l'in birinde, iktidar partisine mensup hatırlı bir ağa, o il'in milletvekiline;
'Vekilim, benim oğlan liseyi bitirdi, onu Kaymakam yapalım' der.
Milletvekili;
'Emrin olur ağam ama Kaymakam olmak için en az 4 yıllık Siyasal Bilgiler-Hukuk gibi fakültelerden birini bitirmek, her yıl İçişleri Bakanlığınca açılan Kaymakamlık sınavından en az 75-80 puan almak gerekir. Sıralamada alınacak Kaymakam adayının 4 katı aday arasına girmek, Lisan imtihanını başarıyla vermek ve yapılacak mülakatı kazanmak şarttır. Bundan sonra da
3 yıl Stajyer Kaymakamlık yapmak ve bu görevde de başarılı olmak ve iyi sicil almak zorundadır. Yani uzun lafın kısası ağam, bu işin oluru yok. Ama istersen senin oğlunu hemen Vali yapabiliriz
' demiş!
Bildiğiniz gibi Valilik ve Büyükelçilik istisnai memuriyettendir. Ortaokul mezunu olan ve memur olma koşullarını taşıyan herkes, İçişleri Bakanının teklifi-Bakanlar kurulu Kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile Vali olabilir.
Başbakan Erdoğan, Valilerin artık seçimle gelmesi gerektiğini söylüyor. Kürtçe eğitim- öğretim ve Kürtçe Savunma hakkından sonra Türkiye'yi felakete götürecek adımları teker-teker atmaya devam ediyor. Erdoğan'daki bu ısrarı, Öcalan ve PKK ile yapılan görüşmelerde varılan mutabakata bağlamamak için insanın ya saf, ya da hain olması gerekir.
Maalesef T.C Başbakan'ı, Eşbaşkanlık görevinin gereğini yerine getire-getire teröre boyun eğdirildi. Yıllar önce uyardığımız 'Kürtçülük-Bölücülük' kuyusunda kısıldı kaldı.
Erdoğan bir taraftan BDP'lilerin dokunulmazlıklarını kaldırırım diye Türk Milletini uyutmaya çalışıyor, diğer taraftan Öcalan'a verdiği sözleri yerine getirecek adımlar atıyor. Valilerin seçimle göreve gelmesi teklifi de bunlardan biri!
Erdoğan'ın istediği kişiyi Vali atayabileceğini yukarda yazmıştım. Denemek için
Osman Baydemir'i veya Gülten Kışanak'ı Diyarbakır Valisi atasın. Atasın da neler olacağını görelim. Erdoğan'a bu deneme uyarsa, Valileri seçimle göreve getirmek o zaman tartışılabilir.
Valilerin seçimle göreve gelmesi gerçekleşirse, neler olacağını da beraberce düşünelim;
*Vali, o ilde T.C Devletini temsil eder. O İl'deki en büyük mülki amirdir. Askerin de-Polisin de- Jandarmanın da amiridir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde özellikle 16 il'de PKK'lı adayların Vali olacağı kesin değil midir?
Örneğin, Vali Baydemir veya Vali Kışanak, il'lerine baskın yapan PKK militanlarını yakalamaları için, güvenlik kuvvetlerine emir verirler mi? Seçimle gelen Vali, devlet gücünü PKK'ya, teröre karşı kullanabilir mi?
Vali Baydemir, PKK'nın eroin sevkiyatına engel olabilir mi?
Örgüt o Vali'yi 'Halk Mahkemesinde' yargılayıp cezalandırmaz mı?
Şimdi soracağım soruyu Çiller Erbakan'la hükümet kurmaya karar verdiğinde kendime sormuştum;
'Allah, bu fani dünyada bir insana Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığından daha onurlu, daha kıymetli bir makam verebilir mi? Başbakanlıkla onurlandırılan fani, çocuklarına daha şerefli ne bırakabilir? Türk Milletine hizmetten daha büyük sevap var mıdır? Bir insan kendi menfaati uğruna tüm milletin kaderiyle nasıl oynar? Hangi insan evladı, milletine karşı bu kadar acımasızca ihanet içinde olur?'
Bu soruyu son birkaç senedir, Erdoğan için soruyorum. Erdoğan'daki bu 'körlüğün' sebebi nedir?
Niçin insan Türklükten-Türklerden-Türkiye'den nefret eder? Bu nefretin sebebi nedir? O insan ne ile tehdit edilir de, ülkesinin menfaati aleyhine hareket etmeye mecbur kalır, açığı ne olabilir?
Başbakan Erdoğan, BDP ile işbirliği yapıp bu vaatlerini Anayasa'ya koymak isteyebilir. Veya 'Beni Başkan seçin, taleplerinizi o zaman yerine getireyim' diye, Öcalan'la anlaşıp anayasayı değiştirecek sayıya ulaşabilir!
Ne derse desin, ne yaparsa yapsın bugün bulunduğu mevkiden bir adım bile ileri gidemeyecektir. Türkiye'yi bölecek bu ihanete, bu milletin evlatları izin vermeyecektir.
Türk Milletinin bugün ki nesli, Çanakkale de şehit olan dedeleri kadar akıllı ve cesurdur. Herkese hak ettiğini verecektir.
Makam hak edene 'Makam', sille isteyene 'Sille'
Var mı anlamayan?...