Güncel

Prof. Dr. Sözbilir, 4,5’lik depremi yorumladı: 2017'nin artçısı!

İzmir’de de hissedilen ve sabah saatlerinde Ege Denizi açıklarında gerçekleşen 4.5 büyüklüğündeki depremi Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü AFAD - Bilimsel Destek Kurul Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir yorumladı. Sözbilir, yaşanan depremin 2017’de gerçekleşen 6,2 büyüklüğündeki depremin artçısı olduğunu belirtti.

Ozan EKİZ/EGEDESONSÖZ – Ege Denizi'nde Karaburun açıklarında sabaha karşı saatlerinde 4.5 büyüklüğünde deprem oldu. Depremin etkisi İzmir'de de hissedildi ve İzmirliler güne depremle uyandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü AFAD - Bilimsel Destek Kurul Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaşanan depremi Egedesonsöz'e yorumladı.

'2017 YILINDAKİ DEPREMİN ARTÇISI'
Yaşanan depremin 2017 yılında gerçekleşen fay ile aynı yerde olduğunu ve bu depremin artçısı olduğunu belirten Sözbilir, 'Bugün sabah 04.57 de Midilli Adası güneyinde 4.5 büyüklüğünde meydana gelen deprem Midilli Fayı üzerinde gerçekleşmiştir. Ulusal ve uluslararası sismoloji merkezleri bu depremin Doğu-Batı uzantılı ve eğim atımlı bir normal faydan kaynaklandığını doğrulamaktadır. Midilli Fayı'nın Doğu bölümü 12 Haziran 2017 tarihinde 6.2 büyüklüğünde bir deprem üretmişti. Bu depremi İzmir şiddetli hissetmiş fakat herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmamıştı. Bugünkü deprem ise yine aynı hat üzerinde meydana gelmiştir. Bu nedenle bugünkü deprem 12 Haziran 2017 depreminin artçısı olarak değerlendirilebilir' ifadelerini kullandı.

'YENİ FAY BULUNDUĞUNA DAİR BEYANLAR GERÇEK DIŞI'
Çeşitli mecralarda İzmir'deki fay sayısının arttığına yönelik olan iddialar hakkında konuşan Sözbilir, 'Bilindiği gibi 30 Ekim 2020 tarihinde Kuşadası Körfezindeki Samos Fayı'nın kırılmasıyla 70 km uzaklıktaki Bayraklıda can ve mal kaybı yaşanmıştır. Midilli Fayı ise Karaburun'a 25 km, Bayraklı'ya ise 70 km uzaklıkta bulunuyor. Dolayısıyla İzmir'i etkileyebilecek bir fay. Zaten İzmir merkezden 100 km çaplı bir daire içinde denizaltında ve karada toplam 30 civarında diri fay bulunuyor. Karadaki faylar MTA kurumu tarafından 2011'de belirlenmiş durumda. Buna göre, İzmir'deki diri-aktif ve potansiyel diri fay sayısı 17 olarak biliniyor. Komşu illerdeki ve Ege denizi suları altındaki faylarla birlikte bu sayı 30'u bulmaktadır. Bunun dışında yeni bir fay bulunduğuna dair beyanatların anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle Bornova Ovası'nda ve kıyıda olduğu iddia edilen fayların aktif olma olasılığı yoktur. Bu faylar Alüvyon dediğimiz en genç malzeme altında gömülü olan basamak fayları sınıfında değerlendirilmesi gereken faylar. İzmir ve çevresindeki bir fayın diri fay sınıfında değerlendirilebilmesi için, o fayın son 12 bin yılda en az bir kez yeryüzüne gelip yüzey kiriği oluşturması, yani yıkıcı bir deprem üretmiş olması gerekir. Dolayısıyla İzmir ve çevresinde yeni aktif fayların bulunduğuna dair görüşlerin doğruluk payı yoktur diye düşünüyorum' dedi.

'İZMİR'DE RİSK AZALTMA ÇALIŞMALARINA HIZ VERİLMESİ GEREKİR'

Son olarak İzmir'deki fayların dağılımına dair tehlikenin altını çizen Sözbilir, şu ifadeleri kullandı:

Türkiye'de diri fayları resmi anlamda tanımlama, haritalama ve yayınlama hakkı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlügü'ne aittir. MTA Türkiye Diri Fay Haritasını 2011-2013 yılları arasında yayınlamış ve kamuoyu ile paylaşmıştır. Ortalama 10-20 yılda revize edilen bu haritanın son hali, yakın bir gelecekte yine MTA tarafından kamuoyuna duyurulacaktır. Sonuç olarak İzmir ve yakın çevresinin deprem tehlike düzeyi 2011 yılından beri değişmemiştir. Bunun yanında risk açısından baktığımızda Bornova-Konak gibi ilçelerde kademeli bir kentsel dönüşüm uygulanmakla birlikte yeterli değildir. 30 adet fayın İzmir'in hem yerleşim yerinden ve hem de Ege Denizi içinde gelişigüzel dağıldığını düşündüğümüzde İzmir'in 30 ilçesinde aynı anda risk azaltma çalışmalarına hız verilmesi gerekmektedir.