31 Mart 2024'e çok bi'şi kalmadı...

Parmak hesabı...

Taş çatlasa yedi ay...

Toplasan; yaklaşık 200 gün...

Ana Muhafelet lideri...

Beştepe'ye...

Gazetecilerin eliyle mesaj yolladı:

'Unutmaması gerekiyor; karşısında 100 yıllık bir parti ve son seçimde demokrasiden yana oy kullanan 25 buçuk milyon insan var...'

Bu cümle...

Cumhur İttifakı'nı ürkütür mü?

Göreceğiz...

***

Garip ama; gerçek...

Altıok'lu gemiyi...

13 yıl 100 gündür sevk ve idare eden Kılıçdaroğlu...

Sürekli medyayı şikayet ediyor:

'Emekli derneklerine giden benim... Köylülerle dertleşen benim... Mağdurları Meclis kürsüsünde konuşturuyorum... Taksi şoförleriyle buluşuyorum; vatandaşın içindeyim... Benim dışımda bunları yapan siyasi lider var mı? Gelin görün ki; benim yaptıklarımı medya görmüyor...'

Bence hepsi görüyor!

Ama bi'kısmı yazmıyor / yazamıyor(!)...

Bu daha büyük sıkıntı...

Yazsa da...

Hala Ana Muhalefet Lideri'ne güvenmeyen / güvenemeyen bir kitle var...

İnkar etmek yanlış olur...

Bakın...

Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin ikinci turunda...

Yurt içi ve yurt dışında...

Toplam 54 milyon seçmen bi'kez daha sandık başına gidiyor...

Erdoğan, 28 milyon oya yaklaşmış...

Kılıçdaroğlu da 25 buçuk milyonda kalmış...

Arada 2 milyon 330 bin fark var...

Elini biraz daha uzatsa yakalayacak mutlu sonu ama...

Olmuyor işte...

Bitiremiyor...

Demek ki...

Varsa bi'sıkıntı, ki bana göre var!

O sıkıntının başkenti CHP'nin çatısı...

Sahadaki takım ve teknik direktör hala 'arayış' içindeyse...

Tribündeki taraftar...

Her yenilgide faça (jilet) mı atsın koluna, vücuduna?

***

Net, bi'kararı var...

Ankara'da buluştuğu gazetecilere şöyle diyor:

'Muhalefeti paramparça görmüyorum; ilişkileri de koparmış değiliz... Medya kanlı bıçaklıyız, birbirimizi boğazlayacağız gibi veriyor... Biz pekala üç - beş gün sonra veya bir ay sonra da bir araya gelebiliriz. Ortak mutabakat metninin altında hepimizin imzası var ve hiç birimiz (İmzamı geri çektim...) demiyoruz...'

Kılıçdaroğlu her ne kadar böyle dese de...

Siyaset'in barometresine bakarsanız...

'Dağılma kesin!'

Birleşme içinse 'fal açmak' lazım!

Kılıçdaroğlu dışında diğer liderler...

40 milletvekilini aldıktan sonra...

Aslanlar gibi, arkaya (mutabakat metnine) bile bakmadan ne dediler?

'Tüm ittifaklar seçim ittifakıdır; seçim biter ittifaklar ortadan kalkar!'

Son durak yani...

***

14 Mayıs'ta seçime girerken...

50 ankette DEVA'nın oy ortalaması 'yüzde 2' civarındaydı...

Kararsızlar dağıtılınca 'yüzde 1' bile değil...

Kaç milletvekili kaptı ittifak sayesinde?

Tam, 14 tane...

Aynı yöntemle...

Saadet Partisi ile Gelecek Partisi'nin 10'ar milletvekili oldu...

Demokrat Partisi ise üç vekil aldı...

Seçime girerken o partilerin oy oranları...

Bence DEVA'ya bile yaklaşmıyordu ama...

Bu bir 'ittifak meselesi' idi ve gereği yerine getirildi...

Seçim üstü 'Kaymaklı kadayıf', dedikleri işte buydu!

Neymiş?

Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek partileri...

TBMM'de ortak bir grup kuracaklarmış...

'Hayal kurmak hayatı uzatıyor!' diyenler haklı...

***

Çok hassas bir konu...

Üstünde durmak gerek...

CHP Lideri Kılıçdaroğlu...

Üç büyük belediye reislerinden söz etme zamanı geldiğinde...

Dedi ki...

'İmamoğlu ve Yavaş devam etmeli...'

Tam...

'Ya, Tunç Soyer?' demeye hazırlananlar içinse...

Sözlerini şöyle sürdürdü:

'Genel Başkan olarak görüşüm, başarılı belediye başkanlarının görevlerini sürdürmeleri yönünde... Özellikle Ankara, İstanbul, Mersin, Adana ve Antalya gibi yeni aldığımız kentlerin belediye başkanlarının ikinci dönemlerinde daha başarılı olacaklarını biliyorum...'

Sihirli bir cümle...

Sihir ise...

Şu beş kelimede saklı:

'Yeni aldığımız kentlerin belediye başkanlarının...'

İzmir'i, CHP yeni almadı ki...

Rahmetli Alyanak'tan beri...

Taaa, 50 yıldır hep Altıok'ta...

Araya 'CHP' rozeti olmadan giren tek Büyük Reis...

ANAP'lı Burhan Özfatura...

Bi'nokta koymaya ihtiyaç varsa...

O da şudur:

İzmir, Tunç Soyer'le yürür...

Ötesi yoktur...

***

Peki...

Meşhur CHP Kurultayı'nda n'olacak?

Kılıçdaroğlu...

Şöyle bir söz verdi:

'Değişim yapacağız o kesin... Tüm demokratik standartları getireceğim... Parti özgürce kendi genel başkanını seçecek... Yeri geldiğinde başkanı görevden alacak bir kurultay olacak...'

***

Kılıçdaroğlu, yaklaşan yerel seçim için...

Ne denli iddialı olduğunu...

Güçlü ama 'kışkırtan' bir iddia ile dile getirdi:

'Konya alınmayacak yer değil; iyi bir aday bulursak, başarabiliriz...'

***

Bitiriyoruz...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu...

Kurultay öncesi resmen içini döktü...

Siyaset'i harmanladı ancak...

Öyle bir Türkiye fotoğrafı çekti ki, an itibarıyla...

Asıl o 'acı gerçekler'e dikkat çekmek bu köşenin görevi...

'Türkiye, bir bataklığa sürükleniyor... Uyuşturucu kullanma yaşı 10'a indi... Kız çocukları satılıyor, kimsenin ilgilendiği yok... Uyuşturucu baronları elini kolunu sallayarak geziyor... Varlıklı olanlar kokain kullanıyor... Gençler elden gidiyor... Uyuşturucu baronları kara paralarını getirsin diye Gazi Meclis'ten yasa çıktı... Bunlara siyasi desteği kim veriyor?'

Nokta...

Hamiş: Hava değişiyor... 37 derecede beynimiz yanıyordu... Islak serinlik başladı ama dikkat ederseniz sağanak bekleyen CHP'liler bi'süre 'parçalı-bulutlu' bir hava ile idare edecekler... Hayırlısı...

Sonsöz: 'Akıl bir kuzu... Nefis (kötü istek) bir kurt... İman ise çobandır... İman kuvvetli olmazsa Nefis Aklı yer... / Hz. Mevlana...'