MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) 1997 yılında Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulmuş, ana hizmet birimi statüsünde, doğrudan Maliye Bakanı'na bağlı bir Devlet Kurumudur.
Kara paranın aklanmasını tespit etmekten, terör örgütlerinin mali kaynaklarını belirlemeye kadar çok önemli görevleri vardır. Türkiye'nin 'Mali Denetim' konusunda en iyi yetişmiş uzmanları bu kurulda çalışırlar.
Bu kurul, 12 Eylül darbesiyle ilgili dava kapsamında, darbe yapan Orgenerallerin ve yakınlarının mal varlıklarını inceliyor ve ilgili mahkemeye gönderiyor.
Rapor, bilinmeyen biri tarafından, dinci ve AKP'den beslenen basına sızdırılıyor.
Aman Allahım; Adamlar hem darbe yapmışlar, hem de 'Karun' olmuşlar!
224 dairesi olan mı ararsınız, 169 binası olan mı arasınız, bankalarda milyonlarca lira parası olanlar mı ararsınız, ne arasınız var.
Adamların sanki kökü hırsız!
Bu haber, anında görevli medya tarafından yayılıyor ve bunları okuyan herkeste, 'Yuh olsun, adamlar amma götürmüşler be, neredeyse deveyi hamutuyla yutmuşlar' kanaati yerleşti!
Böylelikle haysiyetlerle oynandı, insanlara karaçalındı, şerefleri yerlere atıldı, alınlarına hepsi için 'hırsız' damgası vuruldu. Üstelik bu iftira ve hakaretler, Müslüman olduğunu iddia edenler, kul hakkı yemekten korktuğunu söyleyenler tarafından, Allahtan korkmadan-kuldan utanmadan yapıldı!
Ertesi gün suçlananlar, feryatlarla basının karşısına çıktılar;
'İftira, yalan bunlar. 16/9 numaralı dairede oturuyorum, 169 dairesi var demişler!'
'41 numarada oturuyorum, 41 Bloklu Apartman sahibi yapmışlar!'
'Bankaya borcum var, bankada milyonlarca lira paran var dediler!'
Bu çirkin olayın üç yönü var.
1)Medyanın tavrı.
2)Bu tezgahın hazırlanması ve hazırlayanlar.
3)Siyasi İktidarın tutumu.
1)Medyanın tavrı, tam bir kokuşmuşluk ve zavallılık örneğidir. Haberi doğrulamadan kamuya duyurdular, günahsız insanları karaladılar, sonra da gerçekler ortaya çıkınca utanmadan görmezden geldiler, doğruyu yazmadılar, söylemediler. Sağır-kör-dilsiz oldular!
2)Bu tezgah 3 şekilde yapılabilir;
*Hiç ihtimal vermem ama Masak, kurum olarak bu pisliğin organizatörü olabilir,
*Masak içinden 'cemaat elemanı' biri, rakamları değiştirip, raporu çarpıtmış olabilir,
*Mahkemedeki 'cemaat elemanı' tarafından rakamları değiştirilen rapor, medyaya sızdırılmış olabilir.
3)T.C Devletinin iki önemli kurumu ciddi töhmet altındadır. Eğer bu ülkede Mahkeme ve Masak bu olayı çözüp, gerçeği kamuoyuna duyurmazlarsa, bundan böyle kimse devlete güvenmez ve kendi işini kendi halletmeye başlar. Bu ülkede başlayacak kargaşanın tek sorumlusu da AKP Hükümeti olur.
Her ağzını açtığında, dürüstlük-tarafsızlık-hak-adalet-demokrasi-kul hakkı kelimelerini dilinden düşürmeyen Başbakan Erdoğan bu 'yüzkarası durumu' görmezden gelemez.
Başbakan Erdoğan; Ya, Maliye Bakanı 'İngiltere vatandaşı' Mr. Shimshek'e' talimat verip bu olayı çözülmesini sağlamalıdır, ya da Maliye Bakanını görevden almalıdır.
Erdoğan bunları yapmaz olayı görmezden gelirse bilsin ki, bu olay da hesabı sorulacaklar dosyasına girecek ve tüm bu haksız yere suçlanan-karalanan insanların 'hakları' Başbakan Erdoğan'ın boynunda olacaktır.
Bu olayın suçluları yakalanmaz ve adalete teslim edilmezse, MASAK denen kuruluş adını PASAK(Pislik Atanları Saklama Kurumu) olarak değiştirsin.