Türkiye siyasetinin yaklaşık 50 yılına damgasını vuran Süleyman Demirel; 91 yaşında öldü…
Gazete sütunlarını; 'Süleyman Demirel' adının kimler için ne ifade ettiği işgal ediyor.
Kimine göre 'baba'…
'Kimine göre 'bir bilen'…
Kimine göre '6 kez gidip 7 kez gelen'…
Kimine göre 'başörtülüler Arabistan'a gitsin' diyen bir yasakçı…
Kimine göre 'bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsin' diyecek kadar kör…
Kimine göre Süleyman Demirel adı; 'idamlar, yargısız infazlar, faili meçhuller'…
'Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir' diyerek faili meçhulleri savunmak, Sivas katliamını 'münferit bir olay' olarak yorumlamak, 'Çorum'u bırakın Fatsa'ya bakın' diyerek Çorum katliamının üzerini örtmeye çalışmak da 'ülke hizmetleri' içersinde…
Ülke insanının ölünün arkasından iyi konuşma gayreti, cenazesi arkasından 'İyi biliriz. Hakkımızı helal ediyoruz' deme geleneği; darbe ile yaşamları karartılan insanlar tarafından, işkenceci Kenan Evren'in ölümü ardından 'iyi bilmeyiz. Hakkımızı helal etmiyoruz'a taşındı.
Şimdi aynı söylemler Süleyman Demirel'in ölümü ardından, farklı kesimlerden insanlar tarafından seslendiriliyor.
İslami kesimler; Cumhurbaşkanı olduğu 28 Şubat sürecinde cuntacılarla işbirliği yaparak milyonlarca insanın ahını aldığı için hakkını helal etmiyor, Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in acısı hala yüreklerinde olan Sol; 'hesap vermeden gitti' diyor…
En çok da ateşin düştüğü yüreklerin sesi duyuluyor…
'Ölünün arkasından konuşmak bizim açımızdan iyi bir şey değildir ama bize yapılanı da unutmamız mümkün değildir. Bugün ne kadar överlerse övsünler o üç gencin öldürülmesindeki rolünü gizleyemezler, günahını temizleyemezler. Hayırla yad edemiyorum. Biz sağken de söyleyeceğimizi söyledik zaten.'
Bu sözler Deniz Gezmiş'in ağabeyi Bora Gezmiş'e ait…
Bu topraklar '6 kez gidip 7 kez gelenlerin' de öykülerine de şahit etti, 'üç bizden üç onlardan' zihniyetiyle yaşamlarının baharında dar ağaçlarına gönderilen ve bir kez gidip gelemeyenlerin öykülerine de…