'Şefkat', Arapça kökenli bir sözcük…

350 yıldır bu sıcak kelimeyi kullanıyoruz…

'Şefekat' kelimesinden türemiş…

Dört anlamı var…

Korumak… Gözetmek… Sahip çıkmak… Yanına almak…

İyi de…

Ne kadar şefkatliyiz?

***

Gözünüzden kaçmış olabilir…

Dört gün önce…

İçişleri Bakanlığı, 81 ilin valisine şu iki hassas genelgeyi yolladı:

'Kara kış bastırdı; hava buz gibi… Kalacak yeri olmayan vatandaşlara sahip çıkın…'

'Sokakta yaşayan barınamayan ve beslenemeyen, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları koruyun…'

***

Eee, n'olacak demeyin…

Devlet Baba…

Sizi, bizi, hepimizi uyarıyor…

Bu buz gibi havada sokakta tek bi'adem baba kalmasın…

Yetmez…

Sahipsiz can dostlara da sahip çıkın!

***

Devlet Baba merak etmesin…

İzmir şefkatlidir…

Her iki konuda da İzmir'in yakasında 'kırmızı kurdele' var…

Bundan gurur duymalıyız…

Mesela…

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğundaki…

Müyesser Turfan Geçici Konuk Evi…

Sokakta yaşamak zorunda kalan yurttaşlar için…

Sıcacık bir sığınak…

Karınlar doyuyor…

Yüzler mutlulukla gülüyor…

Zaten…

Şefkat dediğin…

Kalbimizi kendimize, sevdiklerimize…

Hayatımızdaki zor insanlara, yabancılara ve…

Yaşayan tüm varlıklara karşı sıcak tutmak değil mi?

Aslında…

Sığınacak ve yaşama tutunacak bir çatıdır şefkat…

Kim ister…

Yaşını aldıktan sonra sokaklarda yatıp-kalkmayı…

***

İçişleri Bakanlığı…

Kent yöneticilerine şu sorumluluğu da yüklüyor…

İnsani değerlere parmak basarak:

Tutun ki…

Misafirhaneniz yok…

Tutun ki…

Misafirhaneniz var; her odası dolu…

O zaman diyor ki Devlet Baba:

'Sokakta kalanlar öncelikli kamu kuruluşlarının misafirhanelerine yerleştirilecek... Eğer her yer dolu ise o zaman anlaşmalı pansiyon, otellerde ücret alınmadan konaklamaları sağlanacak…'

Bitmedi…

Devlet Baba…

O gariplerin sağlık kontrollerini de yaptıracaksın, diyor…

Kime diyor?

Valilere diyor…

Kaymakamlara sesleniyor…

Belediye başkanlarına işaret çakıyor:

'Kalacak yeri olmayan vatandaş, sizlerin sorumluluğunuzdadır… Onlara ailenizden biri gibi davranın… Sağlık kontrollerini yaptırın… Yakacak, temel gıda, giyim, sağlık gibi ihtiyaçlarını yerine getirin…'

***

Can dostlara gelince…

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin…

İki büyük hayvan bakımevi ve rehabilitasyon merkezi var…

Üçüncü ise yakında hizmete girecek…

Ayrıca…

Kınık, Beydağ, Bayındır ve Kiraz dışında…

İzmir'in ilçe belediyelerinin…

Kapasiteleri büyük olmasa da bakımevleri mevcut…

Yasa gereği kısırlaştırılan can dostlar…

Aşılama ve tedavileri tamamlanıp kayıt altına alındıktan sonra…

Hangi sokakta yaşıyorlarsa oraya bırakılıyor…

Ancak…

Güçten düşmüş…

Sokakta yaşamını sürdüremeyecek kadar…

Engelli ve hasta olanlar…

Rehabilitasyon merkezinde kalabiliyor…

Bakmayın böyle saydığımıza…

Bu işler yorucudur ve…

İçinizden gelmiyorsa zaten…

Hedefine ulaşamaz…

Eğer…

O ağzı var, dili yok canlara karşı…

Merhamet duygusu yeşermemişse kimilerinin yüreklerinde…

Çatlasanız…

Bir can'a nasıl sil baştan hayat sunabileceğini anlatamazsınız…

Her şeye rağmen…

İzmir, eşi bulunmaz bir şefkat kenti olarak bilinir…

Kalbimizi önce kendimize…

Sonra sevdiklerimize…

Hayatımıza giren zor insanlara, yabancılara…

Hatta…

Yaşayan tüm varlıklara karşı sıcak tutarız…

Bu özellikler…

İzmir'i seven herkesin…

Alametifarikası'dır…

Zaten…

Bu nedenle…

İzmirli olmak ayrıcalıktır…

***

Bitiriyoruz…

Sokakta, bankta yaşayan görürseniz…

İzmir Büyükşehir ekiplerini arayın…

Can dostlar için de…

Yöntemimiz aynı…

Tek bi'can bile soğuktan ve yalnızlıktan…

Çaresiz kalmasın!

Nokta…

Sonsöz: 'İyilik aradın mı insanda, kötülük kalmaz… Unutmayın; iyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes… / Anonim…'