Olmaz tabii!

Çünkü, asırlık Cumhuriyet Tarihi'nde…

İlk kez 'ittifak salatası' bu işin içine girdi…

Resmi olarak 24 Haziran 2018'de…

Gayrı resmi olarak da…

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde…

Ha'di, diyelim ki…

Sistem (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) bunu gerektiriyor…

Ha'di, diyelim ki…

Genel seçimlerde 'sandık işbirliği' iş yapar!

(Ki, pek iş yapmadığını gördük… Sadece MHP ve İYİ Parti'nin barajı aşmasına yaradı!)

Ama…

İş yerel seçime geldiğinde…

Yasal olarak 'ittifak' mümkün olmasa da…

Adı konmamış…

İşbirliği var… Dirsek teması var… Gönül beraberliği var…

Tutmaz!

Tutmadığını göreceğiz…

Şöyle göreceğiz…

Arkadaş, ben falanca belediye başkanını başarılı buluyorum…

Bi'tane de olsa oyumu O'na atacağım…

Gelgelelim…

Yazılı olmayan 'ittifak' nedeniyle…

Senin beğendiğin O Başkan uçtu, gitti…

Partisi, O'nun yerine…

Dirsek temasındaki partinin adayını koydu…

İyi de, O'nu tanımıyorum ki…

Ben, iki dönem bana hizmet veren başkanımı istiyorum…

Çok uzatma, yeni arkadaşla yetin!

Şimdi ben seçmenim…

Ben de heyecanın 'H'si kalır mı?

***

Diyecek ki, siyasetin sivri zekalıları…

'Ne yani, ittifak yapmasaydık ve seçime tek parti olarak girseydik ve dahi senin başkanın adını asansörde çizip, başkasını yazsaydık n'apacaktın?'

Hiiiiiç!

Sadık partiliysem eğer…

Gidip o arkadaşa 'kuzu kuzu' oyumu atacağım, çaresiz…

İşte, tablo bu!

Seçmen bu hale getirildi el birliği ile…

İki ay önce yazarak sormuştum:

'CHP çok mu mecburdu İzmir'de ittifak yapmaya?'

Zılgıt'ın Allahı'nı yedim!

Arkadaş, sen CHP olarak…

'İzmir benimdir, benim kalacak…' diye el sıkışıyorsun İYİ Parti ile…

Sonra kalkıp…

Asırlık Parti olarak, tarihinde ilk kez…

Kiraz'da, Tire'de aday çıkarmıyorsun…

Üstelik, 2014'te adeta yalvararak aday yaptığın kıdemli başkanı…

Bi'kalemde çizip, çöpe atıyorsun!

O da gidip, DSP'den aday olacağı konuşuluyor…

Neden?

Kazanmak için değil, CHP'den intikam almak için…

Çünkü, o başkan zaten CHP'li değildi!

Bu da yetmiyor…

İYİ Parti'nin, İzmir'in beş ilçesinde (şimdi 3'e düştü)…

Aday çıkarmasına izin veriyorsun…

Yani başka bir ifade şekliyle…

'Gel arkadaş sen benim Karşıyaka, Urla ve Selçuk'ta oylarımızı böl!' demeye getiriyorsun…

Bunu hangi 'ahval ve şerait' içinde yapıyorsun?

Mevcut 22 belediye başkanının…

17'sine 'tırpan' atarak…

Kadın aday sayısını ikiye indirerek…

Tebrikler, ayrıca bravo!

***

AK Parti farklı mı?

Ne münasebet!

O da kalktı, 'ittifak'ın yüzü suyu hürmetine…

Ortağı MHP'ye…

İzmir'de beş ilçe verdi…

Ha'di, diyelim ki; Aliağa zaten MHP'nindi…

Çeşme'nin, Dikili'nin, Foça'nın ve Narlıdere'nin…

2014 sonuçlarına bi'göz atıverin…

Olmadı…

24 Haziran oy dağılımına bi'zahmet bakıverin…

Cumhuriyet Halk Partisi…

Çeşme'de %53 ile, Dikili'de 53.5 ile, Foça'da 47.7 ile, Narlıdere'de 56.6 ile sandıktan çıkmış…

Çok mu kolay 'Cumhur İttifakı' için bu ilçeleri alabilmek?

O günlerden bugüne…

Ekonomik sıkıntının dışında ne yaşandı / yaşanıyor?

Hal böyle olunca…

Heyecan mı kalır İzmir seçmeninde?

***

Heyecansız seçimin adayları da gidişatın farkında…

Doğru düzgün vatandaşın ayağına gelen yok…

İşin kolayını bulmuşlar…

Face'ten fotoğraflı 'tanıtım' atıyorlar…

Neden?

Onlar da anladılar…

'Kısa' ve 'ince' bir yolun yolcusu olduklarını…

***

Şimdi seçmenin ders verme zamanı…

Verecek de zaten!

Nokta!

Sonsöz: 'İnsanın sözü, kalbindekini haber verir! / Hz. Mevlana…'