Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...

Böylesi kıymetli anıları bugünlere taşıyan herkesi…

Saygıyla analım…

***

Atatürk, kısa yaşamında…

Çok güzel, çok şirin bir Karadeniz kenti olan…

Amasya'yı beş kez ziyaret etti…

Dördüncü ziyaret 28 Eylül 1928'te gerçekleşti…

Cumhurbaşkanıydı ve yanında Başvekil İsmet Paşa vardı…

Öğle saatleriydi…

Vali Konağı'nda…

Yörenin ileri gelenleriyle sohbet ediyordu…

Bir ara…

Gözleri karşısında oturan kişiye takıldı…

Yaşı 50'nin üstündeki adam…

Beline kadar inen sakalıyla Atatürk'ün dikkatini çekmişti…

Yanındaki Vali'nin kulağına eğilip sordu:

'Kim bu?'

Amasya Valisi, fısıldar gibi cevap verdi:

'Efendim, kendisi Şıh'tır(*)… Yörede çok hatırlısı vardır!'

Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve…

Gözlerinin içine bakarak şöyle der:

'Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir…

Şunu rica etsem de en azından…

Peygamber Efendimiz'inki gibi kısaltsan…'

Bunları söylerken de…

Sakalın uzunluğunu anlatmak için…

Eliyle boyun altı hizasını gösterir…

Şıh, yere bakarak, 'Emrin olur Paşam…' diyerek yerine çekilir…

***

Aradan zaman geçer…

Bir akşam Atatürk, Amasya'daki Şıh'ı hatırlar ve…

Vali'yi telefonla arayıp durumu sorar…

Vali, gerçeği saklamaz:

'Şıh'ın sakalında en küçük kısalma bile olmadı paşam!'

Gazi, telefonu kapatır; önündeki not kağıdına…

Birkaç satır yazar…

Yaverinden…

Yazdıklarını Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister…

***

Ertesi gün Amasya'dan sürpriz haber gelir…

Şıh Efendi…

Ulu Önder'i görmek için Ankara'ya doğru yola çıkmıştır…

Şıh efendi…

Bekletmeden Atatürk'ün karşısına çıkarılır…

Şıh'ta inanılmaz değişiklik vardır…

O göbeğine kadar uzanan sakal tamamen kesilmiş…

Sinekkaydı tıraş olunmuş…

Saçlar kısaltılmış, kılık-kıyafet baştan sonra değiştirilmiş…

Özetle…

Amasyalı Şıh, bambaşka bir görünüme bürünmüştü…

***

Atatürk'ün yakın arkadaşları…

Bir anlam çıkaramadıkları bu değişimi Gazi'ye sordular:

'Aman paşam; o Şıh ki, sakalına el bile sürdürmezdi…

Siz ne ettiniz de kökünden kesilmesini sağladınız?'

Gülümseyerek cevap verdi Büyük Önder:

'Dün akşam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve Şıh'ı, Afyon'a vali atadığımı bildirdim… Ardından yeni bir yazı hazırlayıp, yavere o yazıyı da Şıh'a vermesini söyledim…'

***

İyi de…

Şıh'tan başka kimsenin okumadığı o minik pusulanın satır aralarında…

Ne yazıyordu dersiniz?

Okuyalım birlikte:

'Şıh Efendi… İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim… Valilik meselesine gelince; bugün koltuk uğruna 40 yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir… Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım… Kal sağlıcakla…'

***

Bitiriyoruz…

Belki de ilk kez dile getiriliyor…

Atatürk…

Ömründe sadece bir kez 'sakal bıraktı'…

Onun hikayesi de şöyle:

Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, savaş sırasında…

Her zaman fotoğrafları çekilir ve…

Anadolu'da bu fotoğraflar haberleri süslerdi...

Gelgelelim; O anıt insanın sadece…

Trablusgarp Savaşı'nda sakallı fotoğrafı vardı…

Başka hiç sakallı fotoğrafını göremezsiniz…

Bunun nedeni ise…

Trablusgarp Savaşı'nda Araplara komutanlık yapmıştı ve…

Onlara yakın görünmek için sakal bırakmıştı…

O sakallı hali zekasının unutulmaz bir göstergesidir…

Nokta…

(*) Şıh: Şeyh kelimesinin başka versiyonu / Tarikat kurucusu…

Hamiş: Ulu Önder Atatürk, kahvaltıyla arası hoş değildi… Uyanır uyanmaz yatakta bağdaş kurar, günün ilk kahvesini ve sigarasını içerdi… Kendisi hiç sakal tıraşı olmaz, sinekkaydı bir tıraş için yüzünü berberinin usturasına teslim ederdi…

Sonsöz: 'Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış Doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz! / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – 1930)