosyal tarihimize 'not düşüren' bu olayın kahramanı…

Ülkenin gelmiş geçmiş en yetenekli dansözü Nesrin Topkapı'dır…

Devlet Baba'nın televizyonunda…

Göbek titretip, gerdan kırarak…

Sadece '3 dakika' içinde bomba etkisi yaratan kadındır…

Yazımızın başındaki gibi…

Geriye doğru sayım bittiğinde…

Aynen şunlar yaşandı…

Bir Azize müziği ve beyaz şallar içinde…

Vücudunun her santimetrekaresini…

Aynı ritimde titreten Akhisarlı esmer Nesrin…

Tabuları yıkıyor; ekranımız dansöz görüyordu…

O yıla, öyle girdik…

Nesrin Topkapı'yı o gece…

40 milyon tanıdı; bir anda meşhur oldu…

Ardından ekranın önü açıldı…

Giderek böyle sürprizleri kanıksamaya başladık…

Ancak…

1980'i 1981'e bağlayan gecenin 'üç dakika' süren yüksek tansiyonu…

Hiç unutulmadı…

***

Bitiriyoruz…

Nesrin Topkapı, bugünlerde 70 yaşının tadını çıkarıyor…

İki kez aşık oldu; bir kez evlendi…

Hiç çocuğu olmadı…

İstanbul'da tek başına yaşıyor…

Ünlü isimlere 'göbek atmayı' öğretiyor…

Ve…

Hala dans ederek…

Hayatın tadını çıkarıyor…

Nokta…

Sonsöz: 'Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir… / Hz. Mevlana…'