Asrın depremi yıktı, geçti…
'Allah bu millete acısın!' niyazı eşliğinde…
Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız…
Bunlar abartı değil; gerçek!
Felaketin üstünden 200 küsur saat geçti…
Hala…
Kabuslar içindeyiz…
Depremin 198'inci saatinde bile…
Enkazdan sağ çıkarılanlar var…
Bu ne büyük mucizedir?
Ama…
Bi'de dokuz günde hayatını kaybedenlerin sayısı var…
Dün gece 32 bin'di…
Aklımızdan çıkmayacakmış gibi…
Belleğimize çakıldı; kaldı…
Ancak…
Resmi tarihi giderek yaklaşan…
Bir 'seçim' var…
Daha doğrusu aynı gün önümüze konan iki sandık var…
Cumhurbaşkanı Seçimi ve Milletvekili Seçimi…
Resmi Tarih; 18 Haziran Pazar…
Basit hesapla…
Tam '123' gün sonra!
Şu yaşadıklarımızın gölgesinde…
Türkiye'nin 10 şehri yıkılmışken…
Enkazın altında kim bilir ne kadar cansız beden varken…
O yıkılmış şehirlerde yaşayanlar…
Aç ve açıkta kalmasınlar diye…
Otellere, motellere ve dahi…
Üniversiteli gençleri evlerine yollayıp…
Onların boşalttığı yurt odalarına taşınırken…
Evi, barkı en önemlisi canı gitmiş 10 ilin 13 milyon nüfus…
Nerede… Nasıl… Hangi yöntemle…
Sandık başına gidecek?
***
Dikkat ederseniz, böyle durumlarda(!)
İlk konuşan 'bir bilen' olarak anılan siyasetçi Bülent Arınç'tır…
Ve…
Kimilerine göre…
'Tecrübenin Sesi' olarak şöhret yapmıştır…
Peki, Bülent Arınç…
Önceki gün ne dedi?
Açık ve net şunu dedi:
'Manzara o kadar acı ki; buralarda seçmen kalmamış… Hem seçmen kütükleri geçersizleşmiş hem de seçim yapmak hukuken ve fiilen imkansız hale gelmiş… Belki de seçime gidilirken Yüksek Seçim Kurulu nüfus sayımı ile bu illerin kaç milletvekili ile temsil edileceğini yeniden hesaplayacaktır…'
Dikkat!
Bu cümleler 'ileriye dönük' senaryonun ilk satırları…
Bi'de Sayın Arınç'ın yol haritası var…
Bilindiği gibi…
Anayasamızın 78'inci maddesi…
Sadece…
Savaş nedeniyle seçimlerin 'bir yıl' ertelenmesine olanak sağlıyor…
Kıdemli politikacı…
Anayasa'nın bu maddesine…
'Deprem ve benzeri gibi afetlerde de seçimlerin ertelenmesi' cümlesinin konulmasını öneriyor…
Olur mu?
Daha doğrusu Yüksek Seçim Kurlu böyle bir karar alır mı / alabilir mi?
Yani…
YSK…
Anayasa'dan aldığı güçle…
İvedi olarak toplanıp…
Mevcut 'durum' karşısında seçimlerin…
(Buraya dikkat lütfen…)
2023 Mayıs veya Haziran aylarında…
'Yapılamayacağına'…
Hükmedebilir…
***
Ve, madalyonun öbür yüzü…
Bu öneriye…
Kılıçdaroğlu sıcağı sıcağına ne dedi?
Şunu dedi:
'Anayasa çok açık... Ancak savaş halinde seçim ertelenebiliyor... Savaş olmadığına göre seçim ertelenemez... Hiç kimse Anayasa'nın, yasaların dışında gerekçeler uydurarak kendisine özgü bir hukuk normu oluşturamaz... Anayasa var… (Türkiye hukuk devletidir) diyorsak yapılamaz…'
CHP Lideri, tartışmaya noktayı şöyle koyuyor:
'Seçimden kaçmanın hiç kimseye bir yararı yoktur... Ancak zararını tüm ülke çekecektir…'
***
Bu arada…
Seçimlerin 'erteleneceğini' savunanlara…
Destek olmak adına değil ama…
Bi'de…
Aynı Anayasa…
Ve de…
Aynı YSK ile 85 milyon şu 'garip örneği' yaşamadı mı?
