Kimsiniz siz?
Siz İmralı Canisinin kardeşi misiniz, arkadaşı mısınız, vasisi misiniz?
Hasmı olmadığınızı anladık, siz bebek katili ile hısım mısınız?
Hangi sıfatınızla bu caniye, tele-vizyon gönderirsiniz?
Önce mahkûmlara, eşleri ile görüşme olanağı tanıdınız.
Sonra Öcalan'a tele-vizyon gönderdiniz.
Ya, adam 'ben bekarım' ama eşitlik istiyorum derse.
Ve cezaevlerinde 'Apo'ya tecrit kalksın' diye açlık grevleri başlarsa,
Tele-Mit çaresiz kalırsa ne yapacak?
Şuna bir tele-kız gönderilmeli denilebilecek mi?
Bir tek şehit çocuğuna oyuncak televizyon göndermeyen,
Bir Askeri Karakola televizyon armağan etmekten kaçınan biri olarak,
Nasıl oluyor da, on binlerce canın yitip gitmesinden sorumlu bir Narko-Terör örgütünün başına, eli kanlı bir mahkûma,
Türk Milletinin parasıyla tele-vizyon gönderirsiniz?
Türk Milletinin geçmişini hep kötülediniz.
Cumhuriyette; inkar-asimilasyon, ret var dediniz.
Dersim der demez, hemen 'katliam' kelimesini yapıştırdınız.
İnsanları bombaladılar dediniz, insanların üzerine siz bomba yağdırdınız.
Cumhuriyet'in kurucularından nefret ettiniz. İngiliz ajanlarını yücelttiniz.
Gönderdiğiniz bu tele-vizyon var ya, işte sizi o alet bitirecek.
Türk Milleti televizyonlarını her açtığında, aklına İmralı Canisi ve siz geleceksiniz.
54 Bin insanımızın canını alan caniye yıllar önce 'Sayın' diyen sevginiz gelecek.
Bu dünyada işiniz artık çok zor, yastıklar size diken olacak.
Şehitlerimiz sizi, cennetteki makamlarından ibretle seyrediyor.
Yapabileceğiniz son bir şey kaldı.
Hepinizin ağzında, 'Çözüm İmralı'da', 'Anahtar Apo'da' teranesi var.
Çıkartın İmralı Canisini tele-vizyona,
Koyun sağına Cemaat Liderini, soluna onur konuğunuz Barzani'yi,
Alın yanınıza Hasan Cemal abinizi,
Siz sorun, tele-vizyon sahibi İmralı Canisi anlatsın,
Türk Milleti de dinlesin.
Türkiyeli Başbakan, Fransa Cumhurbaşkanına Hollande'e diklendi;
'O Kadın terörist ile ne konuştuğunuzu açıklayın.'
Fransız cevap verdi,
'Siz,
Sayın Öcalan(!) ile ne konuşuyorsanız, onu konuşuyoruz.
Yok aslında birbirimizden farkımız, ikimiz de hem Osmanlı Bankasıyız,
hem biz onlarla Sevr'den hısımız, size ne?'
Yazıyı, değerli arkadaşım Zahide Uçar'ın sözleriyle bitirelim;
Bu mübarek topraklar çok ihanet gördü,
Ama bu topraklar, çok haini de gömdü.
Tek kurşun atmadan bu ülkeyi teslim ettiğini sananlar,
Tek kurşun yemeden bu ülkeyi teslim aldığını sananlar,
Yaktığınız ateşte yanacağınız günler yakındır.
Not: Yarın 'Yok Sayılan 3 Kadın'ın gerçeğini yazacağım.'