Başlığa bakıp da hemen mideniz kalkmasın!

Sinirleri tel tel geren açıklama…

Bu memleketin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na ait…

Diyor ki, sayın bakanlık:

'Ucuza et satan işletmeler yeterince denetlenmediği için, (et) adı altında başka ürünler satıldığı belirlenmiştir…'

Hani, alkış?

***

Peki, koca bakanlık sizin, bizim, hepimizin sağlığına kast eden bu sahtekarlıkla ilgili 'altın vuruş'u yapıyor da sonra n'oluyor?

Hiç…

***

Çünkü…

Afiyetle ne eti ile yapıldığını bilmeden yediğimiz o köfteleri yoğuranlar…

Yine aynı işi yapmaya devam ediyorlar!

Peki, koskoca bakanlık kimi uyarıyor?

Vatandaşı mı?

Eğer öyle ise, biz 'köfte'yi ya da 'pizza'yı aldıktan sonra…

Bir laborant gibi…

'Yav, bu dana eti mi, yoksa içine başka bi'şiler mi karıştırdılar?' diye şüphe içinde deney mi yapalım?

***

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın uyarısı bile…

Midenizin alt-üst olmasına yeter…

Diyor ki, bakanlığın resmi açıklaması;

'Satılan köftenin ve etin kalitesi, işletmeden işletmeye değişmektedir... Özellikle köfte yapımında kullanılan ürünlerin yeterince denetlenmemesi, sağlıksız ürünlerin satılmasına sebebiyet vermektedir… Et ve et ürünleri konusunda diğer bir konu et fiyatlarının yüksek olması sonucu ucuza ürün satan işletmelerin kaliteden taviz vermesidir…'

Bu resmi makamdan, resmen bir itiraftır arkadaş…

İtiraf'tan da öte…

Bittiğimizin resmidir…

***

Yav, bakanlık olarak sen, 'Piyasada et adı altında başka ürünler satılıyor' dersen, biz kime, kimlere güvenerek karnımızı doyuracağız?

Sen ki…

Bakanlık olarak bu mesajı bana mı veriyorsun…

Yoksa 'ayıplı mal' satıp, sağlığımızla oynayana mı?

Yoksa Sağlık Bakanlığı'na mı?

Yoksa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na mı?

Ya da, garibim, üç-beş zabıta ile 'bakkal-çakkal' denetlemeye çalışan belediyelere mi?

Kime?

***

Şimdi diyeceksiniz ki, 'Belediyenin zabıtaları var, onlar n'apıyor?'

Hooop, durdurun dünyayı inecek var…

Üç-beş zabıtanın halledeceği iş değil bu…

Kaldı ki, bilmediğiniz bi'şi'den söz edeyim…

Örneğin, falanca belediyenin zabıta ekipleri bir mandıraya girdi…

Zabıtanın önceliği o tesisin ruhsat yönetmeliğine uygun olup olmadığını denetlemek… Ürünlerin etiketleri var mı yok mu ona bakmak… Bi'de çalışanların SGK kayıtlarını incelemek… Onun dışında, eskiden ilkokullarda olduğu gibi, 'Uzat ellerini tırnaklarına bakacağım…' filan artık tarihe karıştı… O gibi teferruatlar, yani hijyen ve ürünlerin sağlık koşullarının denetimi, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün vazifesi…

***

Bu matrak görev tanımı…

Lokanta denetlerken de geçerli…

Bir sucuk imalathanesine baskın verdiğinde de…

Demek ki…

O lokantanın mutfağında hamam böcekleri dolaşıyorsa…

Ustaların elleri, üstü-başı kir içinde ise…

O garip zabıta bunu hemen Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne şikayet edecak…

Artık bakanlığın memuru o lokantaya gider mi, gitmez mi, onlara kalmış bi'şi…

Fiyat tarifesine girmeyelim…

O doğrudan Esnaf Odası'nın işi…

Zaten memleketteki 'zam furyası'na bakıp da 'fiyat tarifesi'ni neredeyse iki günde bir değiştirecek bir lokanta gördünüz mü?

O fiyat tarifesini ara ki, bulasın…

Bi'restoranda yemek yiyip, ardından da fiyat tarifesini isteyin bakalım…

Başınıza neler gelecek…

Semt pazarlarında bile…

Esnaf, hergün fiyat etiketlerini yenilemekten parmakları yoruldu…

Haberiniz var mı?

***

Bunca 'garipliklikler zinciri'nin yanı sıra…

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın, 'Ucuza et satan işletmeler yeterince denetlenmediği için, (et) adı altında başka ürünler satılıyor' uyarısı için…

Olsa olsa…

'Kaderim bu, böyle yazılmış yazım…' şarkısını mırıldanırız…

Yalan mı?

Sonsöz: 'Şu halimize bakıp, güler misin, ağlar mısın?'