2019 İstanbul Yerel Seçimi'nde!
AK Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı ve…
Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz sandıklar açılınca ne demişti?
'Hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şey olmuştur…'
Partisinin zirvesini ve de en vahimi YSK'yı buna inandırdı mı?
İnandırdı…
Sonra n'oldu?
Yüksek Seçim Kurulu…
İstanbul'un ilçe belediye başkanlığı seçimlerine dokunmadı…
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etti…
YSK bu kararı '4'e karşı 7 oy' ile aldı…
Hem de hiç gerekçe göstermeden…
Seçim tekrar edilince n'oldu?
İlk seçimin sonucuna göre İmamoğlu ile Yıldırım arasında…
'14 bin oy' farkı vardı…
Seçim yenilendi…
Fark '800 bin oy' oldu…
Neden?
Seçmen 'intikam' aldığı için…
***
Demek ki…
'Olması mümkün değil' denilen seçimler olabiliyor…
Ya da…
'Bu kadarı da olur mu?' denilen seçim şaaak diye iptal edilebiliniyor…
***
Önceki gün…
Halk TV yazarı Mehmet Tezkan…
Köşesine…
Bu konuda Türkiye'nin yaşadığı iki örneği taşımış…
Son derece ilginç…
Birincisi, 1961 Anayasa'sı döneminde YSK 'Aşırı kar yağışı ve ulaşım kesilmesi, maddi zorluklar nedeniyle seçimlerin ertelenip ertelenmemesi konusunda karar verme yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna aittir' diye karar almış… (YSK karar no: 1976/11)
İkincisi, 'Deprem, su baskını gibi doğal afetler, büyük yangınlar ve bunlara benzer olaylar yüzünden seçimin yapılmasına maddi imkan kalmayacak durumlarda hemen yapılması gereken seçimlerin yapılamamış olması tabiidir... Felaket günlerinden kısa bir süre sonra veya hemen yapılması gereken seçimlerin ne zaman yapılması gerektiğinin tespiti YSK'nın görevidir…' (YSK karar no: 1966/194)
***
Minik bir tablo…
Geçmişi, bugünle karşılaştıralım diye…
Deprem vurgunu yiyen 10 kentimizde…
2018 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sandık sonuçlarına…
Bi'göz atalım mı?
Kahramanmaraş… %74.8 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %74.2
Kilis… %71.2 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %70.1
Diyarbakır… %22.9 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %27.4
Adana… %46.4 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %44.1
Osmaniye… %67.9, Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %63
Gaziantep… %64.1 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %63.9
Şanlıurfa… %62 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %64.8
Adıyaman… %64.2 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %67.4
Malatya… %70 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %69
Hatay… %50.6 Cumhur İttifakı, Erdoğan'ın oyu %48.5
***
Bitiriyoruz…
İsterse erkenden 14 Mayıs…
İsterse zamanında 18 Haziran…
Hiç fark etmiyor…
Görünen o ki…
Anayasa'dan aldığı güçle…
Yüksek Seçim Kurulu…
Şuna benzer bir karar alırsa, şahsen şaşırmayacağım:
'14 milyonluk nüfusun yaşadığı 10 şehirde acılar dindirilmeden, kentler temizlenmeden, kimlerin sağ kaldığı, kimlerin vefat ettiği belirlenmeden sandık kurulamaz…'
Zaten…
Öyle görünüyor ki…
Sanki…
Seçimler iptal edilecek gibi bir tablo var karşımızda…
Nokta…
Sonsöz: 'Siyaset ile uğraşanların, hislerle alakası kalmaz… / Abdülhak Hamit Tarhan – Şair, oyun yazarı ve diplomat…