Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha…

Merak edilen ve çok az değinilen bir konuyu sizlerle paylaşalım...

Ve, o günleri…

Son derece değerli özgün notları bugünlere taşıyan…

Falih Rıfkı Atay, Niyazi Ahmet Banoğlu ve…

Hasan Rıza Soyak gibi kalem ustalarını…

Saygıyla analım…

***

Çok az konuşulur başlıktaki sorunun cevabı:

'Neden hiç çocuğu olmamış?'

Kuşkusuz her hangi bir 'yasak' filan yoktur ama…

Pek de girilmez bu 'hassas' konuya…

Aslında…

'Asırlık Merak'ın dibinde şu gerçek vardır:

'Atatürk çocukları çok severdi…'

Öyle severdi ki…

Kendisine yakın olan herkese 'çocuk' diye hitap ederdi…

Zaten…

Çocuklara olan sevgisinin en büyük göstergesi…

Dünyanın tek çocuk (23 Nisan) bayramını…

Bu vatanın evlatlarına armağan etmesi değil midir?

***

Atatürk'ün dilinde çocuk, 'sevgi' demekti…

Çocuk sözcüğünde…

Sevgi… Yaşam… Canlılık… bulurdu…

İçinde bitip tükenmeyen bir çocuk sevgisi vardı…

***

Ömrünün yarısını cephede geçiren Atatürk…

İçindeki çocuk sevgisini…

Evlat edinerek dindirmeye çalıştı…

Sekiz gence 'manevi baba'lık yaptı…

Çıktığı yurt gezilerde çocuklarla hep yakından ilgilendi…

Onları dinledi, türküler söyletti, şakalaştı…

'Çocukla çocuk oldu...'

***

Bir gün dostlarının yanında…

En küçük manevi kızı Ülkü ile şakalaşıyordu…

Atası'nın dizinde oturmuş o sevimli kız…

Katıla katıla gülerek onun altın saçlarını çekiyor…

Burnuna yapışıyor, hatta…

Ara sıra minicik elleriyle yüzüne küçük küçük tokatlar indiriyordu…

Atatürk de çocuklaşmış gibiydi…

Bir yandan kahkahalarla gülüyor…

Bir yandan da sözde başını korumaya çalışıyordu…

Sonra yanındakilere döndü…

Mavi gözleri sevgi ve neşeden ışıl ışıldı…

Duygularını şöyle seslendirdi:

'Çocukluk ne güzel şey... Çocuklar ne sevimli, ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misiniz? Riyakarlık nedir bilmezler… Bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi söylerler…'

***

Mustafa Kemal, o zorlu savaş yıllarında…

İnsanların açlıktan sarsıldığı günlerde bile…

Çocuklarlarla yakından ilgilendi…

Etrafındakilere 'Çocuk…' diye seslenmesi…

Aslında…

Ulu Önder'in herkes tarafından bilinen çocuk sevgisinin…

Diline yansımasından başka bir şey değildi…

Hayatının yarısını cephelerde geçmiş Mustafa Kemal'in…

En çetin şartlarda bile kalbi boş kalmamış…

Ömrünün her özel zamanlarında…

Zarif ifadelerle mektuplaştığı…

Kalbini açtığı bir kadın mutlaka olmuştu…

Gelgelelim…

Yüreğinde öyle boşluk vardı ki…

Ulu Önder o boşluğu hayatı boyunca dolduramadı…

O boşluğun yarattığı derin sızıyı…

Yakın çevresiyle hep paylaştı…

Doğruyu söylemek gerekirse…

O boşluk 'evlat hasreti'nden başka bir şey değildi…

***

Bitiriyoruz…

Gelelim; başlıktaki sorunun 'en mantıklı' cevabına…

Ulu Önder…

Sekiz manevi evlat büyüttü…

İddialara bi'göz atarsanız…

Mesela…

Fikriye'nin…

Gazi Mustafa Kemal'in hayatında bambaşka bir yeri vardı…

O, merak ettiren…

'Neden hiç çocuğu olmadı?' sorusunun…

Söylentiye dayansa bile tek cevabı vardı:

Atatürk, Cumhuriyeti ve değerlerini yaşatmak için evlat sahibi olmamıştı…

Bazı görüşlere göre ise…

Türk Milleti'nin 'kendisini hiç unutmaması'nı sağlamak için…

Böyle bir karar vermişti…

Nokta…

Sonsöz: 'Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir… Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'