İzmir Valisi Sayın Mustafa Toprak. AKP'li bir Bakana yıllarca danışmanlık yapmanız, sizin siyasi görüşünüz hakkında net bir fikir veriyor.
Diyarbakır'daki çalışmalarınızı takdir eden AKP Hükümeti, sizi terfi ettirerek İzmir'e gönderdi.
İzmir, Türkiye'nin hiçbir iline benzemez. Burada ya 'vezir' olursunuz, ya 'rezil' olursunuz, bunun ortası yoktur.
Demokrat olursanız-İnsan Haklarından taviz vermezseniz-Yönetiminiz, devletin tüm kurumlarıyla birlikte İzmirliye saygılı ve eşit mesafede olursa- kısacası
'TC Devletinin Valisi' olursanız, İzmirli sizi sever.
Aksi şekilde davranır, 'AKP Valisi' olursanız, İzmirli sizi sevmez.
Son olaylar sebebiyle maalesef iyi bir intiba bırakmadınız.
Polis, İzmir'in her yerinde insanlara karşı 'Aşırı Güç ve Kimyasal Gaz' kullandı. İnsanlar yaralandı, dövüldü, iş yerleri ve bazı evler tahrip oldu.
Bütün bunlardan daha korkunç olanı, Pazar gece yarısı 'Sivil giyimli' kişilerin ellerinde sopalarla özellikle Alsancak-Plevne Bulvarında kadınlara saldırıp, vahşice dövmeleridir.
Şimdi bir kez daha ve son olarak soruyorum. Eğer tatmin edici yanıtı alamazsam, size karşı oluşacak tavrımızı İzmir Kamuoyuna duyuracağız;
Kimdir bu eli sopalı sivil adamlar?
-Bunlar, sivil giydirilmiş polisler midir? Eğer öyle ise, Polis Üniforması ile yapılamayacak işleri yaptırabilmek için mi bu devlet memurlarına sivil kıyafet giydirildi?
-Bunlar, herhangi bir siyasi partinin elemanları mıdır?
-Bunlar, herhangi bir illegal örgütün-mafyanın-çetenin militanları mıdır?
Bu sorular, Anayasasında 'Hukuk Devleti' yazan bir devlette cevapsız bırakılamaz.
İzmir'de böylesine korkunç bir olayın yaşandığı gerçeği ortada dururken, İzmir'de Devletin Temsilcisi olan Vali'nin suskun kalması kabul edilemez.
Değerli Okurlar;
Demokratik bir Devlette bu soruların İçişleri Bakanına ve Başbakan'a sorulması gerekirdi.
Bakan, baskılar sebebiyle kontrolünü kaybetmiştir. Bakan bizzat AKP tarafından devre dışı bırakılmıştır. AKP Genel Başkan Yardımcıları utanmadan Valileri doğrudan arayıp 'boş ver bakanı kardeşim, sen benim dediğimi yap' diye talimat vermektedirler.
Başbakan Erdoğan'ı dünkü Tunus seyahati öncesi izlediğimde, kendisinin muhatap alınmasının mümkün olamayacağını bir kez daha anladım.
'Biz şu anda evlerinde bekleyen %50'ye, durun-bekleyin deyip tutuyoruz'
'Onlar yüz bin kişi toplarsa, biz milyon toplarız'

diyen bir kafa ile ne konuşulabilinir ki!
Bu yüzden herkes kendi ilindeki Vali'leri ile muhatap olmalıdır. Vali'ler içinde Türk Devletinin ekmeğini yediklerini unutmayanlar mutlaka vardır.
Yukarı kısmı(Hükümet) ilk seçimlerde nasılsa bitirilecektir.(Sandık ve oy çalınması önlenebilinirse)