Türk Milletinin demokratik tepki selinin önünde hiçbir kütük duramaz.
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının günlerdir sürdürdüğü 'Demokratik Tepki' sadece Taksim Gezi Parkında yapılan 'İmar Yolsuzluğuna ve Ağaç Kesimine' bağlanamaz.
Türk İnsanı, 11 yıldır süren Baskı-Zulüm-Hukuksuzluk-Yobazlık-Cumhuriyete ve Demokrasiye saldırıya ve faşizan baskılara isyan ediyor.
Türk İnsanı, 11 yıldır süren Baskı-Zulüm-Hukuksuzluk-Yobazlık-Cumhuriyete ve Demokrasiye saldırıya ve faşizan baskılara isyan ediyor.
Bu yüzden Taksim'de başlayan 'Demokratik Direniş' bir anda İstanbul'un
her yerine ve diğer şehirlerimize sıçradı. Türkiye dışında da, Berlin'de-
Los Angeles'te-Paris'te yaşayan Türkler, Polisin aşırı güç kullanmasına ve
faşist uygulamalarına, düzenledikleri toplantılarla tepki koydular.
her yerine ve diğer şehirlerimize sıçradı. Türkiye dışında da, Berlin'de-
Los Angeles'te-Paris'te yaşayan Türkler, Polisin aşırı güç kullanmasına ve
faşist uygulamalarına, düzenledikleri toplantılarla tepki koydular.
Bundan sonra ne olur?
AKP, Türk Milletinin kendisine verdiği 'vekaleti' çiğnemiştir.
Türk Milletine-Atatürk'e-Atatürk Milliyetçiliğine-Türk Vatanının Birliğine Bütünlüğüne ihanet etmiştir.
Türk Milletinin bu tepkisini AKP Hükümeti, tazyikli su-biber gazı-cop ile zor kullanarak durduramaz. Bu olaylar bundan böyle artarak devam edecektir.
Çünkü Türk Milleti, kendi kaderine el koyma kararını almıştır.
Bu hareketler, sadece şehirlerde değil, ilçe ve beldelerde de yapılacaktır.
AKP, Türk Milletinin kendisine verdiği 'vekaleti' çiğnemiştir.
Türk Milletine-Atatürk'e-Atatürk Milliyetçiliğine-Türk Vatanının Birliğine Bütünlüğüne ihanet etmiştir.
Türk Milletinin bu tepkisini AKP Hükümeti, tazyikli su-biber gazı-cop ile zor kullanarak durduramaz. Bu olaylar bundan böyle artarak devam edecektir.
Çünkü Türk Milleti, kendi kaderine el koyma kararını almıştır.
Bu hareketler, sadece şehirlerde değil, ilçe ve beldelerde de yapılacaktır.
Demokrasiye inandığını söyleyen Başbakan Erdoğan süratle aklını başına almalı ve gerçekleri görmelidir.
Öyle, 'onlar yüz bin kişi toplarsa, ben bir milyon kişi toplarım' şeklindeki kabadayı tavrı, AKP Genel Başkanı Erdoğan'a yakışabilir ama TC Başbakanına yakışmaz. Çünkü Türk Milletini kimse toplamıyor. AKP Hükümetinin
anti demokratik uygulamaları Türk Milletini bir araya getiriyor.
Öyle, 'onlar yüz bin kişi toplarsa, ben bir milyon kişi toplarım' şeklindeki kabadayı tavrı, AKP Genel Başkanı Erdoğan'a yakışabilir ama TC Başbakanına yakışmaz. Çünkü Türk Milletini kimse toplamıyor. AKP Hükümetinin
anti demokratik uygulamaları Türk Milletini bir araya getiriyor.
Erdoğan'ın yapması gereken halkın sesine kulak verip, sorumlu bir yönetici gibi davranmasıdır. Erdoğan, Türk Milletinin bu tavrına karşı olan tutumunu değiştirmez ve can kayıpları yaşanırsa sorumlu kendisi ve hükümeti olacaktır.
İçişleri Bakanlığının üst düzey bürokratlarının da inisiyatif kullanmaları, polisi vatandaşla karşı-karşıya getirecek eylemlerden uzak tutacak yöntemleri uygulamaları gerekmektedir.
Çünkü İçişleri Bakanı yapılan zatın, Başbakana itidal tavsiye etme ve sözünü dinletebilme kabiliyeti maalesef yoktur!
Çünkü İçişleri Bakanı yapılan zatın, Başbakana itidal tavsiye etme ve sözünü dinletebilme kabiliyeti maalesef yoktur!
Ülkeyi yöneten AKP Hükümetinin- Yüksek Yargının-Genelkurmay Başkanının-MİT Müsteşarının çok iyi anlamaları gerekir ki;
Büyük Türk Milleti;
*Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Federe İslam Devletine dönüştürülmesine
izin vermeyecektir.
*Cani Öcalan ile AKP Hükümeti adına MİT Müsteşarının imzaladığı anlaşma kabul edilemez. Ulus Devlet ve Üniter yapı, can pahasına korunacaktır.
*Türkiye, komşusu Suriye ile savaş istememektedir. Sınır İllerimize AKP Hükümeti tarafından getirilen El-Kaide ve benzeri tüm militanlar derhal sınırlarımız dışına çıkarılmalıdır.
*Devletimizin Laik-Demokratik-Sosyal-Hukuk Devleti ve Parlamenter sistem korunacaktır.
*Anayasamızın ilk dört maddesi mutlaka korunacaktır.
Büyük Türk Milleti;
*Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Federe İslam Devletine dönüştürülmesine
izin vermeyecektir.
*Cani Öcalan ile AKP Hükümeti adına MİT Müsteşarının imzaladığı anlaşma kabul edilemez. Ulus Devlet ve Üniter yapı, can pahasına korunacaktır.
*Türkiye, komşusu Suriye ile savaş istememektedir. Sınır İllerimize AKP Hükümeti tarafından getirilen El-Kaide ve benzeri tüm militanlar derhal sınırlarımız dışına çıkarılmalıdır.
*Devletimizin Laik-Demokratik-Sosyal-Hukuk Devleti ve Parlamenter sistem korunacaktır.
*Anayasamızın ilk dört maddesi mutlaka korunacaktır.
Türk Milletinin bu kararına uyanlar, bu aziz toprakları 'Vatan' olarak kabul edenler, etnik kökeni-inancı-ırkı ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyetinin eşit ve özgür vatandaşlarıdırlar.
Bu gerçek dışında hayal kuranlar, Türk Milletinden değildirler. İsteyen Barzani'nin, isteyen İran'ın, isteyen Obama'nın yanına gitmekte özgürdür.
Bu gerçek dışında hayal kuranlar, Türk Milletinden değildirler. İsteyen Barzani'nin, isteyen İran'ın, isteyen Obama'nın yanına gitmekte özgürdür.
Ne diyordu Büyük Usta Musa Eroğlu;
Geçtim Dünya Üzerinden / Ömür, Bir Nefes Derinden
Bak Feleğin Çemberinden / Yolun Sonu Görünüyor…
Geçtim Dünya Üzerinden / Ömür, Bir Nefes Derinden
Bak Feleğin Çemberinden / Yolun Sonu Görünüyor…
Senin devrinin de sonu geldi be usta. Ne yapacan, uyacan mecbur.
Türk Milleti böyle istiyo!
Türk Milleti böyle istiyo!